"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Modern Müslüman - 1

Ahmet Said Aydil
26 Haziran 2025, Perşembe
Modern çağın girdabında Müslümanların yaşadığı sarsıntılar, çoğu zaman yalnızca siyasî ya da sosyolojik olaylar gibi görünür.

İman perspektifinden bakıldığında ise, her büyük değişim ve dönüşüm İlâhî kaderin çizdiği geniş bir planın parçasıdır. İnsan, dünü ve yarını tam olarak göremez; fakat tevekkülle bakabildiğinde, karanlık gibi görünen hadiselerde dahi bir rahmet izi bulabilir. Kemalist devrim de işte böylesi çok boyutlu bir imtihan alanı olarak okunmalıdır.

Cumhuriyetin ilânı sonrası gerçekleştirilen inkılaplar; hilâfetin kaldırılması, medreselerin kapatılması, İslâmın hukuk sisteminden çıkarılması, ezanın Türkçeleştirilmesi gibi çok köklü değişimlere sahne oldu. Bu süreç, elbette Müslümanlar için ağır bir sarsıntıydı. Kur’ân eğitiminin yasaklanması, zihinleri derin bir şaşkınlığa sürükledi. Bu travmatik süreç, başta Bediüzzaman Said Nursî gibi zatlar olarak Müslümanların içine dönmesini ve hakikatle daha sahici bir yüzleşme yaşamasını da beraberinde getirdi.

“Belâ zahiren zulümdür, fakat hakikatte adildir.” Musibetler, gafleti dağıtan tokatlar gibidir. Batıyı zapt ederek gelen modernite dalgası, yalnızca teknolojik ilerlemeyi değil, aynı zamanda dini kamusal alandan dışlayan, ahireti ve ahlâkı unutturan ve insanı yalnızca bu dünyaya mahkûm eden bir zihnî dönüşümü de beraberinde getirdi. İşte Kemalist devrim özünde bu zihinsel dönüşümün yalnızca yerli bir yansımasıydı. Cenab-ı Hak, “şerri hayra tahvil eden”dir. Bu doğrultuda bu devrim, dış yüzüyle dine karşı gibi görünse de, içyüzüyle Müslümanların imanlarını derinleştirmelerine, İslâm’ı şekilcilikten hakikate taşıyan bir arayışa girmelerine vesile olmuştur.

Nitekim Bediüzzaman, bu zorlu dönemde mücadeleyi açık cephelerde değil, kalpte, zihinde ve sükûnetle yürütülmesi gereken bir tefekkür mücadelesi olarak gördü. Silâhla değil, iman hakikatleriyle direnmeyi tercih etti. O, devrim karşısında ne boyun eğen bir teslimiyetçi ne de kör bir isyancıydı. Onun tavrı, âdeta Kur’ânî bir dengeydi: Sabırla direnmek, akılla anlamak, kalple derinleşmek.

Bugün geriye dönüp baktığımızda, bu sancılı süreç sayesinde “Modern Müslüman” dediğimiz yeni bir şahsiyet tipi doğmuştur. Ne tam anlamıyla Batılılaşan, ne de geçmişe tamamen takılı kalan bu yeni tip, inancını modernite karşısında yeniden yorumlayan, akıl ile vahiy arasında bir denge kurmaya çalışan, gelenekten kopmadan geleceğe yürümeye çabalayan bir arayıcıdır. Bu şahsiyet, geçmişin zahirî dindarlığından sıyrılarak, daha sahih, daha samimî bir iman çizgisine ulaşma çabası içindedir, ulaşmaktadır.

Velhasıl…

Allah, şeytanı bile insanın yükselmesi için bir vesile kılmışken, tarih içindeki zorlu dönemleri hayırdan tamamen yoksun görmek, İlâhî hikmete karşı eksik bir bakış olur. Kimi zaman şeytanın vesvesesi imanı derinleştirirken, kimi zaman da dünyevî bir zulüm, kalbi hakikate yöneltebilir. Kemalist devrim de böylesi bir “İlâhî sarsıntı” idi. Dıştan bir kırılma gibi görünse de, içten bir toparlanmaya kapı araladı. Dünyevî aktörlerin eseri gibi görünse de, İlâhî kaderin Müslümanları uyandırmak için attığı dikkat çekici bir tokattı.

Bugün yapılması gereken, o dönemin acılarını biriktirmek değil; o acıların hikmetini anlamak ve geleceğe daha bilinçli yürümektir. Modern Müslümanın misyonunun net şekilde belirmeye başladığı günlerde hatırlayalım:

“Zahiren çirkin perdeler altında, gayet güzel neticeler var. Bir zararımıza bedel, yüz menfaat bizlere ihsan ediliyor. Onun için, geçici, muvakkat sıkıntılara ve sarsıntılara ehemmiyet vermemek lâzımdır.”

Okunma Sayısı: 1351
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Enes

    27.6.2025 23:28:01

    Üstad Halkçıları ne zaman affetmiştir?

  • Akın Öztürk

    27.6.2025 11:19:23

    Tebrik ederim kardeşim.iyi bir yazı.Halkcilari zaten üstad affetmistir.Onlarda şimdi üstad gibi baskı görüyor demek onlarda da değişim,tahvil olacak.birde sana katıldığım nokta biz mesela kuran alfebesiyle ateizm yayılıyordu son dönemde.çeviri kitaplar.Allah o işi onlara Kur'an harfleriyle yaptırmadı o hurufu kuran bize has kaldı vesselam.

  • nagehan

    26.6.2025 15:28:57

    Ayrıca, her şer de bir hayır vardır konulu/bakış açılı yazınız genel bağlamda önemli, yerinde de... Fakat; Kemalizm'in yanında, sonrasında özellikle üstad Bediüzzaman gibi İMAN tehlikesini fark edip mücadele eden bir topluluk karşısında -Fettullah-GÜLENİZM kartını/asimilasyon politikasını, müslüman Türk halkını dönüştürme/yozlaştırma, imanından etme(KAYNAYAN KURBAĞA metodu) adına ortaya koyma "AKLI", daha önem arz eden bir konu olarak değerlendirilmeli diye düşünüyorum!.// Zaten bir müslümanı ancak; 'ALLAH' diyerek, kandırmak, çekmek mümkün değil midir?! // Selametle...

  • nagehan

    26.6.2025 14:34:49

    ... Zaten dünya müslümanların, bu biçare halleri; sizin de -belki, daha farklı bakış açısı/niyet ile-tasvip ettiğiniz bu "modern" olma çabasından kaynaklı değil midir?! // Hürmetler, Selâmet ile.

  • nagehan

    26.6.2025 14:32:58

    ... [Kim İslam’dan başka bir din ararsa (yani Hakk Dinin bazı hükümlerini gereksiz sayarak ılımlaştırmaya veya yetersiz görüp katılaştırmaya çalışıyorsa, ya da bâtıl din ve düşüncelerle uzlaştırıp yozlaştırarak Protestan bir İslam uyduruyorsa, bu) ondan asla kabul edilmeyecektir. O, ahirette de kayba uğrayanlardan birisidir.] Âl-i İmrân/85 !!! Ve ...

  • nagehan

    26.6.2025 14:30:38

    ... (eüzü besmele ile) [(İmanı ve İslam’ı istismar ederek; insanları kendisine, ekibine ve bâtıl partisine değil) Allah’a (Kur’an’ın ve Resulüllah’ın yoluna) çağıran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben Müslümanlardanım (her konuda Müslümanların huzur ve yararından ve İslami kurum ve kurallardan tarafım)" diyenden daha güzel sözlü kimdir?] Fussilet/33 ve ...

  • nagehan

    26.6.2025 14:29:33

    "Modern Müslüman" tabiri; İslam'ın güncellenmesi, İslâm'ı çağa uydurma çabası anlamında, bir nevi beşer(şaşar ki!) aklı bir yeni -müslüman-kimlik değil midir ki; sonsuz ilim kudret sahibi, Hâlık/Alim/Hakîm olan ALLAH(c.c.), İslâm'ı din/doğru yol olarak kullarına sunmamış mıdır da önüne bu sıfatı koyma gereği duyalım?! // Ve Rabbimiz buyuruyor ki; ...

  • Osman Yıldırım

    26.6.2025 14:27:13

    "Tebeddül ü ile hakikat tebeddül etmez" Kemal8zmin hükmettiği donemle günmüzdeki tekadam anlayışı birbirinden farklı değil o gün dine karşı olan bir şahsiyetin dayatması ile karşıkarşiya idi toplum bugünde yine dindar görünümlü ve dinde hiç olmayan b8r dayatma ile karşı karşiyayız yani o gün M.Kemali elestirmek yasaktı bugünde hakim tekadamın yanlişını soylemek yasaktir.ikinc8si biricisinden daha çok zarar vermektwdir. Zira biricisi din karşıtlıği ile yanlıs yapiyordu bugün dindar görünümüyle yanlıslar yapıyor toplumda " eger din bu adamın dediği ve yaptığı ise ben böylesi bir dini kabul etmiyorum" demektedir. Yani isimlerin değişmesi ile hakikat değısmemektedir.

  • Eda Gül Beyaz

    26.6.2025 12:00:25

    3- Modern Müslüman kavramı kemalizm ile ve sadece Türkiye de ortaya çıkmamıştır. Bugün Türkiye toplumunda cari olan kemalist sistemin etkisiyle yetişen "modern müslümanlar" diğer islam ülkelerindeki müslümanlardan neye göre öndedir? Neye göre diğer ülkelerdeki müslümanların müslümanlığı ülkemizdeki "modern müslüman"dan eksik kalmaktadır?

  • Eda Gül Beyaz

    26.6.2025 11:56:23

    2- Kemalist sistemin imanından ettiği nesillerin hesabı ne olacak peki? Bu vatanın evlatlarını imandan koparan kemalist sistemin bir sonucu olarak imanını kaybeden müslümanlar sorunu ortaya çıkmaktadır. İmanını koruyanlara bakıp kemalist sistemin olumlu etkisi yorumunda bulunmak, bu noktaya dikkat etmemek anlamına gelmektedir. Kemalist sistemin, Müslümanların imanına musallat olan bir şeytani yapı olduğu kabul edilmelidir. Ve bu pencereden uzaklaşılmamalıdır.

  • Eda Gül Beyaz

    26.6.2025 11:50:05

    Öncelikle güzel bir konuya değindiğiniz için çok teşekkür ederim. Bu tarz teorik tartışmaların yapılması ileri dönük perspektif geliştirmek açısından önem taşımaktadır. Yazının içeriği hakkında bir iki şey söylemek istiyorum: 1- Kemalist sisteme maruz kalan müslümanlara Allah'ın takdir etmiş olduğu güzellik, Allah şer gördüklerinizden hayır çıkarandır sırrına muvafıktır. Ancak bu, kemalist sistem iyi ki geldi, müslümanlar böylece gelişti dedirtmemeli. Kemalist sistem bizatihi kötüdür. İstenilmez. Sonuçlarından güzellik çıkması da özündeki kötü oluşu yok etmez. Bu yaklaşım bugün de yanlış bir düşünce olarak, kemalistlerin sopası müslümanların üzerinden eksik olmasaydı müslümanlık daha iyi olurdu diye bir yola insanı sürükleyebilir.

  • Salih baş

    26.6.2025 05:33:52

    İyi de sayın yazar bu şahsiyet yalpalıyor şuurlu bildiğimiz nur talebeleri bile zulme taraftar oldu savruldular. Âlimi olmayan millet tefessüh etmiştir.

  • Raşit örenel

    26.6.2025 00:38:25

    "Kemalist devrim de böylesi bir “İlâhî sarsıntı” idi. Dıştan bir kırılma gibi görünse de, içten bir toparlanmaya kapı araladı. Dünyevî aktörlerin eseri gibi görünse de, İlâhî kaderin Müslümanları uyandırmak için attığı dikkat çekici bir tokattı." Tebrik ederim, tam olarak bu kanaatteyim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı