"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Köy hatırası

Fatma Eren
18 Eylül 2025, Perşembe
Sanırım Ağustos sonlarıydı.

Kara trenin tiz düdük sesi Ege ovalarında yankılanırken, küçük kız pür heyecan, çuf çuf sesine kendini kaptırmış, pencereden tarladaki çiftçilere el sallıyor onlar da belini doğrultarak trendekileri selamlıyorlardı. Konuşmasız, sessiz bir sevgi alışverişiydi bu. Bazen bir tepenin patikalarında yürüyen keçi sürüsüne rastlıyorlardı. Uzaktan görünen kocaman kalpağı içinde elinde değneği ile bir çoban ayrı bir gizem katıyordu bu tabloya. Keza tarlanın ortasındaki eski püskü kıyafetleriyle korkuluklar da öyle. Bir de dile pelesenk olmuş öküzlerin, sanki seslenmişsiniz gibi dalgın dalgın bakmaları yok mu! 

Bir tarafta tütün tarlaları bir tarafta üzüm bağları ve akıp giden manzara... Vakit günbatımıydı. Güneşin kızıllığı tepelere, bayırlara vuruyor, zeytin ağaçlarının uzayan gölgeleri mistik bir hava oluşturuyordu. Kara tren dumanını savura savura giderken pek keyifli olan küçük kızın keyfini bozan tek şey, savrulan dumandan gözüne kurumların kaçmasıydı. Onu da annesinin yardımıyla hallediyor yine seyre devam ediyordu. Köyler, bucaklar, gelip geçen tarihî taş istasyonlar hepsi de merak uyandırıyordu. Sağında anneciği solunda babacığı ve gidecekleri yerde onları saracak bir sevgi sarmalı olması küçük kızın mutluluğu için yeterli sebeplerdi... 

Derken tren, ıssız bir tepeciğe tırmanırken, eski bir köy istasyonunda durdu. Küçük kız ve ailesi trenden indiler. Gün akşama dönmüştü. Uzaktan köy minaresi gözüküyordu. Buraları, babasının doğduğu topraklardı. Dedesi, ninesi o doğmadan önce vefat etmişlerdi. Şimdi bu köyde amcası ve akrabaları yaşamaktaydı. Babası da gençliğinde büyük şehre göç edince yılda iki kez tatillerini ata ocağında geçirmekteydiler.

Bu masalsı diyarlara akşamın alaca karanlığı çökmüştü. Çoban yıldızı çoktan çıkmıştı bile. Babası onları köylerine, kestirme bir yoldan götürmeye karar vermişti. Yola revan oldular. Küçük bir orman sıklığında söğüt ağaçları çıktı önlerine. O kadar sıktı ki, ağaçların arasından akan dere zor görünüyordu. Dallar suyun içine doğru sarkmıştı. İrili ufaklı taşların üzerinden akan tertemiz berrak dereyi geçerek bir tepeciği aştılar. Ve köye arka bir yoldan girmiş oldular. Uzaktaki bahçede küçük bir evin küçücük penceresinden sönük bir ışık sızıyordu. 

Küçük kızın yaşadığı bu manzaranın her karesi onun için çok anlamlıydı. Zaten onca yıl hiç unutmamıştı bu anıları. Eve yaklaşınca babası camı tıklattı. Perdeyi aralayan ev halkı sevinçle coşarak kapıyı açtılar. İçeriye sinmiş kurutulmuş tütün ve zeytinyağı kokusu hâkimdi. Evet evet, küçük kız bugün gibi hatırlıyordu. Koku hafızası denen şey doğruydu demek ki. Sarmaş dolaş, hal hatır sorma, kucaklaşma faslından sonra artık gece vakti olduğu için Allah ne verdiyse bir yer sofrası kuruldu. Sofrada, Ege bölgesinin köylerinde avlularda bulunan “kastıra” denen toprak fırında yapılmış köy ekmeği, zeytin, peynir, kavun, ve zeytin yağda pişirilmiş yumurta vardı. 

Duvardaki gaz lambasının egzotik ışığında büyükler hararetli bir muhabbete koyulmuşken küçük kız da bu sımsıcak sevgi ortamını izliyordu. Arada başını şefkatle okşayanlara da utangaç bir şekilde gülümsüyordu. Gaz lambası, tütün tarlalarının ko-kusu, onca yorgunluğa rağmen bozulmamış safiyetini koruyan sevgi dolu köy insanı ve şehirden kopup gelen vefa rüzgârı..

Eğer bu manzaraya siz de şahit olsaydınız sevgiyi, şefkati iliklerinize kadar hissedeceğinizden eminim diyebilirim.

İşte sizlere bir tutam köy hatırası.. 

Okunma Sayısı: 146
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı