Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Cumhurbaşkanı imzasıyla bazı alanların orman sınırları dışına çıkartılması kararına, “Yavaş yavaş ormanların daha fazla tahrip edilmesinin de önünü açacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla yaklaşık 612 bin metre kare orman alanı daha orman sınırları dışına çıkarıldı. Ormanlık alanların yerleşim yerlerine kurban edilme riskinin barındığı bu kararın dayanağı ise orman kanunun ek 16’ncı maddesi. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Doğanay Tolunay ek 16’ncı maddenin risklerini Diken’e anlattı. Türkiye’de 9,5 milyon hektar ormanlık alanın bu madde kapsamında ‘Yerleşime uygundur’ denilerek yapılaşmaya açılabileceğine dikkat çeken Tolunay, tahribatın sadece sınırları belirlenen alanlarla da kalmayacağını belirtti: “Siz diyelim ki taşlık alanı orman sınır dışına çıkarıp yerleşime açtınız ve yerleşim yerini yaptınız. Bu gibi yerleşim yerlerine elektrik doğal gaz hatlarının getirilmesi gibi de bir sürü başka ihtiyaçlar olacak. Bunlar için de ağaçlık alanlar da kullanılacak. Yavaş yavaş ormanların daha fazla tahrip edilmesinin de önünü açılacaktır.” 9,5 milyon hektarlık alanı daha iyi resmedebilmek için yüzölçümü üzerinden hesapladığımızda yaklaşık 2,5 Konya ili büyüklüğünde alan yok olma riskiyle karşı karşıya.

‘Anayasaya aykırı’
Tolunay, bu 16’ın ek maddenin Anayasa’nın 169’uncu maddesine aykırı olduğunu söyledi: “Çünkü kamuoyunda 2B olarak bilinen uygulamaya benziyor bu ek 16’ncı maddesi. Kamuoyunun 2B olarak bildiği uygulama 1982’den önce orman niteliğini kaybetmiş alanların ki bu orman niteliğini kaybetmiş alanlar çoğunlukla ormanların tarla ya da yerleşim alanı açmak için kesilmesi ya da işgal edilmesi sonucu oluyor. Bu alanların orman dışına çıkarabileceğini öngörüyordu. Ek 16’ncı maddeyse bu tarihten sonra işgal edilen alanların da orman dışına çıkarılmasını mümkün kılıyor.” Bu 1982’den sonra 90’lı ve 2000’li yıllarda orman alana girilip işgal edilmesini, yani ormanlık alanda tarla açan ya da üzerine yerleşim yerleri yapanların işlediği suçu meşrûlaştırmasına imkân sağlıyor.
‘Çok tehlikeli bir uygulama’
Tolunay bunun bir adım daha kötüsünün olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Potansiyel olarak orman sınırları içinde üzerinde ağaç olmayan taşlık kayalık alanlardan yerleşime uygun olanların orman dışına çıkarılması yönünde de hükümler içeriyor bu 16’ncı madde. Bu çok tehlikeli bir uygulama. Çünkü Türkiye’deki ormanların çok büyük bir kısmında bu şekilde üzerinde ağaç yok. Ya da az ağaç var büyük çoğunluğu taşlık ve kayalık. Bu gibi alanlar yerleşime uygundur denilip orman sınırları dışına çıkartılması riski var” Kanuna göre aslında orman sınırları dışına çıkartılan alanın iki katı kadar da Hazine arazisinden ağaçlandırmak ya da orman kurulmak üzere Orman Genel Müdürlüğü’ne (OGM) tahsis edilmesi gerekiyor.
‘Ormanların yüzde 40’ı tehlike altında’
Kanun kapsamında sınırları çizilen bu ormanlık alanlar ranta da kurban gitme riskiyle karşı karşıya. Üstelik rant tehlikesiyle karşı karşıya olan bu alan azımsanamayacak kadar da çok: “Türkiye ormanlarının yaklaşık yüzde 40’ı, alan olarak ise 9,5 milyar hektarlık bir alan bizim bozuk orman dediğimiz ağaç sayısının az olduğu bir kısmı taşlık kayalık olan alanlar. Buralar yerleşime uygun denilerek Cumhurbaşkanlığı kararınca orman sınırları dışına çıkartılabilir. Bu bölgelere yerleşim yerlerinin yapılması bunun dışında ağaçlı olan alanları da riske atacak: “Orman içinde küçük küçük alanları buralar yerleşime uygun deyip yerleşime açtığınız zaman o ormanın parçalanmasının ve orman tahribinin hızlıca önünün açmış olacaksınız. Siz diyelim ki taşlık alanı orman sınır dışına çıkarıp yerleşime açtınız ve yerleşim yerini yaptınız. Bu gibi yerleşim yerlerine elektrik doğal gaz hatlarının getirilmesi gibi de bir sürü başka ihtiyaçlar olacak. Bunlar için de ağaçlık alanlar da kullanılacak. Yavaş yavaş ormanların daha fazla tahrip edilmesinin de önünü açılacaktır.”
Haber Merkezi