"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ekmek bulamıyorlarsa böcek yesinler!

Yasemin GÜLEÇYÜZ
22 Mayıs 2013, Çarşamba
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, açlık ya da aşırı kiloyla mücadele ve beslenmeyi desteklemek için alternatif bir çözüm sundu. BM’nin raporuna göre, böcekler de et gibi faydalı...

BM, açlıkla mücadele etmek, beslenmeyi desteklemek ve çevre kirliliğini azaltmak için alternatif besin kaynağı buldu: Böcekler... BM Gıda ve Tarım Örgütü, Roma’daki merkezinde ’Yenilebilir Böcekler: Gıda ve Yem Güvenliğinin Geleceği için Öneriler’ adlı 200 sayfalık raporunu açıkladı. Raporda, dünyanın farklı bölgelerinde 2 milyar kişinin halihazırda sofralarında protein ve mineral açısından zengin böceklere yer verdiği belirtildi. (Mayıs 2013 tarihli gazeteler)
***
Evet dünyanın bir bölümü aşırı kilo problemi ile uğraşırken, diğer bölümü açlığa çözüm aramakta.
Ve BM, bu probleme bir çözüm olarak fakir ülkeler için böcekleri alternatif kaynak olarak sunmakta!
Fransız İhtilâlinin sebeplerinden biri olarak “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” anlayışı gösterilir. Fakir halktan kopuk, problemlerine lâkayd kalan Saraylıların da sonu olur bu anlayış!
Ne yazık ki, modern zamanlarda da tablo değişmemiştir!
Zengin ülkeler dünya kaynaklarının çoğunu ele geçirip israfla tüketirken, BM fakir ülkelere de böceği tavsiye etmekte. Zira paylaşmak, yardım etmek ve merhamet duyguları körelmeye yüz  tutmuş durumda..

HAZİNE-İ GAYB
Yaşadığımız âlemde bolluk ve bereket hâkim. Bir taneye bin tane veren mısırlar, bire on veren buğday başakları, her bahar gayb âleminden kilolarca meyveye taşıyıcılık yapan ağaçlar… Zehirli bir böcekten dünyanın en leziz tatlısını, elsiz bir böcekten kumaşların en güzelini bize hediye ediyor Rabbimiz…
Evet, yaşadığımız âlemde aslında bolluk ve bereket hâkim. Asıl kıtlık şefkatte, rikkatte ve merhamette!
Zihin kodlarımız öylesine yabanîleşmiş ki bu kavramlara, sözgelimi, bolluk karşısında fiyatlar düşmesin diye fazla sütü dereye döken üreticileri, avlanan fazla balığı denize döken balıkçıları, elinde kalan sebze ve meyveyi ucuz fiyata vermektense çöpe dökmeyi tercih eden semt pazarı esnafını gördü bu gözler!
“Bu sene erik bol, kimse almıyor. Etiketi çıkaracaksın üç dört katına bak nasıl alırlar. Nankör bunlar nankör!” diye burnundan soluyan erikçi nasıl da düşündürtmüştü beni uzun uzun… Doğruluk payı yok değildi söylediklerinde.
Gerçekten de nedense bol olan her şey önemsizleşip, sıradanlaşıyor insanoğlunun gözünde. Oysaki İlâhî rahmet hikmeti gereği bazen bol bol, bazense daha az gönderip imtihan ediyor biz kullarını, nankörlük mü yapacağız, şükür ve iktisatla mı sarf edeceğiz?

İLGİNÇ ARAŞTIRMALAR, GARİP ÇELİŞKİLER!
Yapılan bir araştırma Afrika ve Asya’da yoksulluk ve açlıktan ölen insanların kıtlığın değil, merhametsizliğin kurbanı olduğunu göstermekte. Global ısınma, nüfus artışı, tabiî kaynakların erimesi gibi sebepler sadece olanları normalleştirmek için birer bahane… Sözgelimi dünyadaki her insana günde 3500 kalorilik enerji sağlayacak kadar pirinç, buğday ve çeşitli tahıllar üretilmekte. Üstelik bu sayıma sebzeler, fasulye türleri, kökü tüketilen bitkiler, meyveler, balıklar, kabuklu yiyecekler dâhil değil. Hatta kıtlığın en çok yaşandığı ülkelerde bile gerekli besin üretilmekte, ancak bu ülkelerden birçoğu gıda ve tarımsal ürünlerini ihraç etmektedirler! İlginç bir çelişki değil mi?
Yine pırlanta ve elmas madenlerinin çoğunun fakir Afrika ve Asya ülkelerinde son derece ilkel şartlar altında çıkarılıp Batıda fahiş fiyatlarla satılması Hollywood filmlerine bile malzeme oluşturacak garip çelişkinin bariz bir örneği değil midir?
“Açlık ve fakirliğin sebeplerinden biri nüfus artışıdır” diyenlerin tezi de yine araştırma neticeleriyle çürütülmekte!
Bir çekirdeğe bin meyve verdiren Rabbimizin rahmet hazineleri geniş. Nüfus artışı açlığın asıl sebebi değil. Asıl sebep gelir dağılımının eşitsizliği ve merhamet eksikliği!

HÜLÂSA
“Ben tok olayım başkası açlıktan ölsün bana ne?” anlayışı ile “Gerçek saadet çoğunluğu kuşatandır!” anlayışı Hz. Âdem’den (as) günümüze insanlığın imtihanı olagelmiştir. Günümüzde de olduğu gibi.

Okunma Sayısı: 786
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı