Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Cevher İLHAN

Yine “Ermeni meselesi”



Her 24 Nisan’da yeniden gündeme getirilen “Ermeni soykırımı iddiası”, dün Osmanlı’ya karşı olduğu gibi bugün de uluslararası arenada Türkiye’nin aleyhinde istimal edilmekte. Tarih boyunca Türklerle ve Kürtlerle içiçe yaşayan Ermenilerin bir kısmı, ne yazık ki başta bugün Yahudi lobisinin hazırlattığı Amerikan Kongresindeki “Ermeni soykırımı tasarısı”nda olduğu gibi, o gün de “Pakraduniler” denilen Yahudi dönmesi Ermenilerin ve çeşitli hâricî ifsad şebekelerinin âleti olmuşlar. Ermeni tahrikçiliğiyle beslenen dış mihraklı Ermeni diasporası, Taşnak gibi komiteleri terör ve tahripte istimal etmişler; vatandaşı oldukları ve hatta “askerlikten muafiyet” gibi ayrıcalık gördükleri Osmanlıya ve Türkiye’ye hıyanette istimal edilmişler.

Aslında fesad odaklarının oyununa gelmeyen mâsum Ermeniler, dün olduğu gibi bugün de bunun farkında. Ermenistan’ın resmî nüfusunun 3.5 milyon olarak gösterilmesine karşı, ancak bir milyonu bulması ve hâlen sâdece İstanbul’da 45 bin Ermeni’nin iş ve aş peşinde koşması, bunun göstergesi. Gözü dönmüş bir Ermeni tarafından suikastla katlettirilen Talat Paşa dahil, hiçbir Osmanlı paşası ve idarecisinin Ermenilere eziyet edilmesi ve hele öldürülmesi için tâlimat vermediği, tarafsız yabancı tarihçilerin tespitinde...

1915 tehcirinin Doğu Anadolu’da Osmanlıyla savaş halinde olan Rus kuvvetleriyle işbirliği yapıp Müslüman Osmanlı vatandaşlarını, Türkleri ve Kürtleri katleden bir kısım Ermenilerin “tedbiren” “sevk ve iskân yasası”yla yine bir Osmanlı toprağı olan Suriye’ye nakledilmelerinden başka bir şey olmadığı da tarihî belgelerle ortada. Bu sevk sırasında yetkisini aşan bazı mahallî yetkililerin, mevzii de olsa Ermenilere baskı yapan yerel yöneticilerin “idam” edilmelerine kadar şiddetle cezâlandırıldıkları da tarihî gerçeklerin tespitinde…

Buna rağmen Antranik gibi çetecilerin Müslümanlara karşı yaptıkları kalkışma ve terör eylemlerinden, kendi halindeki Ermeni vatandaşları hiçbir zaman sorumlu tutulmamış; mücadele isyancılarla ve çetecilerle sınırlı bırakılmıştır…

Şu garâbete bakın ki bin yıl birlikte barış ve huzur içinde yaşayan Osmanlı ülkesindeki Müslüman ve gayr-ı müslim topluluklar, Lawrencelerin etnik farklılıklarla enjekte edilen fitne ve komplolarıyla Osmanlının ve birbirinin aleyhine kışkırtılırken, oyunların en dehşetlisi sâdık vatandaş Kürtler’in ve gayr-ı müslim “en sâdık tebaa” Ermenilerin üzerinde olmuştur. Bugünkü Ermeni diasporasının amacı da, dün Osmanlıyı olduğu gibi Türkiye’yi zayıflatmak, ırkî ve mezhebî farklılıklar üzerinden birbiriyle kavgalı hale getirmek. Ortadoğu’yu cetvellerle taksim edip parçalayan ecnebilerin, bugün okyanuslar ötesinden gelip işgal eden “büyük Ortadoğu projesi”yle İslâm ülkelerini daha da ufaltarak, bölüp parçalama plânları, aynı siyasî oyunun devamı…

Bunun içindir ki Taşnak komitesinin suikast ve terörünü daha sonra 30 bin insanın katline sebep olan dış güçlerin maşası bölücü terör örgütü almış; Osmanlıya karşı olduğu gibi, Türkiye’ye karşı da bir nevi “Ermeni - Kürt ittifakı” komplosu kurulmuştur. Medresesini kitaplarla birlikte âdeta bir “kışla”ya çeviren ve Doğu Anadolu’da yaşlıları, çocukları kadınları katleden işbirlikçi Ermeni Taşnak çetelerine karşı talebeleriyle fedâilik derecesinde savaşan Bediüzzaman, daha baştan bu oyunu fark etmiş ve aslında en çok Kürtleri öldürüp zarar veren Ermeni komitesinin oyunlarını deşifre etmiştir. “Keçe külahlılar” olarak büyük fedakârlıklarla karşı koymuştur…

7 Mart 1920’de İkdam Gazetesine, Paris’de Şerif Paşa ile Ermeni heyet-i murahhasası reisi Boğos Nubar Paşa arasında Kürdistan ve Ermenistan hakkında bir i’tilaf akd edildiği haberine mukabil, Bediüzzaman’ın, bölgede nüfuzu olan diğer iki isimle beraber yaptığı açıklama, “Ermeni oyunu”nu bütün yönleriyle ortaya koyuyor…

“Dörtbuçuk asırdan beri vahdet-i İslâmiyenin (İslâm birliği ve bütünlüğünün) fedakâr ve cesur hâdim ve taraftarları olarak yaşamış ve dinî ananesine sadakati gaye-i hayat bilmiş olan Kürdler; henüz beşyüzbine karib (yakın) şühedâsının (şehidlerinin) kanı kurumadan, şişlere geçirilen yetimlerinin, gözleri oyulan ihtiyarlarının hatıralarını teessürlerle anarken; İslâmiyetin zararına olarak, tarihî ve hayatî düşmanlarıyla i’tilafı akdetmek suretiyle; salabet-i diniyeleri hilafında iftirak-cûyane (bölücülük) âmâl (emeller) tâkib edemezler” diyen Bediüzzaman ve arkadaşları, bunun Türkleri ve Kürtleri bağlamadığını belirtir. Keza 17 Mart 1920’de Sebil-ür Reşad mecmuasında “Kürtler ve İslâmiyet” başlıklı makalesinde, “Boğos Nubar ile Şerif Paşa arasında akdedilen mukaveleye en müskit (sustucu) ve beliğ cevab”ın Şark vilayetlerindeki aşiret reisleri tarafından çekilen telgraflar olduğunu ifâde eder. “Kürdler câmia-i İslâmiyeden ayrılmaya asla tahammül edemezler. Bunun aksini iddia edenler mutlaka makasıd-ı mahsusyla (kasıtlı amaçlarla) hareket eden ve Kürdlük nâmına söz söylemeye selâhiyattar olmayan beş on kişiden ibarettir” ifâdesiyle reddeder. Kürtleri Müslümanlarda ayırma plânını taşıyan “ma’hud beyannâme”nın Ermeniler’le Kürtleri aldatmaktan başka bir şey olmadığına dikkat çeker…

“Ermeni meselesi”nin çözümü bu “dikkat”ten geçer…

24.04.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.04.2008) - 23 Nisan düşünceleri ve İstanbul siyaseti

  (22.04.2008) - Ankara’da olup bitenler…

  (21.04.2008) - Küresel gıda krizinin sorumluları

  (19.04.2008) - Gündemin satır araları

  (18.04.2008) - Bilmece…

  (17.04.2008) - Siyasî savrulma ve yanlışlar zinciri

  (16.04.2008) - “Kırılma noktası” ve “dram”

  (15.04.2008) - Kararsızlık kaybettirir…

  (13.04.2008) - Film başa sardırılıyor

  (11.04.2008) - Afganistan’a “ek asker”

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri