Bilgisayar ve teknoloji bilişiminin doğuşu ve gelişimi...
İLK BİLGİSAYAR:
21 Haziran 1948'de sabah saat 11.00'de Tom Killburn ilk bilgisayarın düğmesine bastı ve ilk bilgisayara ilk görevi verdi: 2 sayısının 18'inci dereceden çarpanını bul. Bugünkü bilgisayarlar için çocuk oyuncağı olan bu komut 50 yıl öncesi için yüzyılın en önemli teknolojik buluşlarından birini temsil ediyordu.
1.7 TONLUK
BİLGİSAYARLAR:
Zamanın ünlü bilim dergisi Popular Mechanics’de 1949 yılında yayınlanan bir makalede “bilgisayarların gelecekte 1.7 tondan daha hafif hale geleceği” belirtiliyordu. Ton yerine gramla, metre yerine milimle ölçülen lap top bilgisayarları hayal bile edemeyen bir kuşak ise bu tahminleri fazla iyimser buluyordu.
Kilburn ve Williams’ın çalışmalarını cesaret verici bulan İngiliz hükümeti projeye maddi destek verince üç yıl içerisinde Ferranti şirketinin işbirliğiyle Mark One adı verilen modeli üretti.
İLK PC PROGRAMI:
Kilburn hafızaya alınmış ilk bilgisayar programını yapmış ve bugün artık her iş yerinde bulunan dijital bilgisayarların en önemli bileşenlerinden birini çıkarmış oldu. Kuzey İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’nde yürütülen deney bilgisayarlar için elektronik hafıza üretmeye çalışan birkaç dahi bilim adamı dışında önceleri pek ilgi toplamadı. Ancak Kilburn’ün keşfinin radar uzmanı Prof. Freddie Williams’ın katod ışınlı tüpler üzerinde yaptığı çalışmalarla birleşmesi üzerine çalışmalar hız kazandı.
Bilgisayar-Teknoloji Tarihine Kısa Bakış:
İlk bilgisayarın; Bundan yaklaşık olarak 5000 yıl önce Asya’da ortaya çıkan bugün de hâlâ ilkokul sıralarında da olsa kullanılan abaküs olduğu düşünülebilir. Fakat daha sonra kağıt ve kalemin yaygınlaşması ile abaküs önemini kaybetmeye başladı.
1642 yıllarında, Fransız bir vergi tahsildarının oğlu olan 18 yaşındaki Blaise Pascal (1623-1662), babasına işine yarayacak Pascalin adında bir tip hesap makinesi geliştirdi. Bu araç 10 tabanına göre işlemlerde başarı ile kullanıldı. Pascalinin dezavantajı toplama işlemi ile sınırlı olmasıydı.
1694 yılında alman matematikçisi ve filozofu olan Gottfried Wilhem von Leibniz (1646-1716), çarpma işlemlerinde de kullanılabilecek pascalini yapmayı başardı. Daha sonra bir fransız olan Charles Xavier Thomas de Colmar dört temel matematiksel işlemi (toplama, çıkartma, çarpma ve bölme) yapan cihazı yapmayı başardı.
Bilgisayar tarihinin gerçek başlangıcı ise bugün İngiliz bir matematik profesörü olan, Charles Babbage (1791-1871) ile başlar. 1812 de Babbage makineler ile matematik arasındaki doğal uyuma dikkat çekti. Makineler hata yapmaksızın görevlerini tekrarlayan cihazlardır. Matematikte ise; özellikle matematiksel tabloların üretilmesi basit adımların tekrarlanması ile gerçekleşir. Problem matematiğin ihtiyacına göre makinelerin olayın uygulanabilmesiydi.
Modern Bilgisayarlar
Birinci Nesil Bilgisayarlar (1945-1956)
İkinci Dünya Savaşının başlaması ile, yönetimler bilgisayarların potansiyel stratejik önemi nedeniyle bilgisayar araştırmalarını iyice arttırdılar. 1941 de Alman mühendis Konrad Zuse uçak ve roketler için Z3 olarak adlandırılan bir bilgisayar geliştirdi. Müttefik kuvvetler daha güçlü bilgisayarlar için çalışmaya başladılar. 1944 de İngilizler Almanların mesajlarını çözebilmek için Colossus adlı gizli kodları kırmayı başaran bilgisayarı dizayn ettiler. IBM ile çalışan Howard H. Aiken (1900-1973), 1944 de tamamen elektronik hesap makinesini üretti.
Savaş nedeniyle gelişmiş diğer bir bilgisayar, Amerikan hükümeti ve Pennsylvania Üniversitesi ortaklığı ile ortaya çıkmış olan ENIAC adlı bilgisayardı (Electronic Numerical Integrator And Computer). 1945 de EDVAC (Electronic Discrete Variable Automatic Computer) dizayn edildi. Bu bilgisayarda verilerde program gibi hafızada tutuldu. Bu hafızaya depolama olayının doğmasına neden oldu ve bilgisayar belli bir noktada durdurulduktan sonra devam etmesi sağlanmış oldu.
İkinci Nesil Bilgisayarlar (1956-1963)
1948 de transistörlerin keşfi ile birlikte bilgisayarların gelişimindeki artış iyice arttı. Transistörler televizyonlardaki, radyolardaki ve bilgisayarlardaki büyük ve hantal vakum tüplerinin yerlerini aldılar. 1960 ların başlarında işyerlerinde, üniversitelerde, ikinci nesil bilgisayarlar kullanılmaya başlandı. İkinci nesil bilgisayarlara yazıcılar, tape birimleri, disk birimleri, hafıza, işletim sistemi ve programlar ilave edildi.
Üçüncü Nesil Bilgisayarlar (1964-1971)
1958 yılında Texas Instruments deki mühendislerden Jack Kilby Tümleşik devreyi (Integrated Circuit (IC)) geliştirdi. Tümleşik devre (IC), kuartzdan yapılmış küçük bir silikon disk üzerinde 3 elektronik bileşenden meydana gelir. Bilim adamları daha sonra yarıiletken olarak adlandırılan küçük bir yonga (chip) üzerine pek çok parçayı yerleştirerek yönetmeyi başardılar.
Dördüncü Nesil Bilgisayarlar
(1971- Hala gelişiyorlar)
Tümleşik devrelerden sonra, boyutlar azalmaya devam etti. Bir yonga üzerine yüzlerce bileşen monte edildi (Large scale Integration (LSI)). 1980 de bir yonga üzerine binlerce bileşenin yüzlercesi sıkıştırıldı.
1981 de evde, işyerinde ve okullarda kullanım için kişisel bilgisayarı (Personal Computer (PC)) ortaya çıkarttı. 1981 de 2 milyon olan PC sayısı 1982 de 5.5 milyona ulaştı. On yıl sonra 65 milyon PC kullanılmaya başlandı. Giderek bilgisayarların boyutları küçülmeye devam ederek laptop bilgisayarlar (bir çantaya sığacak büyüklükte), palmtop (gömlek cebine girebilecek büyüklükte) bilgisayarlar dizayn edildiler. Daha farklı bilgisayarları da ileri ki yıllarda ortaya çıkarsa şaşırmayın.
Editörün notu: İnsanlar, her an gelişmelerle kendilerini yenileme eğilimindedirler. Bu gelişim süreçleri içerisinde, zamanlarının büyük bir bölümünü düşünerek, araştırarak ve uygulama yaparak terakki etmek zorundalar. İşte bu dosya bilgisayar teknolojisine bir pencere açıyor. İnternet kaynaklarından yararlanılan bu dosya da toplanan bilgiler derlenmiştir. (M.Zorlu)
Hazırlayan: MUHAMMED EMİNSİN