"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kimin hürriyeti var ki, basının da özgürlüğü olsun!

Ali FERŞADOĞLU
05 Mayıs 2021, Çarşamba
Hani “Asayiş berkemal” denir sık sık. Acaba ülkemizde asayiş var mı? Varsa zahiri/görünüşte mi?

Aldanmamak için önce “asayiş”in anlamına bakalım: “Bir yerin düzen ve güvenlik içinde bulunması durumu. Korku ve endişeden uzak hâl. Kanun, nizam hakimiyeti. Barış, huzur ve emniyet, güvenlik ortamı...” 

Türkiye’de kim güven, huzur ve asayiş içinde? Kim korkmuyor yarınından; sıradan vatandaşlar mı, emekliler mi, ilim fikir adamları mı, üniversiteler mi, talebeler mi, esnaf mı, gazeteciler mi?.. Fikrini korkmadan beyan eden kaç cesur adam var? Kaç kahraman “haksızlık gördüğünde eliyle ve diliyle düzeltebiliyor?” Kim zalimin zulmünü geçiniz “semavata işittirecek şekilde!” kısık bir sesle işittirebiliyor? Kaç kişi “adalet lâzım, hukuk lâzım!” diye haykırabiliyor, manşet atabiliyor, vaaz edebiliyor? 

Ülkede istibdat mı hâkim, demokrasi mi? Keyfilik mi hâkim, kanun hakimiyeti mi, hukuk mu? Demokrasi, şeffaflık, sorgulama var mı?  

“Nasıl mantıkça kıyas-ı istisnâî misali olarak deniliyor: ‘Eğer güneş çıksa gündüz olacak.’ Müsbet netice için denilir: ‘Güneş çıktı. Öyleyse netice veriyor ki, şimdi gündüzdür.’ 

Menfi netice için deniliyor: ‘Gündüz yok. Öyleyse netice veriyor ki, güneş çıkmamış.’ Mantıkça, bu müsbet ve menfi iki netice katîdirler. (Bediüzzaman, Lem’alar, Enstitü/internet, s. 57) 

“Eğer bir ülkede asayiş yoksa,’ garaz, menfaat, sahtekârlık, hodgâmlık, tasannu, riya, rüşvet, aldatmak gibi haller meydan alır.’ Orada huzur ve mutluluk yoktur. ‘Zâhirî âsâyiş ve insaniyet altında anarşistlik ve vahşet mânâları hükmeder’…” (Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası, Enstitü/internet, s. 455) 

O zaman var gücümüzle “kanun, nizam hâkimiyeti, adalet, hukuka”, yani asayişe çalışmamız Müslüman olarak hepimize farz değil mi? Ve iman esaslarına ve bilhassa tevhid ile ahirete imana çalışmamız lâzım. “Eğer iman-ı âhiret o büyük aile efradında hükmetmezse, güzel ahlâkın esasları olan ihlâs, samimiyet, fazilet, hamiyet, fedakârlık, rıza-yı İlâhî, sevab-ı uhrevî yerine garaz, menfaat, sahtekârlık, hodgâmlık, tasannu, riya, rüşvet, aldatmak gibi haller meydan alır. Zâhirî âsâyiş ve insaniyet altında anarşistlik ve vahşet mânâları hükmeder; o hayat-ı şehriye zehirlenir. Çocuklar haylâzlığa, gençler sarhoşluğa, kavîler zulme, ihtiyarlar ağlamaya başlarlar.” (Bediüzzaman, Asay-ı Musa, Enstitü/internet, s. 41) 

Demek ki imana çalışmak, aynı zamanda dünyaya, asayişe, hürriyete, ilme, terakkiye, gelişmeye, sanata, adalete, hukuka, ekonomiye de çalışmak demektir.  

Zira, bunların herbirisi bir Esma-yı Hüsna’ya dayanır: Adalet Adil ve Hak, ilim Alim, sanat Sani’, iktisat/ekonomi Muktesit, Rezzak, hijyen/temizlik Kuddüs, ilaahir… 

Okunma Sayısı: 1614
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı