Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Birinci Dünya Savaşı’nın arslanları ve sırtlanları



Likud Cephesi’nin fikir babalarından olan ve Birinci Dünya Savaşı’nda Türklere karşı Yahudi Lejyonu’nda görev yapan Vladimir Jabotinsky ‘Turkey And The War/Türkiye ve Savaş’ adlı eserinde Birinci Dünya Savaşı’nın aslında Osmanlı’yı paylaşma savaşı oluğunu söyler. Önce Ruslar Osmanlı’ya hasta adam tanısını koyarlar. Ardından bu tanıya Batılı devletler de katılır. Sıra gelir bu hasta adamın terekesini paylaşmaya. İşte Birinci Dünya Savaşı artık bu terekenin paylaşılması savaşıdır. Müslümanlar kas’a yani çanak gibidirler ve kurtlar sofrasının tam ortasına düşmüşlerdir. Bu kurtlar sofrasının hem arslanları hem de çakalları vardır. Arslanları düvel-i muazzamadır. Çakalları da tabir caizse Osmanlı ile birlikte yaşadığı hâlde galip devletlerin safına katılarak terekeden kırıntı kapmak isteyen, arslanların artıklarına talip olan milletlerdir. Bir de içeriden hainler vardır. Şerif Hüseyin vesaire gibiler. Ahmet Raif gibiler bunların kalkıştıkları ‘Es Sevretü’l Arabiyyetü’l Kübra’ya (Büyük Arap Devrimi), ‘El Hiyanetü’l Arabiyyetü’l Kübra’ (Büyük Arap İhaneti) adını verir. Birinci Dünya Savaşı’nın çakalları ise genellikle Osmanlı’nın parçalanmasını dört gözle bekleyen gayri müslim teba veya bazı yerel unsurlardır. Bir kısım Yahudiler ile bir kısım Ermeniler demek daha doğru olur. Burada genelleme yapacak değiliz. Arapların ihaneti bütün Arapları nasıl bağlamıyorsa durum Ermeniler ve Yahudiler için de aynıdır. Bunlar galip devletlerin yanında görünerek planlarını yürütmek ve emellerine ulaşmak isterler. Bunun için de galip devletlerin yanında paylaşım savaşına katılırlar. Bunların birliklerini Çanakkale’de ve serhat boylarında görmekteyiz.

Mısır’da eğitilen Yahudi Katır Birliği, Çanakkale’ye varmak üzere iki gemiyle yola çıkarıldı. Toplam (subaylar hariç) 562 kişiydiler. 25 Nisan’da Gelibolu’da karaya ayak bastıklarında yakalarındaki sarı renkli Davut yıldızı motifli birlik armalarından tanınıyorlardı. Doğrudan savaşmayacaklar ama katırlarıyla su, gıda, mühimmat vs. ihtiyaçlarını karşılayacaklardı birliklerin. İki gruba ayrılmışlardı. Gruplardan birisi Seddülbahir’de, öbürü Anzaklarla Arıburun’daydı. Ancak Anzaklar onları pek sevmemişti. “Türk”e benzedikleri için ara sıra -yanlışlıkla- onları da avlıyorlardı! Bunun üzerine ikinci grup geri gönderildi. Ancak Seddülbahir Grubu ulaştırma birliği olarak görevini canla başla yerine getiriyordu. Nitekim İngiliz askeri istihbarat elemanı Aubrey Herbert, onların “oldukça iyi hizmet verdikleri”ni ve “olağanüstü cesarete sahip oldukları”nı yazacaktı hatıra defterine. (Gerçi disiplinsizlik cezası alanlar ve herkesin önünde yere yatırılarak kamçılananlar da yok değildi.) Sonuçta Yahudi Katır Birliği 8 kayıp vermiş, 25 kişi de yaralanmıştı. Haziran ayında Kahire’den 150 kişilik bir takviye kuvveti istendi. Birliğin görevi 26 Mayıs 1916’da sona erecekti. Ancak belki iki bin yıldır bir orduda ilk kez görev alan bu Yahudiler, bugünkü İsrail’in kurucu gücü olacak ve içlerinden devlet başkanları, bakanlar, komutanlar çıkaracaktı. Nitekim hemen ardından açılan Filistin cephesinde General Allenby’nin ordusuna Yahudi Lejyonu adı altında katılacak ve bu defa “kendi toprakları” için savaşacaklardı Osmanlılarla.

