Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Nasıl ihmal edebiliriz?



Tekâmül, yani, mükemmelleşme, gelişme, olgunlaşma her şeyde geçerli olan bir kanundur. Kâinatın bir minyatürü olduğumuza göre tekâmül olgusu, içimize konmuş potansiyel bir güç olarak vardır.1 Ki, dünyaya gönderilişimizin ana gayesi, “ilim ve duâ vasıtasıyla mükemmelleşmekle”2 kâmil insan olmaktır.

Maddeten terakkî ederken, dünyaya çalışırken; ruhumuzu, duygularımızı, mânâ âlemimizi ihmal edebilir miyiz? O takdirde nasıl insan olma sıfatına sahip olabiliriz? İslâm literatüründe “nefis terbiyesi” denilen eğitim ve terbiye geleneğindeki tekâmülü Bediüzzaman; kalbî seyahat, ruhî çalışma, mânevî yükselmekle kâmil insan olmak için çalışmak ve mutluluğu yakalamak şeklinde özetler.3

İnsan, kâinatın maddî-manevî bütün unsurlarını temsil eden, özetleyen, bünyesinde toplayan küçük bir minyatürdür. Cansız bir varlık gibi yaşamaktan, bitkisel hayattan, hayvanlıktan kurtulup insan olabilmesi için ruhunu tekâmül ettirmesi gerekir.

Hemen her gün, hatta her saat sayısız problem ve sıkıntılarla karşılaşırız. Tekâmül, kalbimize öyle bir mânevî güç verir ki, her felâkete, her hadiseye karşı direnç gösterebiliriz.

Kabiliyetlerimizi geliştirmek, duygularımıza istikamet vermek, hayatımıza hâkim olmak, kâinatla ve diğer varlık kardeşlerimizle olan münasebetlerimizi dengelemek de ruhumuzu tekâmül ettirmekle mümkün. Böylece hayata bütünüyle bakabilme ve onu kavrayabilme yeteneği kazanırız.

İnsan ruhanî, melekî, cinnî ve maddî bütün varlıkların özelliklerinin, kâinattaki enerji boyutları dâhil her şeyin, kendisinde özetlendiği müstesna bir yaratıktır. O aynı zamanda varlıklar içerisinde en mükemmel yaratılmış olan İlâhî bir san'attır. Maddî (fizik) âlemin özellikleri bedenimize, mânevî (metafizik) âlemin özellikleri ise ruhumuza yerleştirilmiştir. Bu özelliğimizle yeryüzünde yüce Yaratıcının antika bir san'atı, nazik ve nazenin bir mucizesiyiz.

Ruhumuza “irade, zihin/dimağ/beyin, his, kalp”4 olmak üzere dört ana; “akıl, gadap, şehvet” gibi üç temel duygu; görme, işitme, koklama, tatma, dokunma gibi beş duyu; hissetme, düşünme, hafıza, idrak, ihlâs, fazilet, merak, inat, haset, nefret gibi yüzlerce pozitif veya negatif talî his ile binlerce lâtife takılmıştır. En önemlisi “hür irade” denen, serbest hareket edebilme, istediğini yapabilme gücüdür. Böylece; ruhumuza, olgunlaşıp insan olma özelliklerini elde etme, hatta melekleri de geçebilme imkânı tanınmıştır.

Yine, potansiyel kabiliyetlerimizi geliştirecek sınırsız meyiller, sonsuz emeller, sayısız fikirler (akıl, düşünce), hudutsuz gadap (itme, savunma) ve şehvet (her türlü zevk ve lezzeti isteme) gücü verilmiş ve yaratılışta bu kabiliyet ile temel duygularımıza herhangi bir sınır konmamıştır.

Ruhumuz; tefekkür, ilim, marifet, ibadet, zikir, duâ ve riyazetle tekâmül eder. Tekâmül ettiği ölçüde yüce Yaradan’ın istediği gerçek bir insan olur, hem dünyada, hem de sonsuz hayatta mutluluğu tatmaya lâyık oluruz.

Aradığımız huzuru, mutluluğu ve başarıyı, ancak ruhumuzu ve onu oluşturan unsurları tanıyıp kâinatın gaybî sırlarını keşfettiğimiz nispette yakalayabiliriz. Tekâmül edip olgunlaşmamız, yeteneklerimizi geliştirebilmemiz buna bağlı.

Dipnotlar:

1- Hutbe-i Şâmiye, s. 43.; 2- Divân-ı Harb-i Örfî, s. 84.; 3-Mektûbât, s. 440-441.; 4- Hutbe-i Şâmiye, s. 143.

06.06.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.06.2008) - İslâm insanlığı kucaklar

  (03.06.2008) - Bunlar “sorun değil!” mi?

  (02.06.2008) - STK, cemaatler ve Diyanet

  (01.06.2008) - “Bediüzzaman, müstebit rejime hayatı pahasına muhalefet etmiş”

  (29.05.2008) - Pozitivist reformlar neden tutmadı?

  (28.05.2008) - Demokratik değil, “militan laiklik”

  (27.05.2008) - “Eskiyi dinamitle temelden söküp atmalı!”

  (26.05.2008) - Toplumun dinini değiştirme çabaları

  (24.05.2008) - Vazifemiz istişaredir, sonuç almak değil

  (23.05.2008) - Meşveretin geçerli olması için…

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır