23 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Cebrail şeytanla barışamaz


A+ | A-

Başbakan Erdoğan geçtiğimiz Ekim ayından bu yana üç ayrı konuşmasında farklı ifadelerle Said Nursî’den söz etti. İlki, kongreye hitabındaki “Bitlisli Saidi Nursî’siz Türkiye’nin maneviyatı noksan kalır” sözü.

İkincisi, edebiyatçı yazarlarla yaptığı açılım toplantısında Said Nursî’yi “hürriyet hasretinden prangalar eskiten” isimler arasında zikretmesi.

Üçüncüsü, Türkçe Olimpiyatlarının kapanış töreninde “büyük mütefekkir” diye andığı Said Nursî”nin, “Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır; bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz” sözünü aktarması.

İlk ve üçüncü konuşmalarda M. Kemal’den de söz etti Erdoğan. İkincisinde ise doğrudan onun ismini zikretmese de, onun propagandisti olarak görev yapmış isimlerden epeycesini telâffuz etti.

Ve üç konuşmada da kendisini gösteren ortak problem, dünya görüşleri ve uğruna hayatlarını vakfettikleri idealler tamamen farklı, hattâ birbirine karşıt olan isimleri, birtakım sun’î yorumlarla bir arada gösterme çabası ve zorlamasıydı.

Bazı isimler için geçerli olan “mazlumiyet ortak paydası”nın nazara verilmesinde anlaşılabilir bir mantık vardı belki, ama aynı konuşmada, onlara bu zulmü reva görenlerin safında yer alıp, kalemlerini bunun için insafsızca kullananların da, bu özelliklerinin yok sayılıp, dahası “farklı yerlerde duruyor gibi olsalar da” ifadesiyle bu duruşları kamufle edilerek zikredilmeleri tuhaftı.

AKP, vaktiyle ANAP’ın dört eğilimi birleştirme iddiasıyla siyasette yapmak istediği şeyi, inanç ve düşünce alanlarına da mı taşımaya çalışıyor?

Peki, böyle birşey doğru mu ve mümkün mü?

Elbette ki, değil. Çünkü bu, herşeyden önce Yaratıcımızın, hayatın temel dinamiği kıldığı imtihan sırrına aykırı. İyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yalan, hayır-şer, iman-küfür, hidayet-dalâlet, sevap-günah, Cennet-Cehennem... neden var?

İnsanların tercihlerini yapıp ona göre muamele görmeleri için. Bu zıt alternatifleri birbiriyle karıştırıp insanları tercih yapamaz hale getirmek imtihan sırrını bozmak anlamına da gelmez mi?

İmtihan sırrı hükmünü icra edecek ki, Hz. Ebu Bekir (r.a.) gibi elmas ruhlularla, Ebu Cehil’de simgeleşen kömür ruhlular birbirinden ayrılsın.

Bu gerçeği her fırsatta vurgulayan Bediüzzaman’ın “Cebrail şeytan ile barışamaz” sözü de (Hutuvat-ı Sitte, Eski Said Dönemi Eserleri, s. 453) aynı hakikati çarpıcı bir dille ifade ediyor.

Onun için, dünya görüşü itibarıyla karşıt saflarda yer alan insanları, zorlamalı yorumlarla bir araya getirme gayretleri, bu hakikatle çelişiyor.

Bu çabaların, artık hayatta olmayan insanlar için gündeme getirilmesi ise, onlara, yaşadıkları hayata, takip ettikleri çizgiye, verdikleri mücadeleye çok büyük bir saygısızlık anlamına geliyor.

Birbirini vurup kırmadan, zulmetmeden, incitmeden bir arada yaşayabilmek ayrı konu. İnanç ve fikir yapılarının farklı olması buna engel değil.

Ama bir arada olmak ve farklılıklara saygı adına kendi orijinal kimliğinden uzaklaşmayı, hattâ kopmayı netice verecek yaklaşımlar çok yanlış.

Herkes kendi kimliğini koruyacak. Bu şart.

Yukarıda, Erdoğan’ın aynı konuşmalarda hem Said Nursî’den, hem de M. Kemal’dan, aralarında bir bağlantı kurmadan söz ettiğini yazmıştık.

Ama onun kurmadığı bu bağı, partisinin İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, Akşam gazetesinde yayınlanan mülâkatında şu ifadelerle kurmuş:

“Türkiye M. Kemal’i de kucaklamalı, Said Nursî’yi de. Bunlar bizim değerlerimiz...” (21.7.10)

M. Kemal yönetiminin icraatları ve Bediüzzaman’ın bunlar karşısındaki duruşu açıkça ortadayken, ikisini birden kucaklamak mümkün mü?

Babuşçu’ya göre, artık hesaplaşma bitmeli. Ama kökü M. Kemal devrine uzanan ve her alandaki ağır sonuçlarını yaşamaya devam ettiğimiz vahim yanlışlar hâlâ sürüyorsa bu nasıl olacak?

Misyonunu defaatle “ilke ve inkılâpları ortak payda haline getirmek” olarak deklare eden AKP, sakın Said Nursî’yi buna âlet etmeye kalkmasın!

23.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.07.2010) - YAŞ ve terfîler

  (21.07.2010) - Özel birlikler

  (20.07.2010) - AKP abartmasın

  (18.07.2010) - Paketin tümü

  (17.07.2010) - Paketin tahlili (4)

  (16.07.2010) - Paketin tahlili (3)

  (15.07.2010) - Paketin tahlili (2)

  (14.07.2010) - Paketin tahlili (1)

  (13.07.2010) - Bu işi Mecliste bitirin

  (11.07.2010) - “Haber” üzerine


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.