Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 31 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Başörtüsü ve çözümler konusunda aklımıkarıştıran sorular



Her ne kadar profesörler bile düşündüğü için "denetimli ceza"dan kurtulamıyor ise de, insan düşünmeden edemiyor?

- "Türban"a değil, "başörtüsü"ne karşı olanlar neden hâlâ itiraz ediyor? Onlara göre nasıl bir bağlama şekli başörtüsüdür, kafalarında bir formül var mı? Hazır bir örtünme şekli tasarlıyorlarken, 2008 ilkbahar-yaz kreasyonlarını da bir zahmet hazırlayabilirler mi?

- Neden başı açıklar da saçlarını anneleri gibi yaptırmak zorunda değil? Üniversite kapılarında bir bayan kuaförü istihdam edilip, saç şekilleri konusunda denetim yapmaları ve saçlarını Anadolu kadını gibi yaptırmamış olanların sıfıra vurdurmaları neden teklif edilemiyor? Yoksa böyle bir şey de mi teklif bile edilemiyor?

- Başörtüsü bağlama şeklindeki bu Anadolu sevgisi neye dayanıyor? Başörtüsü Anadolu'daki gibi bağlanacaksa, neden diğer kıyafetlerin Avrupaî olmasına itiraz edilmiyor? Neden üniversiteler folklorik kıyafetlerle dolup taşmıyor?

- Anadolu kadının örtünme şekline olan bu yakın ilgiye karşılık, meselâ Trakya kadınına neden ayrımcılık yapıyor? Kimi yerlerdeki kara çarşaflar neden öcü muamelesi görüyor? Bu, aynı zamanda, "Anadolu kadını gibi örtün, asla Trakya kadını gibi değil" demek değil midir?

- Çene altından bağlamak üniversitede lâikliğe uygun ise, lisede ya da kamuda neden "kesinlikle" yasak? Üniversite öğrencileri için geçerli olan lâiklik, lise öğrencileri ve kamu görevlileri için geçerli değil mi? Liseyi bitirince lâik, üniversitede "eh işte lâik", üniversiteyi bitirip işe başlayınca tekrar tam lâik mi olunuyor? Üniversite, bir tür tampon bölge mi?

- Neden birileri sürekli tesettürden "üniforma" diye bahsediyor? Bunlar, başa bir şey takılan her kıyafeti (asker, hemşire, polis, v.b.) üniforma zannetme hastalığından mı muzdarip? Yoksa her şeye askerî gözle bakma gibi daha derin bir rahatsızlıkları mı var? Meselâ onlara "Dikkaaaaat!" çeksek, ayağa kalkıp selâm dururlar mı?

31.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.01.2008) - Artık daha bilinçliyim

  (21.01.2008) - Bomba

  (14.01.2008) - Anlatmak ve söylemek

  (07.01.2008) - Büyümek üzerine çeşitlemeler

  (01.01.2008) - Yeni günün değerini bilmeyen, yeni yılın değerini bilir mi?

  (31.12.2007) - 2000 yedi

  (17.12.2007) - Yeni yıl ne getirsin?

  (10.12.2007) - Hey sen, veri tabanındaki!

  (04.12.2007) - Alışkanlık işte...

  (24.09.2007) - İlâveli, yeniden gözden geçirilmiş mahalle baskısı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri