Doğrusu şu: “Onlar konuşur, AK Parti yapar!” Yani, “zaten yaptıkları da yapacaklarının teminatıdır, oyunu AKP’ye ver!” AKP yapar, zira AKP iktidardır, hep iktidardır. AKP hep iktidardır, zira iktidarla parti olmuştur. (Muhalefete düşerse parti olarak ayakta kalamayacağı da kesindir. İhtiyar baş danışman bile demişti!). O yüzden AKP muhalefet olmayı göze alamaz, konuşmakla yetinmeyi kendisine yediremez, sadece yapar, iyi-kötü, ama yapar. 

Onlar konuşur. Zira onlar iktidar olabilemez, onlar asla yapabilemez. Buna sadece güçleri değil, hakları da yoktur. 

Sadece AKP yapar. Zira sadece AKP iktidar olabilir. Parti devleti de budur zaten. Yani icraatı yapan devlet ve hükümet değildir. Doğrudan ve sadece AKP’dir. Parti devleti tam da budur zaten.

Hem demokrasi nedir ki? Bir araçtı, işe de yaradı, kullandık ve attık. İktidar olmak diğerlerinin hakkı değildir. Onların tek yapabileceği konuşmaktır. Muhalefet etmektir. Muhalefet olmaktır. Hatta hiç olmasalar daha iyi olur ya neyse, onun çaresine de sonra bakarız. 

Zaten onların her seçimde başkanlarını da değiştirmeleri gerekir, zira yenilmişlerdir. Hodri meydan… Yenenin bırakması gerekmez. Ama yenilenin bırakması gerekir. Zaten üç dönem kuralı bahanesiyle ıskartaya çıkardıklarımızı da yendik ve o yüzden kenara attık. Bakın “yukarı” çıkardığımıza, ne demek istediğimizi anlarsınız. Biz kim miyiz? Pardon, ağzımızdan kaçtı. Biz yokuz. Yok, varız, biz mil’li iradeyiz canıııım…

Azıcık eğlendik, biraz da gerçekleri yazalım. Bir parti nasıl olur da böyle bir sloganı bir seçimin ana sloganı yapar? 

Çok basit: 

Demokratik bir devlette iktidar olmanın ve bilhassa muhalefet etmenin ne demek olduğunu bilmez de ondan...

İktidara demokratik yollarla gelip, yine demokratik yollarla gitmenin şerefine inanmaz da ondan...

Muhalefet etmenin, ancak ve sadece iktidarı eleştirmek ve yeni projeler “söylemek” olduğunu bilmez de ondan...

Bir partinin söylediklerini yapabilmesi için iktidar ya da iktidar ortağı olması gerektiğini bilmez de ondan... 

Konuşmanın ve muhalefet etmenin kıymetine inanmaz da ondan... Demokrasinin erdemine de inanmaz zaten! 

Bu kadar cehalet ve itikatsızlık nasıl olur da dört kelimelik bir slogana sığar! Pes…