İnsanın en önemli meselesi ölüm anında ahirete imanla gidebilmektir. Hayatın gayesi Allah’a iman ve dinin amacı uhrevî saadettir. Bu sebeple en önemli mesele imanla ruhu telim etmek ve Allah’ın huzuruna imanla gidebilmektir.
Bir insanın dünya kadar serveti ve kudreti olsa aklı da varsa imanla kabre girebilmek için bunu verebilmelidir. Ölümün bizi nerede ve ne şekilde yakalayacağını bilemediğimiz için biz onu her zaman her yerde beklemeli ve ölüme hazırlıklı olmalıyız.
Bunun için Peygamberimiz (asm) “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışınız; ama yarın ölecekmiş gibi de ahiretinize ciddî çalışınız” buyurmuşlardır. Bir gün Peygamberimiz (asm) “Allah bir kuluna hayır dilerse onu istihdam eder” buyurdular.
Sahabeler “Yâ Resulallah! Nasıl istihdam eder?” diye sordular. Peygamberimiz (asm) “Ölmeden önce ona tevbe nasip eder ve onu hayırlı işlerde çalıştırır” buyurdular. (Suyutî, Kabir Âlemi, 60; Abdulaziz Hatip, Dünya Ötesine Yolculuk, 48.)
İslâm bilginleri şu özellikleri taşıyanların su-i akıbetlerinden endişe etmişlerdir. “Namaza tembellik edenler, içkiye devam edenler, anne-babaya isyan edenler ve Müslümanlara eza ve cefa edenler...” (Suyûtî, Kabir Âlemi, 61.)
Ölüm sekerâtı o derece dehşetlidir ki Peygamberimiz (asm) bile elini suya sokarak ıztırabını gidermeye çalışmıştır. Hz. Âişe (ra) Resulullah’ı (asm) o halde görünce “Ölümün kolaylığından dolayı kimseye gıpta etmedim” demiştir. (Kabir Âlemi, 62-63.)
YENİASYA ARAŞTIRMA EKİBİ