01 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

H.İbrahim CAN

Cern’de büyük çarpışma gerçekleşirken!


A+ | A-

CERN’deki büyük çarpışmada korkulan—daha doğrusu şehir efsaneleriyle bilinmezliğe ve korkutuculuğa bürünen—patlama olmadı.

Halbuki ne efsaneler uydurulmuştu. Büyük çarpışma ile ortaya kontrolsüz bir güç çıkacağı, kara delik doğacağı, bu enerji ve kara deliğin dünyayı emip yok edeceği ileri sürülmüştü. Bazıları Tevrat’tan hareketle kayıp yüzük ile CERN arasında irtibat kurmuş, Tanrı kelâmının dünyaya yayılacağına ilişkin Tevrat âyetlerini alıp, CERN’de icat edilen interneti haber verdiğini ileri sürmüştü.

Ve nihayet o çarpışmaların en önemlilerinden birisi gerçekleşti. İsviçre’nin Cenevre şehrinde yapılan deneyde 3,5 trilyon elektron volt (TeV) enerji ortaya çıktı. Deneyin aslı 27 kilometrelik bir oval tünelde iki taraftan gönderilen proton parçacıklarının müthiş bir hızla belli bir noktada çarpışmalarının sağlanması, böylelikle kâinatın ilk yaratılışındaki—yani 13,5 milyar yıl önceki— Büyük Patlama’dan hemen sonra maddenin nasıl oluştuğunun anlaşılması çabasından ibaret. Ama orijinaline uygun asıl çarpışma hızına en erken iki yıl sonra ulaşılabilecek ve protonlar 7000 milyar elektron volt enerjiye ulaşacak. Bunun için de saniyede 40 milyon kez çarpıştırılıyor parçacıklar. Böylece ışık hızına ulaşılmış olacak. Bu aşamada saniyede 600 milyon proton çarpışacak.

Bu çarpışmaları gerçekleştiren ise Büyük Hadron Çarpıştırıcısı. İsviçre ile Fransa arasında ve yerin 100 metre altında bu sistem. 26.659 metre uzunluğunda ve içinde 8300 mıknatıs var. En büyük sıcaklık ile en büyük soğukluk bir arada sağlanıyor. Mıknatıslar önceden -193,2 C’ye kadar soğutuluyor. Sonra da helyum ile -271 dereceye düşürülüyor. Böylece çarpışmada ortaya çıkan ve güneşin merkezinden 100 bin kat daha fazla olan sıcaklığın etrafa zarar vermesi önleniyor.

Kara delik efsanesine gelince; dünyada her şey zıddıyla kaim olduğu için, maddenin de zıttı olan anti-madde zaten kâinatta var. Burada atoma karşıt olarak anti-atom üretiliyor. Ancak madde ile anti-madde çarpışınca birbirini yok ediyor. Yani ortaya bir kara delik çıksa bile bu anında yok oluyor. CERN’de işte bu mekanizmanın nasıl çalıştığı inceleniyor.

Böylece kâinat nasıl yaratıldı; bugüne nasıl gelindi ve sonrasında neler olacak sorularına cevap aranıyor. Sisteme onbinlerce bilgisayar dahil dünyanın dört bir yerinde. Onbeş yıl boyunca bu çarpışmalardan elde edilecek sonuçlar analiz edilecek. Şimdiden ne tür sonuçlar alınacağı bilinmiyor. Bilinen bir şey varsa; insanoğlu bu proje ile hem kâinatın bilinmezlerini öğrenme çabasında önemli bir adım atıyor; hem de geleceğin yeni ilimlerinin temelini oluşturacak fizik kurallarını keşfetmeye çalışıyor. Yani Sani-i Zülcemal’in san’at eserlerinde gizli sırları öğrenmeye çalışıyor.

Türkiye bu projede gözlemci olarak yer alıyor. CERN’de yüz civarında Türk ilim adamı var. Ama ne acıdır ki; bunların büyük bir kısmı yabancı ülkelerin kurumları adına orada görev yapıyor. Kıymetli beyinlerimize biz sahip çıkamayınca, Batılılar kapıyor.

Peki projede katılımcı olarak yer almak için neyi bekliyoruz? Füze savunma sistemlerine ayıracak büyük paraları bulurken, böylesine önemli bir projeye katılımcı mı bulamıyoruz? Belki bugün CERN’de hayaller, teoriler üzerinde çalışılıyor. Ama Albert Einstein’in dediği gibi; “Bilgi sınırlıdır. Hayal ise dünyayı kuşatır”. Ve her bir hayal geleceğin gerçeğinin temelidir.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

01.04.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (31.03.2010) - Merkel’in ziyareti: Sağırlar diyaloğu mu?

  (30.03.2010) - Yirmi birinci yüzyılın kent bölgeleri ve İstanbul

  (29.03.2010) - Arap Birliği Zirvesi ya da Kaddafi şovu

  (24.03.2010) - İnsanlık Darfur’a yardım elini uzatıyor!

  (22.03.2010) - Irak'ın yeniden parlatılan karanlık politikacısı: Ahmet Çelebi

  (20.03.2010) - Kalabalık aileye dönen Amerikalılar

  (19.03.2010) - Yüz bin Ermeni nerede?

  (18.03.2010) - Birinci yılı tamamlarken

  (17.03.2010) - Asıl nükleer tehdit nerede?

  (16.03.2010) - Irak’ta rüşvet zengini olan Amerikalılar

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl