“Altılı Masa” yarın yani Mübarek bir günde önemli toplantılarından birini daha yapacak. Siyaset ısındıkça Masaya ilgi artıyor. Söylemlerinin ve hedeflerinin bilinirliği de…
Bizim desteğimiz vatan, millet ve ahiret yani özetle demokrasi namına. Demokratların iktidarını özlediğimiz için. Yoksa ne şahsen bir beklentimiz var ve ne de ekip olarak bir talebimiz.
İktidar o Masayı dağıtmak için çalışıyor. Hem de elinde tuttuğu bütün devlet gücüyle ve bilhassa Anadolu Ajansını ve TRT’yi açıkça suç işleyip kötüye kullanarak. Ama bugüne kadar muvaffak olamadı.
Aksine, liderleri Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Gültekin Uysal, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu, dövülen keçe gibi. Vuruldukça sıkılaşıp kuvvetleniyorlar. Aradaki boşlukları alıyorlar.
Biraz da Avrupa Birliğine benziyorlar. Yol kazaları tecrübeyi ve kuvveti artırıyor. “Öldürmeyen mikrop güçlendirir” derler. Onun gibi. Yeter ki müzakere kültürü sürsün ve yöntem ve hedef meşru olsun.
Masa müttefikleri için asıl amaç iştirakçi sayısını azaltmamak ve mümkünse arttırmak.
Unutulmamalı ki muhalefette ittifak gerçek bir ittifak değildir. Gerçek ittifak hakkı müdafaada ve icraatta ittifaktır. Seçim günü icraatında yani sandığın namusunu hırsızdan arsızdan korumak hususunda ittifak edebilecek olmaları bile büyük başarı.
Bize göre bu konuda ittifakı geçmeli ve ittihat edebilmeliler. Zira bu demokratlığın asgari şartıdır.
Bu aynı zamanda büyük berekettir. Zira günü gelip de sun’i parti AKP siyaset sahnesinden silindiğinde dört ana siyasi cereyanı temsilen hayatta ve ayakta kalacak olanlar içlerinden bazılarının sandık hilelerine karşı uyanık olmak hususunda birbiriyle ittihat etmiş olacaklar.
Ayrıca bu altılı masa basit bir koalisyon masası da değil. Öyle olmamalı. Öyle kalmamalı.
Öncelikle ekip ruhunu yansıtmalı. Bunun için kişi karizmasını reddettiğini deklare etmeli.
“Bu ekibin karizmatik lideri kim ki” diye burun kıvıranların kulağını bir güzel kıvırmalı.
“Sizin karizmatik lideriniz yok ki diyen samimi vatandaşa, “karizmatik liderden yirmi yılda ne gördün ki” diye sorabilmeli. “Başarılı icraatı karizma mı yapar yoksa ekip mi?” diye de ekleyebilmeli.
Bu Masa seçimden sonraki birinci aşama için bir uzmanlaşma, işbirliği ve işbölümü masası olmalı.
Kendi aralarındaki müsabakayı (ve belki rekabeti) Ulusalcı, Avrasyacı ve hatta Ergenekoncu haline gelen ve bindiği dalı kesen AKP’nin iktidardan düşüp dağılmasından sonraya bırakmalı. Zira siyasetin taşları ancak o zaman yerine oturacak. Zira siyasette cereyanlar ve partileri arasındaki paralellik ve uyum ancak o zaman makul bir seviyeye gelmiş olacak.
Bu sebeple, halk için hangi lider ve ekibi hangi yönüyle öne çıkarıldığında memnuniyet verici oluyorsa o lider ve ekibi o alanda öne çıkarılmalı ve diğer beşi tarafından desteklenmeli.
O liderlerin hiç biri için, gün, “ben ve ekibim tek başımıza bu ülkeyi yönetiriz” deme günü değil.
Gün “uçurumun kenarından bu ülkeyi elbirliğiyle döndürebiliriz” deme ve buna çalışma günü.
Gün daha sık görüşme ve daha sık ortak mesaj verme günü.