"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mehir resmîleşirse boşanmalar asgariye inebilir

Ali FERŞADOĞLU
11 Şubat 2013, Pazartesi
Mehir; İslâm hukukuna göre, evlenme anlaşması dolayısıyla, kadının erkekten almaya hak kazandığı para veya maldır. Mehir, kadına verilen bir haktır. Kur’ân-ı Kerîm’de bizzat emredilmiştir:
“Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile cömertçe verin; eğer gönül hoşluğu ile o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu da âfiyetle yeyin.” (Kur’ân, Nisa Sûresi: 4.)
Evlilik imzası atıldığı anda ister şart koşulsun, ister koşulmasın, isterse de “vermemek şartı” koşulsun, ister koşulmasın, kadın mehire hak kazanır. Bu, nikâhın zarurî bir neticesidir.
Yalnız kadın, hakkından feragat edip kocasına hediye edebilir yahut almayabilir. Kadın özgür bir irade ile istediği gibi davranabilir.
Peki, mehrin miktarı nedir? Bu mevzuda hadis-i şerifler bize yol göstermektedir.
İşte bazı hadisler:
“Mehrin en hayırlısı en ehven olanı, yani ödemesi erkeğe en kolay olanıdır” (İbn-i Hacer, Bülüğul-Meram terc., III. 234.)
“Tez evlenmek, tez doğurmak ve nikâh parası mehri az almak kadının bereketindendir.” (Ahmed bin Hanbel, İhya terc., II. 106.)
Mehrin üst tabanı noktasında bir sınır yoktur. Kadın dilediği kadar istekte bulunabilir. O zamanın şartlarına göre en az sınır üç dirhemdir. Peygamberimiz (asm) hanımları için 500 dirhemden fazla ödeme yapmamıştır. (1 dirhem = 4 dünük = 3,2 gr gümüş paradır).
“Mehir vermek şart mıdır?”
Mehir aslında bir sigorta ve garantidir. Kadının hakkıdır ve kadın kimseyle paylaşmak zorunda da değildir. Mehrin önemli fonksiyonlarından birkaçı şöyle sıralanabilir:
İlki; boşanma yetkisini kötüye kullanan kocaya karşı, kadına verilmiş bir garanti belgesi.
İkincisi; boşanma yahut kocanın ölümü durumunda kadının geleceğini garantiye almasıdır.
Üçüncüsü de; evlilik sözleşmesinin mehir ile tescil edilmesidir.
İslâm boşanma sistemini erkeğin keyfine bırakmamış; kadının haksız, keyfî boşanmasını; zulüm ile terk edilmesini engellemiştir.
Şimdi resmî nikâh ne ise, eskiden kadı da resmen aynı görevi ifa ediyordu. Elinde evlilik belgesi var. Mehir miktarı var vs. Dolayısıyla, koca, keyfî olarak “Boş ol!” diyerek hanımını boşayamaz.
Okunma Sayısı: 1887
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • suna durmaz

    11.2.2013 00:00:00

    Araplarda mehr-i muaccel ve mehr-i mueccel diye bir uygulama var. Belirlenen mehrin Muaccel olanı nikahta alınıp düşük tutuluyor; gerisi muaccel olarak belirleniyor ve ölüm veya boşanma durumunda veriliyor. Zamanımızın zor şartlarında, bu uygulama iki taraf içinde hayırlı oluyor. Mehir az alınmasıyla, bir taraftan yeni kurulan ailede berekete ve karı-koca arasında şefkate sebebiyet veriliyor. Diğer taraftan, Allah korusun boşanma veya ölüm olursa mehrin yüklü tarafı ödeniyor ve kadın madur olmaktan kurtarılıyor. Keşke bu uygulama bizde de yaygın olsa.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı