"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Algı operasyonlu propaganda savaşı

Cevher İLHAN
26 Haziran 2025, Perşembe
İsrail’in İran’a terör saldırısında, tam bir algı operasyonlu psikolojik ve medyatik propaganda savaşı büyük yalan ve yanıltmalarla yürütüldü.

İsrail saldırıp savaşın fitilini ateşlediği halde Siyonist-Evanjelik mihrakların sürekli “İran saldırısı” saptırması piyasaya servis edildi. Netanyahu’nun Trump’a yalvar yakar “savaşı durdurma” talebi gizlenirken, İranlı yetkililer “böyle bir taleplerinin olmadığı”nı açıklarken, “İranlılar Beyaz Saray’ın önünde diz çöküp ‘savaşı durdur’ diyorlar” diyen Trump, “İsrail ve İran aynı anda ateşkesi istedi” karartmasına başvurdu. 

Delik deşik olan “demir kubbe” efsanesinin çökmesiyle İran’ın fırlattığı balistik füzelerin yüzde 30-35’inin İsrail’in stratejik merkezlerine düşmesi üzerine sirenlerin her çalışında kaçıştıkları sığınaklardan günler boyunca çıkmayan İsraillilerin kafileler halinde ülkeyi terk edip Amerika’dan Avrupa’ya göçmelerine, yalnız Kıbrıs Rum Kesimi’ne yirmi bin İsraillinin kaçmasına ve İsraillilerin kalkışmaya varan infiallerine karşı, İran halkının kalabalık gruplar halinde İran bayraklarıyla meydanlarda toplanıp ABD ve İsrail’e “zillet bizden uzaktır!”, “Amerika’ya, İsrail’e teslim olmak yok!” protestoları tam tersine çarpıtıldı.

SALDIRGANLIK İTİRAF EDİLDİ

Keza Amerikan halkının Gazze’ye ve İran’a sahip çıkan, İsrail’in soykırımını, saldırganlığını ve haydutluğunu kınayan, Trump’a “İsrail’in oyuncağı olma” ve “savaş suçu işleme” tepkili gösteriler medyatik çarpıtmalarla örtbas edildi.

O denli ki Gazze’de onlarca hastaneyi bombalayıp binlerce çocuğu, hastayı katleden İsrail’in bir kentinde bir füzenin isabet ettiği askerî karargâhın yanındaki askerî hastanenin camlarının çatlaması “İran hastane bombalandı” yalanıyla yaydırıldı.

Ancak en büyük dezenformasyon, Netanyahu’nun Amerikan Yahudî lobisine ve Siyonist mahfillere ağlamasıyla Trump’un Kongre kararı olmadan Amerikan anayasasına aykırı olarak İran’ın nükleer enerji ve uranyumu zenginleştirme hakkının bombalanmasıyla, BM kararı olmadan uluslararası hukuku çiğnedikleri itirafıyla açığa çıktı.

Keza İranlıların önceden başka yere taşıdıklarını bildirdikleri başta Fordo, Natanz ve İsfahan olmak üzere ülkedeki nükleer tesislere dair Pentagon sözcüsü “kesin değil, bilmiyoruz” diye geçiştirirken, Trump’un “insanlarımızı öldüren İran’ın kilit uranyum zenginleştirme tesislerini bütünüyle yok ettik” iddiası, Netanyahu’nun “onlarca fabrikayı imha ettik, artık nükleer silahlara erişmeyecek, asırlarca devam edecek tarihî bir zafer!” pompalaması havada kaldı.  

Aslında Netanyahu’nun “ABD’nin hakkaniyetli gücüyle İran’ın nükleer tesislerini hedef alan cesur kararı” övgüleri, bütün dünyanın gözü önünde egemen bir ülkeye saldırmayı “muhteşem bir askerî başarı” nitelemesi soykırım ve saldırganlığın ikrarı oluyor.

Trump’la birlikte İran’a “Ya barış yapın ya da daha büyük saldırılarla karşılaşacaksınız, yeniden saldırırız!” tehditleri saldırganlığı, işgali ve zulmü “normalmiş” gibi gösteren bir diğer yaman çelişkili propaganda olarak kayıtlara geçiyor.

MEDYATİK YALANLAR TUTMADI…

Bu arada İran’da hiçbir karşılığı olmayan, devirdikleri eski emperyal taşeronları -Amerika ve İngiltere’ye sığınan- Şah’ın oğluyla İranlıları darbeye kışkırtmalarıyla “İran’da rejimin değiştirileceği” yaygarası koparıldı ancak arkası gelmedi. En muhalif kesimler dahi İsrail ve ABD’nin saldırısına karşı açıkça Tahran yönetiminin yanında olduklarını bildirirken, “dinî lider” Hamaney’le Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın Azeri olmalarıyla peşinen çöken İran’da “Azerilik” etnik iftirak ifsadı fitnesi ateşinin alevlendirilmesi asparagası havada kaldı.

Görünen o ki Trump’un “on iki gün savaşı” olarak tarihe geçmesini istediği savaşta sonuçta İran’ın büyük bedeller ödemesine rağmen kaybeden İsrail ve ABD olmuştur. Bundandır ki İran’ın saldırganlığıyla tetiklenen ancak İran’ın her defasında yüzlerce füzeyle karşılık verdiği savaşta İsrail ve ABD’nin geri adım atması gürültüye getiriliyor.

İsrail’in ilk kez füzelerle stratejik noktaların, askerî karargâhların, havaalanlarının, istihbarat merkezlerinin vurulması karambola getiriliyor. Trump’un bölgedeki en büyük üssünün füzelerle vurulmasını “haber verdiği için İran’a teşekkür”le geçiştirmesi bundan.

Ama nafile, yeltenilen yalanlar, algı operasyonları, dezenformasyonlar, psikolojik harekâtlar, medyatik propagandalar artık tutmuyor. Ve bir defa daha Ankara’dakilerin bu küresel-emperyal yalanlara karşı nerede durdukları soruluyor. 

Okunma Sayısı: 609
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı