Mehmet KARA |
|
Ankara’nın havaları “serin” |
Ankara Mart ayının son günlerini hayli serin, hatta soğuk geçirdi. AKP’nin Meclis’e verdiği anayasa taslağının MHP ve CHP’den destek bulamaması siyasî havayı iyice serinleştirdi. Anayasa değişikliği gündeme gelmeden önce hükümetle yargı arasında esen soğuk rüzgârlar da aynen devam ediyor. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman HSYK toplantılarına katılmayınca, hükümetle HSYK arasındaki hava da daha sertleşti. Daha önce iki sefer toplantılara katılmayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Müsteşar Kahraman geçtiğimiz Salı günü HSYK’sına katıldı. Ama soğukluk hâlâ devam ediyor. “HSYK’da buzların eriyip erimediğinin sorulması üzerine HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, bunu “Havaya bakın görürsünüz” diyerek veciz(!) bir şekilde cevapladı. Özbek’in bunu söylediği günlerde hakikaten de Ankara’nın havası serindi. Nisan’ın girmesiyle güneşli bir havaya kavuştuk ama bu hükümetle HSYK arasındaki serinlik sona erdiği anlamına gelmiyor. Bu arada Deniz Baykal’ın da, “Anayasa Mahkemesi’nin ve HSYK’nın yapısını değiştirme ve parti kapatmaların dışındakiler ne zaman istenirse uzlaşma sağlanabilir. Şimdi getirsinler hemen olur” çağrısını da burada zikretmekte fayda var. Çünkü serinliği daha da serinletmek için muhalefetin de katkısının olacağı görünüyor. Bakalım Ankara’nın bu havaları ne zaman normale dönecek?
“SOLCU” DARBEYİ SAVUNUR MU? DSP’den istifa ederek bağımsız kalan H. Tayfun İçli, Meclis genel kurulunda AKP’nin getirdiği anayasa değişikliğini eleştirdiği sırada, AKP Bursa Milletvekili M. Emin Tutan’ın “Hem solcu olacaksınız hem darbeyi savunacaksınız” şeklinde sataşması üzerine solculuğun ne olduğunu şöyle izah etmeye çalıştı: “Solculuk demek ne demektir biliyor musunuz? Eşitlik, darbecilik demek değil, tam bağımsızlıktan yana olmak demektir, emperyalistlerin uşağı olmamak demektir, özgürlükten yana olmak demektir, sosyal adaletten yana olmak demektir, hukuk devletinden yana olmak demektir, mazlumun yanında olmak demektir.” Bunları okuyunca aklımıza şu sorular takıldı: Madem özgürlükten yanasınız, ne zaman başörtüsü yasağının kalkmasını savundunuz?
ANAYASA KARIN DOYURUR MU? AKP’nin anayasa değişikliği tasarısı önümüzdeki hafta Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak ama tartışmaları aylar öncesinden başladı. Bu tartışmalar Meclis genel kurulunda değişik konular görüşülürken de gündeme getiriliyor. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Meclis’in anayasa değişikliğini bırakıp, borçlar ve ticaret kanularını çıkartılmasını istedi. AKP sıralarında oturan milletvekillerinden, “hemen getirelim, çıkaralım” sesleri yükselince, Şandır, “Hadi getirin haftaya başlayalım” karşılığını verdi. Bunun üzerine AKP Samsun Milletvekili H. Kemal Kurt, yerinden “Önce Anayasayı… Anayasayı bir halledelim, ondan sonra olur” diye seslenince; Şandır, “Anayasa karnınızı doyurmaz. Bu milletin ihtiyacı, işsizlik, açlık, yoksulluk… Açlığın, yoksulluğun sebebi Anayasa değişikliği değil” cevabını verdi. Unutmamak gerekir ki, özgürlük olmadan karnımız doymuş olmaz. “Anayasa karın doyurmaz,” ama demokrat ve özgürlükçü olursa midemizi doldurmaktan daha fazla anlam ifade eder.
NAMUS BORCU! “Namus borcu” sözü, siyasî literatüre başörtüsü yasağı ile ilgili olarak 2002 seçimlerinden önce iktidara mensup yöneticilerin “Başörtüsü yasağı meselesini çözmek namus borcumuz” sözü ile girmişti. Bu sözü geçtiğimiz Salı günü partisinin grubunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de kullandı. Şanlıurfa’da “Başbakan Erdoğan’ı okyanusun ötesine de gitse bulup getirmezsem namerdim” diyen Bahçeli, grupta da, “Bu iktidarı geldiği yere geri göndermek bizim için siyasî bir namus meselesidir” diyerek bu literatüre katkıda bulunmuş oldu! Başörtüsü meselesi çözülmedi. Bakalım, Bahçeli namus borcunu nasıl ödeyecek?
HABERCİLİĞİN KRİTERİ Gazetecilikte bir kural vardır. Eğer köpek adamı ısırırsa haber olmaz, ama adam köpeği ısırırsa haber niteliği taşır. İşte böyle bir haber vardı gazetelerde. THY’nin İstanbul-ABD seferini yapan uçağına binen bir Özbek vatandaş, tartıştığı hostesin parmağını ısırınca bu kural da kısmen değişmiş oldu. Böylece hem uçuş tarihinde bir ilk gerçekleşmiş, hem de haberciliğin kriterleri değişmiş oldu.
04.04.2010 E-Posta: [email protected] |