***

Ermeniler de Yahudiler gibi Osmanlı’nın parçalanmasını sabırsızlıkla bekliyorlardı. Buna tanıklık edenlerden birisi de Guenter Lewy adlı Amerikalı tarihçidir. Lewy, Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiliz, Fransız ve Rus ordularında önemli sayıda Ermeni bulunduğunu ve Ermenilerin bu hizmetleri dolayısıyla kendilerine ait bağımsız devlet beklentisine girdiklerini ifade ediyor. Yani kendilerini başka milletlerin kaderine bağlıyorlar ve bir nevi iradelerini ve güçlerini diğer milletlere ipotek ediyorlar. Elbette bu gerçeği tamim etmek doğru değil. Ama yaşanananlar da bir vakıa.

***

Birinci Dünya Savaşı ve Çanakkale Harbi yeni dünya düzenini ortaya çıkarmıştır. Birçok millet bu sayede millet hâline gelebilmiş veya devlet olmuştur. Bunlardan birisi de Anzaklar ve Avustralya ahalisidir. Çanakkale millî kimliklerini ve benliklerini edinmede onlar için bir dönüm noktası olmuştur. İsrail devletinin kurulmasına giden süreç 1908’deki İkinci Meşrutiyet ve ardından İkinci Abdulhamid Han’ın halliyle başlamış ve Çanakkale Savaşı ile önemli bir geçit ve aşama atlamıştır. Anzaklar ve Avustralyalılar millî kimliklerini Çanakkale’ye borçludurlar. Bunun tanıklarından birisi Avustralya’nın Ankara Büyük-elçisi Peter Doyle’dur. Today’s Zaman’dan Kerim Balcı’ya yaptığı açıklamada ezcümle şunları söylemiştir: “Biz Çanakkale’ye İngiliz olarak gittik, Avustralyalı olarak döndük. İlk defa Gelibolu’da Avustralya komutası altında harp ettik. Bu, ilklerimizden biridir. Bu Britanyalılıktan Avustralyalılığa geçişin ilk aşamasıydı ve bu bize millî benlik ve kimlik kazandırdı, bu hissi verdi. Gelibolu hamlesinden sonra bazı eski askerler bunun hakkında konuşmaya başladılar ve şunu söylediler: “Gelibolu’ya İngiliz olarak gittik Avustralyalı olarak döndük...” Çanakkale ve Birinci Dünya Savaşı hem bir mahşer ve hem de modern tarihin dönüm noktalarından birisiydi. Yaşanmasaydı bugün İsrail de olmazdı. Bununla birlikte Yahudilerin şansları yaver gidecek ama Ermenilere talih yar olmayacaktı...

24.04.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.04.2008) - Beyaz Türkler, AK Türkler ve Kara Fatmalar

  (22.04.2008) - Sabo ile Hako

  (21.04.2008) - ‘Kameriye Tarikatı’nın Kubilay aday adayı

  (20.04.2008) - ‘Mücahid Carter, Şeriatçı Başpiskopos, Neocon Papa’

  (19.04.2008) - Hüdaperest sosyalistler

  (18.04.2008) - Ulusalcı-milliyetçi farkı

  (17.04.2008) - Ulusalcı-Neocon ittifakı

  (16.04.2008) - Yeryüzünden silen silene!

  (15.04.2008) - Siyasî krizden devlet krizine

  (14.04.2008) - ‘Hayat tarzımıza saldırıyorlar’

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri