21 Haziran 2013, Cuma
6- Havalecilik hastalığı, “düşman-ı gaddar”dır. Bu, “himmetin (gayretin, fedakârâne çalışmanın) elini tutup oturtturur.”
Bu da aczden ve özgüven yoksunluğundan kaynaklanır. Mesleğini, dâvâsını bilmemek aczdir. Aciz olan da, işi başkasına havale eder. Kendi işini kendisi yapmaz ve başkasına havale ederse, başkası neden onu yapsın veya havale etmesin?
Havalecilik hastalığından kurtulmanın formülü, “Siz doğru yolda oldukça, başkasının dalâleti sizin hidayetinize zarar vermez” meâlindeki Maide Sûresi 105. âyetini rehber etmektir.
Başkası ne durumda olursa olsun, biz kendimize bakmalıyız. Yani, hidayet üzere, istikamet dairesinde hizmetimize devam etmeliyiz. Öyle değil mi?
Biz öncelikle kendimizden sorumluyuz. Bizim hesabımızı da başkaları vermeyecek! Öyle ise, başkalarının tembelliğini neden örnek alalım ki? Ayrıca, kötü emsâl olmaz. İyiler, doğru yolda olanlar, sebat edenler örnek alınmalı…
7- Tembellik zindanına atan yedinci sebep, “Allah’ın işine karışmak”tır. Manevî hizmetler Allah rızası için yapılır ve hedef de ahireti kazanmaktır.
“Vazifemiz hizmettir, netice Cenâb-ı Hakk’ın takdirindedir.” Şu halde bize düşen, mesul olduğumuz hizmetin gereklerini yerine getirmeye çalışmak, neticeye karışmamaktır. İşi yarım yamalak yaptıktan sonra hemen sonuç beklenmez. Çünkü, insanların işi, verilen görevi yerine getirmektir. Sonucu yaratacak olan kâinatın Hâlıkıdır.
Ayrıca, biz Rabbimizi değil, Rabbimiz bizi imtihan ediyor!
8- Sekizinci hastalık, bütün sıkıntıların anası ve rezilliklerin yuvası olan “meylü’r-rahat”, yani ‘rahata meyil, konfor düşkünlüğü’dür. Hizmet etme, çalışma yerine, rahatı aramaktır. Şöyle düşünülür:
Bu kış kıyamette veya bu sıcakta, yahut bu şartlarda kim hizmet edecek? Böylece tembellik zindanına düşülür. Fertler bu hastalıklarla malûl olursa fertlerden müteşekkil olan cemaat de, rahatsızlanır.
Bu hastalığın tedavisi de, ancak, dünyaya gönderiliş hikmetini hatırlamaktır. Dünyaya keyif sürmek ve rahat yaşamak için değil; imtihan için gönderildik. Ayrıca, dünya ücret ve rahat yeri değil; çalışma yeri ve rahatını terk etme yeridir. Hakikî ücret ve rahatlık sonsuzluk âleminde.
Bu hastalıklara karşı, yani ferdî veya umumî çapta şevk kıracak sebeplere karşı en iyi tedavi ve sığınak da şahs-ı mânevîdir...
Kaynak: Münâzarât, s. 136-140.
Okunma Sayısı: 1061
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.