İzmir, İzmit ve Nevşehirli Yeni Asya hanım okuyucuları, sosyal medya üzerinden düzenledikleri toplantıda meşveret etmenin esaslarını konuştu.
26-28-30 Ocak 2021 tarihlerinde İzmir, İzmit ve Nevşehir Hanım Meşveretleri tarafından düzenlenen online Meşveret Panelleri yoğun katılımla gerçekleşti. Üç oturum şeklinde gerçekleşen panelde panelistler her oturumda farklı konuları masaya yatırdılar. Panelin son günü ise Yeni Asya Meşveret sisteminden sunumlarla birlikte bir hafta boyunca gelen suallere cevaplar verildi. Panelin moderatörlüğünü Nevşehir’den Hatice Avşar üstlenirken, panelist kadrosunda ise Nurbanu Şen (İzmir), Yasemin Güleçyüz (İstanbul) ve Yasemin Yaşar (Şanlıurfa) yer aldı.

Panelin ilk günü, (26 Ocak 2021) oturumun açılışını yapan Hatice Avşar, sözlerine şöyle başladı: “Meşveret, Peygamber Efendimiz’in (asm) en büyük sünnetidir ki Ebu Hureyre; ondan daha fazla ashabıyla meşveret eden görmedim diye buyuruyor. Meşveret öyle bir ibadettir ki Asya’nın bahtının miftahını açabilir.’’
Oturumun ilk konuşmasını Şahs-ı Manevî ve Meşveret Bağlantısı konusuyla Nurbanu Şen yaptı. Şen; ‘Şahsı manevî yolculuğu, bizim nereye mensup olduğumuzun tarifini yapıyor, Umum Esma-i Hüsna azamî mertebesiyle Risale-i Nur’un Şahs-ı Manevisinde tecelli ediyor. Her bir şakird ayrı esmalara mazhar oluyor. Şahıs ne kadar dahi hatta yüz dahi cihetinde dahi olsa bir cemaatin şahs-ı manevisini temsil etmezse muhalif bir cemaatin şahs-ı manevisine mağlûptur. Şahs-ı manevî çok ruhların imtizacından, tesanüdünden, efkârın telâhukundan, birbirlerine yardımından, ihlâs ve samimiyetten, kalplerin inikasından teşekkül eder. Şahs-ı manevinin hususiyetleri; sırrı uhuvvet, ittifak-ı vazife, ittihad-ı maksat, sırr-ı ihlâstan geçiyor. Şahs-ı manevinin sacayakları ise tesanüd, ihlâs, uhuvvet ve meşverettir şeklinde konuştu.
Oturumun ikinci konuşmasını ‘Meşverete neden ihtiyaç vardır?’ ve ‘Psikolojik ve sosyolojik açıdan meşveretin değerlendirilmesi’ konusuyla Yasemin Yaşar yaptı. Yaşar, Şûrâ Sûresi’ndeki namaz emrinden sonra meşveretin emredilmesine dikkat çekti. Sözlerine şöyle devam etti: Cenab-ı Hak, Hz. Adem’i yaratırken meleklerle müşaveresiyle, insanlara meşvereti ve müşavere üslûbunu öğretti. Müslümanların Hayat-ı İçtimaiye’yi İslâmiye’de saadetlerinin anahtarı meşveret ve şûrâdır. Fertler birbiriyle meşveret eder, taifeler, kıt’alar dahi şûrâyı yapmaları lâzım ki fenler ve terakkiler ortaya çıksın.
Oturumun son konuşmasında meşveretin tarihi seyrini Yasemin Güleçyüz ele aldı. Güleçyüz sözlerinde, meşveretin kulluğumuzun bir parçası farz-ı ayn bir ibadet olduğunu, Meşveretin ilk örneklerinin tarihte Peygamber Efendimizin (asm) hayatında ve bilhassa Uhud Savaşı’nda olduğunu belirtti. Meşveret sistemini en güzel şekilde uygulayan cemaat Nur Talebeleri ve hassaten Yeni Asya Nur Cemaati’dir diyerek sözlerini hitama erdirdi. Program, İzmir’den Zehra Nur Yıldız‘ın Aşr-ı Şerif okumasıyla bitti.

İKİNCİ GÜN
Panelin ikinci oturumu, (28 Ocak Perşembe günü) Euro Nur üzerinden gerçekleşti. Hatice Avşar meşveretin cemaatin şahs-ı manevisini hatırlatarak oturumu başlattı.
Yasemin Güleçyüz, Meşveret heyetinin özellikleri konusunu paylaştı.

Meşveret heyetinin en esaslı kuvveti ve nokta-i istinadı tesanüddür. Sabır ve metanetle masonların ve münafıkların planları akim kalıyor. Meşverette ne lâzımsa yapılmalıdır. Fakat ihtiyatla telâşsız ve velveleye vermemek lâzımdır. İnsan kusursuz olmadığı gibi rakipsiz de olmaz. Kardeşler baştaki iki göz gibi olmalıdır, tam tesanüd olması lâzım ki bu defineye omuzları dayanabilsin. Hafız Ali Ağabey ve Hüsrev Abi arasında geçen Hatt-ı Kur’ân meselesinde Hafız Ali Abinin kardeşinin tefevvukundan iftihar etmesi Nur Talebelerine ve hassaten meşveret heyetine örnek olmalıdır. Meşverette münakaşa değil, müzakere etmek gerektir. Hürriyet-i fikri esas tutup taassuptan azade olunmalıdır diyerek sözlerine son verdi.

Meşveretin düsturları konusuyla Nurbanu Şen konuşmaya devam etti. Şen, konuşması esnasında şunları anlattı: Hizmet-i Nuriye’ye ve İmaniye’ye zarar gelmemesi için; Yirmibirinci ihlâsta tafsil edildiği gibi; tenkit etmemek, itiraz etmemek, tam tesanüd, ittifak, kusura bakmamak, evham ve şüphelerle ittiham etmemek, gözü ile kabahati görse aleyhinde bulunmamak, kusuru varsa lütufkâr bir şekilde dile getirmek, bir nevi meşveretle kusurdan muhafazaya çalışmak gerektir. Meşveretin dört ayağı olan uhuvvet, ihlâs, tesanüd ve meşveret ihlâsın düsturlarından geçmektedir. Nefs-i emmareme de itimad etmiyorum, tek itimadım meşveret, şûrâ ve şahs-ı manevidir. Meşveret prensipleri ise Kur’ân’ın ahkâmı dairesinde meşveret, samimî bir tesanüd ile meşveret edilmesi, meşveret şer’iye ile reyleri teşeddütten muhafaza etmek, İhlâs Risalesi düsturlarını daima göz önünde bulundurarak meşveret etmek, Hakta ittifak ehakta ihtilâf olursa hak ehaktan ehaktır esasını kabul etmek. Meşvereti inciten durumlar: Şahsî kanaatte direnmek, müşavirleri gücendirmek, istişarede konuşulanları dışarı taşımak, sözümüzü fiilimizin tasdik etmemesi, başkasının kusurunu kendimize özür göstermek, korku sahibi olmak.
Yaşasın Sıdk, Ölsün Yeis. Muhabbet devam etsin Şûrâ Kuvvet Bulsun Bütün Levm Ve İtab Nefret Ve Heva Hevese Tabi Olanlara Olsun. Selâm ve Selâmet Hüdaya Tabi Olanlara Olsun.
HÜR OLANLAR İMTİHAN OLUR

Yeni Asya Meşrebi Ve Meşveret Sistemi konusunu ele alan Yasemin Yaşar ise; Dünyaya gönderilişimizin ana gayesi imtihandır. İmtihan olabilmemiz için de hür olmamız gerekir. Hürriyet imanın özelliğidir sözlerini vurguladıktan sonra, insanlar inançlarında düşüncelerinde hür ve serbest bırakılmıştır. Hürriyetin, hür iradenin meşrûtiyetin en birinci maddesi de istişaredir. Yani meşveret iman ve hürriyetin özelliğidir dedi. Bediüzzaman’ın meşveret meselesinde öncelikle şahsiyetçiliği kaldırmış kişi, şahıs, hoca, şeyh hatta evliya, lider, ağabey, vekil, varis, halife kavramlarını çıkarmış yerine şahs-ı manevîyi ikame etmiş. Meşveret yaparken dikkat edilmesi gereken dört şartından ilki Tecerrüddür. Yani bir mesele müzakere edilirken enaniyetten, hissiyattan, tarafgirlikten, peşin hükümden, ferdiyet ve şahsiyetçilikten sıyrılmaktır. İkinci şart Allah (cc) için safiyet ve ihlâs ile hak namına hakikati akla tesbit ve teslim ettirmektir. Üçüncü şart ekseriyetin görüş birliğine vardığı fikri paylaşmaktır. Meşveretten süzülen fikri esas almaktır. Dördüncü şart meşveret neticesi ortaya çıkan görüşü hassasiyetle yaşamaktır, devam ettirmektir. Üstadımızın “Bizim en büyük nokta-i istinadımız vahdet ve tesanüttür.” sözleri göz önünde bulundurularak, cemaatin tesanüdünün muhafazası esas alınmalıdır‘ diyerek panelin ikinci gününü noktaladı.
PANELİN ÜÇÜNCÜ OTURUMU
30 Ocak Cumartesi günü Euro Nur üzerinden gerçekleşti. Hatice Avşar, meşveretin genel prensiplerinden bahsederken, meşveret ile ilgili, dinleyiciler tarafından sorulan sualler panelistler tarafından cevaplandı. Ardından Aşr-i Şerifi İzmirden Leyla Şimşek okuyarak pogram meşveretle alâkalı kısa video gösterisi ile hitama erdi.