Danıştay saldırısının arkasında da bir çete oluşumunun yattığına ilişkin haberler gündeme geldiğinde, üst düzey emniyet yetkililerine atfen “Bu tarzda 14 ayrı çetenin varlığını tesbit ettik” bilgisi verilmişti.
Nitekim son aylarda birbiri ardı sıra ortaya çıkan çeteleri konuşuyor ve tartışıyoruz.
Evvelâ Şemdinli, ardından Sauna, sonra Ergenekon ve şimdi de Atabeyler... On sene önce ise Susurluk çetesi gündemdeydi.
Susurluk çetesini ortaya çıkaran meşhur kazada ölenler öldü, sağ kurtulan vekilin yargılaması hâlâ sürüyor; çeteyle irtibatlı olmakla suçlanıp mahkûm edilenler ise emniyetin özel harekât timlerinin bazı önde gelen isimleri oldu.
Ama Susurluk soruşturmasıyla ilgili olarak toplumun içinde ukde kaldı. Hadisenin tüm boyutlarıyla aydınlatılamadığı şüphesi hâlâ sürüyor ve seslendiriliyor.
Hatırlanacağı gibi, Susurluk skandalı patlak verdiğinde zamanın Başbakanı “fasa fiso” diyerek olayı küçümsemiş ve üzerine gitme gereği duymamıştı. Ama bu tavrının bedelini çok ağır bir şekilde ödedi; kısa bir süre sonra çöktü.
Bu sonuca varılmasında, Susurluk’a tepki için başlatılan eylemlerin ustaca bir stratejiyle iktidara yönlendirilmesi de etkili oldu.
O hengâmede, aynı taşla bir kuş daha vuruldu: Skandalın faturası, askerin öteden beri haz etmeyip rahatsız olduğu özel harekât timlerine çıkarıldı ve bu timler dağıtıldı.
Şimdi yeni çete oluşumlarını tartışıyoruz.
Ve işbaşındaki hükümet, bu çetelerin üzerine gitmekte kararlılık mesajları veriyor. Ama gidişatın yönü bu mesajlarla çelişiyor.
Söz gelişi, Şemdinli’de “sonuna kadar gidileceği” sözü defalarca tekrarlanmıştı, ancak gelinen nokta bu sözlerin çok uzağında.
Üstelik, Meclis Şemdinli komisyonundaki açıklamalarında askerlere yönelik imalı eleştirilerde bulunan Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı hükümet tarafından azledilirken, iddianameyi yazan savcı ihraç edildi.
Şimdi ise, devam eden dâvâda mahkemeye gönderilen ve gönderilecek jandarma yazışmalarının “devlet sırrı” olduğu gerekçesiyle, mahkeme yayın yasağı koydu.
Yani: İş kademeli şekilde kapatılıyor mu?
Ardından açığa çıkarılan, emniyet genel müdür vekilliği yapmış bir isimle özel kuvvetler mensubu subayların da karıştığı Sauna çetesi üzerinde de pek fazla durulmadı.
Danıştay saldırısıyla gündeme gelen Ergenekon çetesinde bu durumun değişeceği ve bu olayda nihayet ipin ucunun yakalandığı kanaat ve beklentisi oluşur gibi oldu...
Ama Danıştay saldırısının azmettiricisi olmakla suçlanan ulusalcı emekli yüzbaşıya bazı emekli orgeneraller—Şemdinli’nin bir numaralı sanığı için kullanılan “İyi çocuktur” ifadesini hatırlatır tarzda—“Atatürkçü çocuktur” diye sahip çıkınca iş yine değişti.
Tam böyle bir havanın oluşmaya başladığı bir noktada gündeme getirilen Atabeyler çetesi operasyonunda da boşluklar var.
Ve zihinlerde, “İşin ucu askere dokununca olay kapatılır” kuşkusu giderek büyüyor.
Bu kuşkuyla nereye varılır?
06.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|