Bir okuyucumuz, “Göz enerjisi ve nazar” (22.10.2021) başlıklı yazımıza şu yorumu yapmış: “Hanefi fukahası ‘madde var hakikatini’ esas almış. İnkârını ise, küfre denk görmüş. Dolayısıyla ‘madde; frekans ve enerjiden ibarettir’ yaklaşımına işi götürmek doğru sonuç vermiyor.”
Gayet tabiî ki, “İyi bilin ki Allah, gördüklerinizi ve görmediklerinizi ilkin nasıl yaratmış…” (Ankebût Sûresi, 19) mealindeki âyete göre, “eşyânın hakikâti sabittir.” Ki, “Enerji” derken madde inkâr edilmiyor zaten. Söylenen şey, “Madde, enerji, enerji de dalga boyutudur. Yani, maddî, varlıklar; enerjinin farklı yoğunluktaki görüntüleridir.”
Bu da şöyle ispat ediliyor:
“Maddenin en küçük yapı taşı, atomdur. Elektron, proton ve nötron ve olmak üzere üç kısımdır” deniyordu. Ancak her geçen gün yeni parçalar bulundu ve bu sayı arttı. Bugün 200’ü aşkın parça bulunmuş. Daha ne kadar daha keşfedilecek belli değil! Ve nötronun daha küçüğü, elektrondur. Onun da küçüklüğü, yani boyu, 10-3 (on üzeri eksi üç) cm, yani 1 cm’nin milyarda birinin on binde biri. Fiziğin ifadesiyle bundan daha küçük bir mesafe olamaz. Fakat mesafeleri daha da küçültüp, mesela 10-13 (on üzeri eksi on üç) ve daha küçük bir mesafenin yokluğunu da kimse iddia edemez! Şu halde, sıfır mesafeyle on üzeri eksi on üç santimetre arasında ‘Hilbert‘ ismi verilen bir boşluk var. Buraya madde sığmıyor. İşte, maddenin sığmadığı, teleskopların veya daha hassas cihazların görmediği bu küçük mesafe, fizik olarak değil, matematik olarak vardır. İşte, madde ötesi, fizik ötesi bu mekân, mânâ, gayb âlemidir. Ve burada da sayısız ruh türleri yaratılmıştır. (Dr. Haluk Nurbaki, Bilim Açısından İmanın Altı Şartı, s. 29-30)
İki huniyi biribirine ters tuttturunca, “sıfır” noktasının ötesi mânâ, gayb âlemi; bu tarafı “…atomaltı, atom, hücre, uzuv, unsur ve kâinat” denen kademe kademe maddeyi oluşturuyor!..
Risale-i Nur’daki ”madde, enerji, esir” pasajlarına göz atarsak: “Mâdem eşya var ve sanatlıdır; elbette bir ustaları var. (Sözler, s. 436) Hakikî hakàik-ı eşya (varlıkların hakikatı, içyüzü), esmâ-i İlâhiyedir. Mahiyet-i eşya (varlıkların temel özelliği) ise, o hakàikın gölgeleridir.” (Sözler, s. 573) Bizim gölgemiz fotoğraf, esmânın gölgesi varlıklar!
“Fennen ve hikmeten sabittir ki, bu haddi yok feza-yı âlem, nihayetsiz bir boşluk değil, belki ‘esir’ dedikleri madde ile doludur…
“Madde-i esiriye, esir kalmakla beraber, sair maddeler gibi muhtelif teşekkülâta ve ayrı ayrı suretlerde bulunduğu tecrübeten sabittir. Evet, nasıl ki buhar, su, buz gibi havâî, mâyi, câmid üç nevi eşya aynı maddeden oluyor. Öyle de, madde-i esiriyeden dahi yedi nevi tabakat olmasına hiçbir mâni-i aklî olmadığı gibi, hiçbir itiraza medar olmaz. (Lem’alar, s. 7, https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/)