Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 19 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Zaferlerde ulemanın rolü



Fizikî zaferler aynı zamanda metafizikî zaferlere bağlıdır. Biri olmazsa diğeri de olmaz. Eğer hamlenin metafizikî ayağı yoksa zafer de yoktur. Hazreti Peygamberin rüyasında olduğu gibi zaferlerin yüzüne güldüğü kutlu şahsiyet olan Hazreti Ömer’e zaferlerinin sırrı sorulduğunda şöyle demiştir: “Savaşlara iki puan önde başlarız ve dolayısıyla da önde bitiririz. Birincisi, kazanacağımıza inanmakla ve Allah’a güvenmekle psikolojik olarak bir puan önde başlarız. Karşı taraf da bizim kazanacağımıza inanır ve dolayısıyla puanımız ikiye fırlar...” Tabiî bu güven tedbirleri aldıktan yani sünnetullahın gereklerini yaptıktan sonradır.

Fiilî tedbirler alınmadan yapılacak hamleler akamete uğrayacak ve boşa gidecektir. Bununla birlikte, sadece sünnetullahın veya adetullahın kurallarını yerine getirmek de yeterli değildir. Bir de kerametullahı dikkate ve hesaba katmak ve onun gereklerini yerine getirmek iktiza eder. İşte bu da hocaların veya manevî şahsiyetlerin işidir. Bu anlamda, İstanbul şayet Fatih olmasaydı fethedilemezdi. Yine İstanbul manevî fatih olan Akşemseddin olmasaydı yine fethedilemezdi. Bazı haşevi yani dolgucu hocalar İstanbul’u Mehdi fethedecektir diye Fatih’in önünü kesmek isterler ve irade ve niyetine takoz koyarlar. Halbuki o Hazreti Peygamberin müjdesine nail olmak ve iyi bir komutan olarak tarihe geçmek istemektedir. Pürüzlü mesele Akşemseddin’in önüne getirilir o da meseleyi hallu fasl eder. Der ki: “İstanbul’u birinci defasında Sultan Mehmet fethedir. İkinci defasında da Hazreti Mehdi fethe müyesser olur...” Bunun üzerine diğer ulema sükût eder ve itirazlarını çekerler.

Fethin önündeki manevî zorlukları Akşemseddin, fizikî zorlukları da Fatih Sultan Mehmet açmıştır.

Akşemseddin üzerinden İstanbul’un fethinde Şam’ın önemli bir rolü vardır. Akşeyh Şam’dan gelmiş ve Anadolu’ya hicret etmiştir. İstanbul’un fethine kadar Fatih’le birliktedir. Fetihten sonra ise misyonunu deruhte eden bir insan olarak Göynük’te inzivaya çekilmiş adeta zaferin neşvesini içine gömmüştür. Yavuz’un Mısır seferinden dönüşünde şaşaadan ve milletin iltifatından kaçınmak için Üsküdar’dan Topkapı Sarayına geceleyin kimseye görünmeden geçmesine ve otağına dönmesine benzer. Ancak bu tekellüfsüz ruh ve sineler fetihleri ve zaferleri barındırabilirler.

***

İstanbul surlarına yönelik Fatih’in muhkem kuşatması ve saldırı emri istenilen neticeyi vermeyince ümitler gider gelir. İstanbul hisarına yönelik muhasara ve kuşatmanın kaldırılması bile gündeme gelir. Artık karar Akşemseddin’in iki dudağı arasındadır. Fatih bile sarsılmıştır. Bunun üzerine Akşeyh Fatih’e çekişen ve azarlayan bir üslupta mektup yazar ve direnmeden ne savunmanın, ne de zaferin olabileceğini ihtar eder. O da pupa yelken pesimizme ve bedbinliği kapılmak üzereyken Akşeyh’in telkinleriyle uyanır ve kendine gelir. Mesele bıçak sırtındadır ve kuşatma hemen kaldırılacak ve tarih yerinde saymaya devam edecektir. Ama Akşemseddin müjde üzerine müjde verir ve kuşatmanın kaldırılmasına engel olur. Bununla da kalmaz manevî zaferin istihsali için çadırda tazarru ve niyaza durur. Onun bereketli duâsı sayesinde fetih müyesser olur. İstanbul’un birinci fethinde Şam’ın rolüne mukabil ikinci fetihte de İstanbul, Şam fethinin mukaddimesi olur. 1909’dan beri süren manevî kuşatma kalkar. Büyük İskender’in arkasında Aristo’nun olduğu söylenir. Muhakkak ki Fatih’in arkasında gölge fatih de Akşemseddin Hazretleridir.

***

Bir başka tarihte bir başka Akşemseddin de Sultanu’l ulema İzzettin Bin Abdusselam’dır. Gerçekten de bihakkın Sultanu’l ulema’dır. Yani ulema sultanı veya manevî âlemin ve iklimin padişahı. O ise İslâmın makus bir anında himmetini toplayarak Müslümanların imdadına yetişir. Adeta Moğollar karşısında dönemin Çanakkale’sini kurtaran adamdır.

Mısır, Moğolların karşısında Âkif’in deyimiyle İslamın son kalesi, son askeri ve son iklimi ve son ordusudur. Talihe bakınca Müslümanların mukadderatı 13, 14 yaşında bir sabinin elindedir. Himmet ehli de biçaredir. Alınması gereken tedbirlerin cesameti yanında Müslümanların hali per perişandır. Şûrâ-yı devlet meseleyi enine boşuna tartışır ve orada İzzettin bin Abdusselam manevî liderliğini gösterir. Devleti irşad eder ve Muzaffer Kutz’a bey’at ederek galat ve lagata (kargaşa) son verir ve Müslümanların makus talihini yener. Sultanat noktasında Muzaffer Kutz ihtiraslı değil aksine perhizkâr ve bigâne ve isteksizdir. Aynen bir Nureddin Zengi’dir. Devlet erkânından almış olduğu ödünç vazife ile kollarını sıvar ve savunma tedbirleri alır ve sonunda Moğolların Bağdat’ı yakıp yıkmasından iki sene sonra Aynu’l Calut’ta onları bozguna uğratır. Moğolların şevketi kırılır ve talihleri döner. Artık yaver giden talihleri ters dönmüştür. Aynu’l Calut sonun başlangıcı olur ve bu zaferin gerisinde dönemin Akşemseddin’i nurlu Şeyh İzzettin bin Abdusselâm vardır. İstanbul’un manevî fatihi Akşemseddin de bu toprakların manevî tapusudur ve mezarından, müjdelediği ikinci fethi de intizar etmektedir.

19.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.05.2008) - 2008+15

  (16.05.2008) - İsrail efsanesi çöküyor

  (15.05.2008) - Tak-şak hükümet!

  (14.05.2008) - Rehber makamındaki yol kesiciler

  (13.05.2008) - Lübnan’da güç dengesi bozuldu

  (12.05.2008) - Olmert, Kur’ân-ı Kerim’i tasdik ediyor

  (11.05.2008) - Gazze’den Beyrut’a: Nasrallah’ların savaşı!

  (10.05.2008) - II. Abdülhamid’e iade-i itibar

  (09.05.2008) - Hollanda’da bir CHP gönüllüsü

  (08.05.2008) - Stratejistlerin kapışması

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT