"Gerçekten" haber verir 29 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şükrü BULUT

Görüntü ve gürültü kirliliği



(Memleket manzaraları - 2)

Türkiye’de, Türkiye’yi yaşamadan dünya üzerine ahkâm kesmek... Menfî ve müsbeti görmeden mukayesede bulunmak... Ülkemizi medenî dünya kıstaslarıyla değerlendirmek elbette hoş bir şey değil... Ülfet perdesi altında insanımızın maruz kaldığı işkenceyi yine insanımıza anlatmak da zor. Çinlinin pirinçten başka nimet tanımamasına benziyor, şu işkenceli hayatı kanıksayanların hâli...

Bilhassa şehir hayatında, çevrenizin renkli ve resimlerle çevrildiğini ve size düşünme fırsatı verilmeden şekillerin zıp zıp hareketliliğini düşünün. Trafik lambasında, otogar veya havaalanında, doktoru bekleme odasında, kamu dairelerinde iş takip sırasında bizi rahat bırakmayanlar ve mütemadiyen gulyabanilerce bizi takip eden ekranlar. Milyonlara varan kalabalıkların gün boyu bir arada ve birbirlerine tek kelime konuşmadan geçen zamanlarını düşünün. Dâhî de olsanız, bu manzara içinde evvelâ düşünmeyi, sonra da konuşmayı unutursunuz. Zamanla insanî duygularınızı; sevmek, ürpermek, kötüden uzaklaşmak, saygı göstermek, nezaket, nezahet gibi daha bir çok temel hislerinizi kaybedersiniz.

Ülkemizin büyük bir üniversitesinin tıp fakültesi hastanesinin genişçe bekleme salonundayız... Salonun üç cihetinde üç adet büyük duvar ekranı... Birisinde sürmenaj haberleri, diğerinde gayr-ı insânî müstehcen şovlar ve üçüncüsünde hokkabazlıklar... Burası Türkiye’nin eski bir cumhurbaşkanının ismine kurulmuş büyükçe bir tıp merkezi... Medenî ülkelerde skandal veya maskaralık addedilecek manzaralar... Fakat insanlar bu dehşet altında şikâyetçi görünmüyorlar... “Söz gümüş ise, sükût altındır” diyen bir milletin çocuklarının akıllarını geveze, ruhlarını sersem ve kendilerini divane yapma seanslarını bu ülkede kime şikâyet edeceksiniz? Zira sağlık müesseseleri, o dev ekranları, üniversiteye, ruhumuzu ve bedenimizi zararlı unsurlardan korumakla vazifeli bakanımızdan gizlice koymadıklarına göre...

En önemlisi de milletin yakalandığı manyetik durumdur. Perişaniyetinden habersizce kendisini tahrip edenlere yardım ediyor.

İstanbul Deniz Otobüslerine bindiğinizde de aynı görüntü ve gürültü rezaletini yaşıyorsunuz. Halbuki siz, kafanızı ve gönlünüzü dinlendirmek üzere denize açılıyorsunuz. Deniz otobüsünü diskoteğe çeviren ekranlar, burada da sizi ıztıraplı bir mengeneye alıyorlar... Şehirler arası otobüslere konan ekranların fecaati ise, tasvir edilemeyecek kadar dehşetli. En pespaye, müstehcen, argo ve küfür dolu sahneleri seyretmeye mecbur bırakılmışsanız muâvin veya şoför ile macera yaşayacaksınız demektir. Elifi mertek gören delikanlı; Kemal Sunal ve Recep İvedik formatlı ahlâksızlık dolu saçmalıkları size seyrettirmek için epeyce hak, hukuk ve demokrasi nutukları atacaktır. İnce ayarları bilemezseniz, cıngardan kurtulamazsınız.

Size şu hususu vurgulamak istiyorum: Avrupa’nın hiçbir ülkesinde, Türkiye’mizdeki müptezel görüntü ve gürültü rezaleti yaşanmaz. Milletimizin gençliğiyle alay edercesine havalimanlarında ve alış veriş merkezlerinde iğrenç panolar sergilenmez. Çünkü oralarda, hürriyet içinde kötüye, çirkine, sefahet ve ahlâksızlığa itiraz hakkı verilmiştir millete... Bizde böyle bir hak var mıdır? Sefih ve dinsiz odaklara yaranmak, mevcut pozisyonunu korumak ve mukaddes değerleri biraz daha istismar ile küpü doldurmak için millete “zillet sürecini” yaşatan hükümet ve belediyelerimiz itirazınızı duymazlar... Duysalar da genel gidişâta aykırı davranıştan dolayı faturayı yine size çıkarırlar... Zira bizde, sefahet-i mutlaka şimdilik çağdaşlık çerçevesinde rejimin koruması altındadır.

29.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.08.2008) - Karpuzumu istiyorum

  (22.08.2008) - Neocon ve neoliberallerin Kafkasya atağı...

  (08.08.2008) - XVI. Benedikt’in feryadı

  (03.08.2008) - Global teröre dair

  (01.08.2008) - Doğu ile Batı arasındaki çocuk…

  (28.07.2008) - Normandiya kıyılarında

  (25.07.2008) - Hayat öpücüğü...

  (21.07.2008) - Susuz yazlara doğru

  (18.07.2008) - “Ergenekon” destanı!

  (14.07.2008) - Sürekli savaş veya sürekli devrim...

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır