"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cennet, imamlık ve namaz

Süleyman KÖSMENE
28 Eylül 2013, Cumartesi
CENNETTE RUH BEDENDEN AYRILIR MI?

İzmir Bayraklı’dan Erdost Özden: “Cennette ruh isterse bedenden ayrılabilecek mi?”
Ruh bedenden bir kere dünyadan giderken ayrılacak. Mahşer öncesinde de ruh tekrar bedene gelecek ve insan dirilecek. Bu dirilişten sonra artık beden ve ruh muhteşem bir ikili olarak dünyadaki gibi iç içe olacak.
Ruhun bedenle uyumu mükemmel bir kompozisyon oluşturacak ve insan bu mükemmellikle mahşerde Allah’ın huzurunda yargılanacak, ardından Cennete de, Cehenneme de bu mükemmellikle girecek. Cehennem’de ne kadar yansa da bu mükemmellik bozulmayacak, Cennette ne kadar ikram ve saadete gark olsa da bu mükemmellik bitmeyecek. “Hâlidîne fîyhâ ebedâ”1 (Orada onlar ebedî kalacaklar) sırrı inşaallah bu mükemmellikle tecelli edecek.
Cennette beden ve ruh, bu uyum mükemmelliği ile “ruh hiffetinde” olacaklar. Ağırlıkları olmayacak. Işık hızından daha sür’atli hayal sür’atinde olacaklar, bir anda yüz bin yerlerde bulunabilecekler, yüz bin sevdikleriyle ayrı ayrı bir arada bulunabilecekler.2
Yani Cennette saadet için ruhun bedenden ayrılmasına gerek kalmayacak. Ama bir fantezi olarak istenirse, böyle yaratılışa ve fıtrata aykırı bulunan, herhangi bir saadet de getirmeyen fantezilerin Cennette cevap bulacağı yönünde bir haber de mevcut değildir.
***
İMAMLIK SEVAPLIDIR, AMA MESULİYETLİ İŞTİR
Çamdibi’nden İbrahim Bey: “İmamların mükâfatı yok mudur? İmamlar cennete beş yüz sene sonradan mı girecek? Böyle bir söylenti var. Aslı nedir?”
İmam Arapça’da yöneticiye, idareciye, devlet başkanına, lidere, kanaat önderine, rehbere, yol göstericiye, içtihat sahibi âlime dendiği gibi, namaz kıldıran kişiye de denmiştir.
Yol göstericilik ve rehberlik manasında Peygamber Efendimiz de (asm) ümmetine imam3, Kur’ân da ehl-i şuura imamdır.4
Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Hepiniz çobansınız. Hepiniz yönetimi altındakilerden sorumlusunuz. Devlet başkanı çobandır. Yönettiği kimselerden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır. Gözetimi altındakilerden sorumludur. Hepiniz çobansınız. Gözetiminiz altındakilerden sorumlusunuz.”5
Bu hadise göre herkesin şöyle veya böyle imamlığı vardır ve herkes imamlığı, yani çobanlığı nispetinde sorumludur.
Bununla beraber adil yöneticinin, hiçbir gölgenin bulunmayacağı kıyamet gününde Allah’ın arşında gölgeleneceği Peygamber Efendimiz (asm) tarafından müjdeleniyor.6
Bu görevler içinde mesuliyeti en hafif olanı namaz kıldırmaktır. Bununla beraber, namaz kıldırmak Müslüman’ın ibadeti ile alâkalı olduğundan elbette mes’ûliyeti muciptir. Fakat mes’ûliyetin ağırlığı, eğer liyakatle yapılırsa imama yüksek dereceler kazandırır.
Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: 
“İmam sorumlu ve bütün cemaatin vekilidir. Namazını tam ve güzel kıldırırsa, hem kendisine, hem de cemaate büyük sevaplar vardır. Şayet bozuk kıldırırsa, bunun vebali cemaate değil, kendisinedir.”7
Yönetici anlamında imamın, yönettiği kimselerden önce cennete giremeyeceği rivayetleri imamlık sorumluluğunun ağırlığını gösterir.
***
ORUÇ TUTANIN NAMAZ KILMAMASI
Merve Kuruçaylı: “Ramazan ayında oruç tutup namaz kılmayanın oruç sevabından bir şey eksilir mi?”
Oruç da, namaz da Allah’ın emirlerindendir. Her ikisinin de farz olanı vardır, vacip olanı vardır, sünnet olanı vardır.
Farz olan ibadetleri yapmaya mecburiyet vardır. Yapmadığımızda ise mahşerde sorgu ve hesap vardır. Çünkü farz ibadetler zimmetimizde olan ibadetlerdir. Yaptığımızda zimmetimizden düşer. Yapmadığımızda zimmetimizde kalırlar. Bu zimmet mahşere kadar devam eder.
Oruç tutan, ama namaz kılmayan birisi, oruç borcunu ödemiş, orucu zimmetinden çıkarmış; ama namazı zimmetinde bırakmış olur.
Akıllı ve mükellef bir Müslüman’ın namaz borcunu zimmetinde bırakmayı alışkanlık haline getirmesi makbul bir davranış değildir. Bu tutum oruç sevabını eksiltmez, ama kulluğu bir bütün olarak düşündüğümüzde, genel manada sevabında eksilmeler olur.
Ama eğer orucu tutan bir Müslüman, oruçtan daha hafif ve daha kolay bir emir olan namazını da kılarsa kulluğunu güzelleştirmiş, zimmetlerini ödemiş, sevaplarını katlamış ve inşaallah Allah katında makbul bir makama yükselmiş olur.

Dipnotlar:
1- Nisa Sûresi: 57, 122; Maide Sûresi. 119; Tevbe Sûresi: 22, 100.
2- Sözler, 28. Söz, s. 462.
3- Sözler, s. 169.
4- Sözler, s. 170.
5- Müslim, Imâre, 1829; Ebu Dâvud; 2928; Riyaz’üs-Sâlihîn, 3/210.
6- Müslim, Zekât, 1031; Riyaz’üs-Sâlihîn: 2/259.
7- İbni Mace . İmam Suyuti, Camiü’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/704.

Okunma Sayısı: 2319
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı