"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müslüman, Müslüman’a hakaret etmez

Süleyman KÖSMENE
04 Ağustos 2014, Pazartesi
Ali Bey: “Bir kişi bana sövdüğü zaman benim ona karşı tavrım nasıl olmalıdır? Kavga etmeli miyim? Yoksa âhirete mi bırakmalıyım? Ne yapmam gerekir?”
HER ŞEY MAHŞER İÇİN
Her şeyi mahşer adına yaşadığımız ne kadar da kendini gösteriyor, değil mi? Mahşere ne çok malzeme çıkarıyoruz? Yığınla! İnsanlar arasındaki ağız bozukluğundan el bozukluğuna, hakaretten haksızlıklara, nezâketten saygıya her şey, ama her şey mahşer için bulunmaz malzemeler teşkil ediyor. Aslında bu bakımdan dünyanın hiçbir olayı, hiçbir acısı, hiçbir gücü veya güçsüzlüğü dünya açısından hiçbir önem arz etmiyor.  
Birisi sana sövdüğü zaman, cevap vermezsen, mahşerde alacaklı olursun. Şeytan itekler ve bir fazlasıyla sövgüsünü iade edersen, bir iki de patlatırsan, bu defa mahşerde o alacaklı olur, çünkü sen bire bir söylemedin, hem bir fazla söyledin, hem de vurdun. Her iki halde de mahşerliksin. Ancak bire bir söylersen, hakkını mahşere bırakmadan almış olursun. Fakat bu defa da sövmekle ilgili yasak karşımıza çıkar.
    
MÜSLÜMAN, ELİNDEN VE DİLİNDEN EMİN OLUNANDIR
Müslüman’ın Müslüman’a sövmesi haramdır. İster ilk saldırı niteliğinde, ister cevap niteliğinde, fark etmez, her ikisi de haramdır. Eğer ilk saldırı niteliğinde olursa günahı “kebâir” derecesine çıkar. Peygamber Efendimiz (asm) Müslümanlığı şöyle tanımlıyor: “Müslüman, Müslüman’ın elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.”1
Peygamber Efendimiz’in (asm) verdiği bir haberde, beşerî ilişkileri bozuk olan ve fakat mahşer gününe namazıyla, orucuyla ve zekâtıyla gelen bir Müslüman’ın orada kaybına sebep olan ve kendisini hayırlı amel bakımından iflâs durumuna getiren sosyal hatâları arasında “Müslüman’a sövmesi” de vardır.2
Nitekim sövmek tehevvürün eseridir. Tehevvür, kuvve-i gadabiyenin ifrat mertebesidir. Bu mertebede insan Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “ne maddî ve ne manevî hiçbir şeyden korkmaz. Bütün istibdadlar, tahakkümler, zulümler bu mertebenin mahsulüdür.”3
Konuyla ilgili bazı hadisleri buraya alalım:  
l “Nerede olursan ol, Allah’tan kork! Kötülüğün peşinden iyilik yap ki, onu silsin. İnsanlarla iyi geçin.4
l “Allah’tan kork! Hiçbir iyiliği küçümseme. Bu, su isteyen birisine kovadan su vermek, Müslüman kardeşini güler yüzle karşılamak bile olsa.
l “Yerde sürünecek kadar uzun elbise giymekten sakın. Çünkü bu kibir alâmetidir. Allah ise kibri sevmez.
l “Biri sana dil uzatır ve sende olmayan bir kusurla seni ayıplarsa, sen onu sahip olduğu kusurla dahi ayıplama. Onu, günahı kendine, sevabı sana olduğu halde terk et. Kimseye asla sövme.5
   
ALLAH’IN İNTİKAMI YETERLİDİR

Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “Allah’ın mü’min kulu kızdığında zulmetmez. Sevdiği kişi için günaha girmez. Kendisine emânet edilen şeyi zâyi etmez. Hased etmez. Başkasının şerefini lekelemez. Etrafına sövüp saymaz. Şahidi bulunmasa da, üzerindeki hakkı itiraf eder. Başkasına kötü lâkap takmaz. Namazda huşû sahibidir. Zekâtını geciktirmeden verir. Sarsıcı olaylarda gücünü ve metânetini kaybetmez. Bollukta çok şükreder. Sahip olduklarına kanaat eder. Kendisine ait olmayan şeyi, “benimdir” diye iddia etmez. Başkalarının kusurlarını biriktirip intikam alma yoluna gitmez. Yapmak istediği bir hayırlı işe cimrilik mâni olmaz. Öğrenmek için insanlarla haşir neşir olur. Meseleleri kavramak için insanlarla konuşur. Zulüm ve haksızlık gördüğünde, Rahman olan Allah bizzat intikamını alıncaya kadar sabreder.”6
l “Bir kişinin Müslüman’ın şerefine dil uzatması büyük günahlardandır. Bir sövmeye iki sövme ile karşılık vermek büyük günahlardandır.”7
l “Birbiriyle sövüşen iki kimsenin söyledikleri şeylerin günahı, kendisine sövülen haddi aşmadığı sürece ilk sövmeye başlayan kimse üzerinedir.”8

Dipnotlar:

1- Riyâzu’s-Sâlihîn, 211. 2- Riyâzu’s-Sâlihîn, 218. 3- İşaratü’l-İ’caz, s. 29. 4- Câmiü’s-Sağîr, 1/65. 5- Câmiü’s-Sağîr, 1/66. 6- Câmiü’s-Sağîr, 2/1375. 7- Câmiü’s-Sağîr, 3/3491. 8- Müslim, Birr, 68.
Okunma Sayısı: 1851
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ahmet sert

    4.8.2014 23:15:00

    Ne güzel sıralamışsınız.Şu yazdıklarınıza itiraz edecek kim var.Şunu belirteyim ki son birkaç senedir gerek sadeleştirme gerekse siyaset saikasıyla öyle sözler söyleniyor ki ...Kulaklarım bu sözleri duymaması gereken kişilerden duyduğu için an oluyor ki Nurlara dokunmak tan hicap duyuyorum.Uhuvvet,ihlas risaleleri sanki hiç yazılmamış veya okunmamış gibi.Tekrar ediyorum ki Yüce Allah cc Sevdiği kullarını veya Mühim vazifelerle istihdam edeceği toplulukları zorlu bir imtahana tabi tutar ama ASLA rezil etmez.
    Buna en güzel misal Saadet Asrı ve Sevgili Üstadımız ve onun vefakar,sadık talebeleridir.Nasıl Sahabeyi Kiramdan Allah Resuluna asm ihanet eden olmamış ise Üstadımızın Talebelerinden kimse ona ihanet etmemiştir.Dün gece Şualara bir göz attım.Afyon mevkufiyetinde Nur talebelerinin cansiperane Üstadlarını ve Nurları savunduklarını hayalen tahattur edip onların hesabına vakar içinde kaldım.Allah hepsinden razı olsun.Nice nice Mekanı a’laya terfii
    rütbe eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı