Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Davut ŞAHİN

Pavarotti'nin sözleri



Ünlü tenor Pavarotti sustu. Önceki gün ölümünün ardından çok şeyler yazıldı.

Cnbc-e’de Pavarotti ve arkadaşlarının birlikte sundukları düet ekrana geldi.

Özellikle medyada: Pavarotti’nin Ankara’da bir dönem çalıştığı ve “kovulduğu” yönündeki haber dikkat çekti.

Peki Pavarotti niye Türkiye’den kovulmuştu?

Aktaralım:

Pavarotti’nin gençliğinde Ankara operası’nda çalıştığı dönem Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’di.

Evet, 27 Mayıs Darbesi’nin baş aktörlerinden Cemal Gürsel!

Malûm; bu darbeden sonra Gürsel, üç güzide devlet adamını darağacına göndermiş ve astırmıştı. Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun dramı milletin gönlünde hâlâ bir yürek sızısıdır.

***

Devrin Cumhurbaşkanı Gürsel’in bir gün “temsil izleyeceği” tutmuş. Operaya gitmiş ve sahnelenen “temsil”i çok beğenmiş. (Pavarotti’nin oynadığı temsil: La Boheme’deki Rodolfo karakteriydi.)

Çevresine dönmüş; “San’atçıları tebrik edeceğim, çağırın gelsinler” demiş.

Dönemin Ankara Operası’ndan sorumlu ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olan Cüneyt Gökçer, bu isteği genç Pavarotti’ye iletir.

Genç Pavarotti hemen tepki göstermiş ve Gökçer’e şunları söylemiş:

“Ben san’atçıyım, o bir diktatör… Ben politikacıların ayağına gitmem, o gelsin.”

Cevap müthiştir.

Zaten Pavarotti’nin bazı özel sebepler yüzünden pek içine sindiremediği Cüneyt Gökçer aradığı fırsatı bulmuştur. Böylelikle Pavarotti, Ankara Operası’ndan kovularak, İtalya’ya gönderilir.

Aslında Pavarotti yine de ucuz atlatmış. Ya Gürsel onu da astırsaydı? Dolayısıyla Pavarotti’nin kovulmasına sebep olan olay; sesiyle değil, sözleriyle alâkalıymış.

Pavarotti’nin çok genç yaşta sarf ettiği bu sözler takdire değer. O dönemde milletin bile ağzını bıçak açmıyordu. Ama genç tenor, ülkesine geri gönderilme pahasına “onurlu duruşu”nu sergilemiştir.

Bu olayın şahitlerine gelince:

Gazeteci Mehmet Ali Yılmaz (Hürriyet), Cüneyt Gökçer’le yıllar önce yaptığı bir söyleşiden aktarıyor bu olayı. Hadisenin şahitlerinden biri de, Prof. Dr. Kurthan Fişek…

Peki, halen hayatta olan Gökçer niçin bu haberi doğrulamıyor, bilinmez. Belki de hâlâ ona “gıcık” gidiyordur.

Bir “yabancı”nın “demokrasi” bilinci ile “darbe”ye karşı çıkması ilginç… Türk halkı olarak bu “reaksiyon”a sahip olduğumuz söylenebilir mi? Tartışılır.

Aksi halde asker gölgesinin siyaset üzerinde yansımasını ne ile izah ederiz?

11.09.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.09.2007) - Ayıp reklâm

  (08.09.2007) - Magazin programlarının akibeti

  (07.09.2007) - Dersimiz: Yine Rock!

  (06.09.2007) - Deniz Feneri ve balık tutmak

  (05.09.2007) - Rock'n Coke(ain)

  (04.09.2007) - Ilgaz, yaren, kandil ve mevlit

  (02.08.2007) - “Kadınlar Günü Tv”

  (31.07.2007) - Tekerrür eden tarih

  (29.07.2007) - Şaşırtıcı gerçekler

  (28.07.2007) - TRT Genel Müdürlüğü

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri