H. İbrahim CAN |
|
Enerji savaşlarında Ankara etabı: Putin ve Berlusconi Türkiye’de |
Önceki gün çok hareketli bir gün yaşadı Ankara. Önce Rusya Başbakanı Putin geldi. Ardından da İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi. Üçlünün samimî ve sıcak görüntüleri, bir çok Batılı ülkeyi kıskandıracak kadar canlıydı. Kısa günde 20 protokol birden imzalandı Rusya ile Türkiye arasında. Türkiye’nin enerji yollarının kavşağında bulunmasının etkisi, enerjinin dünya gündeminde yükselmesine paralel olarak artıyor. Nitekim Başbakan Erdoğan görüşmelerdeki üç başlığı doğalgaz, petrol ve nükleer enerji olarak açıkladı. Özellikle geçen ay imzalanan Nabucco doğal gaz boru hattı anlaşması, Rusya’nın Avrupa ülkeleri pazarını kaybetme endişesi yaşamasına sebep oldu. Bu yüzden dünkü ziyaretin en önemli konularından birisi Rus doğal gazını Karadeniz’in Bulgaristan münhasır ekonomik sahası üzerinden Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan, İtalya’ya taşıyacak Güney Akımı Doğalgaz boru hattını Türkiye münhasır ekonomik sahasına kaydırarak Türkiye’yi de sürece dahil etmek. Berlusconi’nin geliş amacı da aynı. Çok önem verdikleri bu projeye Türkiye’yi ortak etmek. Ayrıca Mavi Akım-2 konusunda ciddî bir adım atılmış oluyor. Bu proje ile bilindiği üzere Rus doğalgazı İsrail’e kadar ulaşacak. Türkiye ise Rusya’nın da Nabucco’ya gaz veren ülkelerden olmasını istiyor. Ayrıca tabi “al ya da öde” anlaşmasının değiştirilmesi de Türkiye’nin istekleri arasında. Çünkü Türkiye son yıllarda henüz altyapısını tamamlayamadığı ve pahalı geldiği için kotasını dolduramadığı halde kullanmadığı doğal gazın bedelini ödemek zorunda kalıyor. Türkiye halen doğalgaz ihtiyacının yüzde 65’ini, petrol ve türevleri ihtiyacının ise yüzde 40 kadarını Rusya’dan karşılıyor. 2011’de sona eren doğalgaz anlaşmasının uzatılmasına ilişkin protokol de önceki gün imzalanan protokoller arasındaydı. Umarız burada yukarıda belirtilen istekler karşılanmıştır. Ankara randevusundaki ikinci en önemli konu ise; nükleer santral inşası işi idi. Bilindiği gibi Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ihalesinde tek teklif veren Rus JSC Atomstroyexport-JSC InterRaoues-Park Teknik Ortak Girişim Grubu oldu. Ancak verdikleri fiyat yüksek bulundu. Sonra şirket bu fiyatı 21,16 sentten 15,35 sente düşürdü. Yine de pürüzler çözülemediğinden bu konudaki ihale sonuçlanmadı. Bu ziyarette bu konuda atılan adımlar birkaç gün içinde netleşir. Büyük ihtimalle fiyatta ilâve indirim ve teknoloji transferi de gündeme gelecek. Nabucco’da ayrıcalıklı –diğer ortaklardan daha yüksek miktarda- doğalgaz alım hakkından taviz verildiğine ilişkin haberler, boru hattına doğal gaz verecek ülkelerin halen belli olmaması, boru hattının güvenliğinin AB güvenlik güçlerince sağlanacak olması, bu projenin önünde ciddî sıkıntılar bulunduğunu göstermektedir. Böyle bir dönemde Türkiye’nin stratejik konumunu iyi değerlendirerek, hem daha ucuz ve istikrarlı enerji ihtiyacını karşılamak, hem de Avrupa Birliği ve Rusya ile ilişkilerini güçlendirmek imkânını kaçırmamalıdır. Nükleer Enerji Santrali konusunda, Rusya’nın santralin yapı güvenliğinden çok ekonomik santral inşasına önem vermesi ciddî bir sorundur. Çernobil kazasında yaşananlar ortada. Halbuki Amerika’’da 1979 yılında yaşanan Three Mile Island Nükleer Santral kazasında, yapının bu tür kazalarda dışarıya sızıntı olmasını önleyici sağlamlıkta olması sayesinde herhangi bir kayıp yaşanmamıştır. Yani modern teknolojideki hem nükleer kazalara karşı güvenceli hem de atıkların çevreye zarar vermeksizin aynı yerde depolanmasına imkân veren santral yapısı projesinden vazgeçilmemelidir. Bu konuyu ayrıca ele alacağız. Kısacası; önceki gün Ankara gündemi enerji savaşları idi ve Türkiye umarız bu savaştaki avantajlı konumunu iyi değerlendirir. 08.08.2009 E-Posta: [email protected] |