"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Esaslı bir strateji lâzım...

Cevher İLHAN
23 Temmuz 2015, Perşembe
Suruç’taki katliamın öncelikle istihbarat zâfiyeti nedeniyle önlenemediği, canlı bomba saldırısının arkasından ihmaller zinciri olduğu ve IŞİD gibi terör örgütlerinin tâkip edilmediği tesbitleri yapılıyor.

 

Zira Türkiye’ye gelen iki milyona yakın mültecinin ancak yüzde 7-8’inin kimliği olduğu belirtiliyor; geri kalanın pasaportu ve kimliği yok. Aralarına sızmış militanlara dair güvenlik birimlerinin elinde hiçbir bilgi bulunmuyor.

Amerikan işgaliyle dağılan Irak ordusunun ağır ve hafif silâhlarıyla muhalif gruplara gönderilen mühimmatın çoğunun söz konusu örgütlerin eline geçtiği kaydediliyor. En son IŞİD’in Irak ve Kuzey Irak’ta peşmergelerden ve Suriye’de başta Özgür Suriye Ordusu olmak üzere diğer örgütlerin depolarından çokça silâh gasbettiği bildiriliyor.

Yüzlerce uçaksavarın, tanksavarın, bombaatarın, özel dürbünlü uzun menzilli silâhın, hatta tankın özellikle son dönemde IŞİD’in eline geçtiği kaydediliyor. Ve bunlardan bir kısmının Türkiye’ye sokulduğu ifâde ediliyor.

Yine baştan beri muhalefetin hangi kesimine destek sağlayacağı hususunda zikzaklar çizen Ankara’nın, önce Suriye muhalefetinin çatısı Özgür Suriye Ordusu’na destek verirken, daha sonra başta gönderilen lojistik yardımın ve mühimmatın alan kontrolü sağlayan El Kaide bağlantılı IŞİD gibi örgütlerin eline geçtiği ortaya çıkıyor.

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün istihbarat raporunda 70 IŞİD militanının Türkiye’de eylem hazırlığında olduğunun bildirilmesine rağmen, bombalı saldırıyla ilgili Suruç’ta istihbaratın ve emniyetin gerekli tedbirleri almadığı medyaya yansıdı.

NEDEN TESBİT EDEMİYOR?

Mayıs’ta Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’in “Suriye’de bir harekât yöneten MİT aracılığı ile komşu ülkeye terör ihraç edildiği, üstelik paralı askerlerin kullanıldığı ve o silâhların yarın nereye gideceğinin belli olmadığı” ifşaatı dikkat çekici.

“Muhaliflerin silâhlarının bir kısmı MİT aracılığıyla gidiyor. MİT cihadçı gruplara silâh gönderiyor. Katar aracılığı ile kurulan naylon şirketler var. Onlar aracılığı ile IŞİD’e, El Nusra’ya paralı asker sevkiyatı yapılıyor. Mesela emekli bir tuğgeneralin kurduğu bir şirket Suriye’ye paralı asker gönderiyor. Şirket MİT adına çalışıyor, başka türlü çalışamaz çünkü” ihbarı çarpıcı. (Zaman, 18-19 Mayıs 2015)

Hükûmetin buna mani olması, Türkiye’deki bu şirketlerin tespit edilmesi ve MİT’in de bunları tâkip edip Türkiye’deki bu şirketlerin tespit edilmesi lâzım geldiğini bildiren Pekin’in, buna mukabil “Ama bakın bu sevkiyatı ortaya çıkaran TIR savcıları ne oldu?” diye savcıların sorgulanıp içeri atılıp ihrâç edildiğine dikkat çekmesi kayda değer.

Hâlâ dışarı sızması tartışılan Dışişleri’ndeki “gizli” toplantıda MİT Müsteşarı’nın “iki bin TIR’la Suriye’ye mühimmat sevkiyatı” sözü de bunun bir diğer ikrarı olmuştu. Özetle, AKP iktidarında Ankara’nın açıktan Suriye’deki silâhlı muhalefete her türlü silâh - mühimmat ve lojistik desteği verdiği ve bunun başta IŞİD olmak üzere El Kaide örgütlerinin eline geçtiği gerçeği birçok yönüyle teyid ediliyor.

Gerçek şu ki, yüzlerce muhtelif örgüt militanının Türkiye’ye geçiş yaptığı, hatta canlı bombaların, bomba yüklü araçların girdiği, IŞİD’e militan sağlayan şebekeler gazetelere yansırken istihbarat ve emniyetin bunu tesbit edemediiği ve önleyici tedbirler alamadığı resmî raporlarda itiraf ediliyor…

YİNE BEYLİK LÂFLAR

Ne var ki bu vahamet, yine bildik beylik lâflarla geçiştiriliyor. 

Halbuki, Mayıs 2013’te 53 kişinin can verdiği Reyhanlı’daki bombalamanın, seçim öncesi onlarca vatandaşın öldüğü Ağrı - Diyadin provokasyonunun, Bingöl’deki kanlı tahrikin, seçim öncesi başta Mersin ve Adana olmak üzere HDP binalarına yapılan saldırıların, on sekiz yaşında bir tetikçinin dışında hiçbir fâilin ve azmettiricinin bulunmadığı Diyarbakır mitingindeki patlamanın ardından da aynı sözler sarf edilmişti.

Ankara’nın artık kuru lafların ötesinde önlem alması, daha korkunç fâcialara - katliamlara meydan vermemek için en başta Suriye politikasını gözden geçirip ortaya esaslı bir strateji koyması gerekiyor…

Tâziye: Yarım asra varan hizmet hayatı boyunca usanmadan hep istikamet, cevvaliyet ve şevk dersi veren, Şarkla Garbı kaynaştıran muhterem ağabeyimiz Halil Uslu’ya Cenâb-ı Erhamürrahimin’den rahmet ve mağfiret niyaz eder, bütün Nur Talebelerine tâziyetlerimi sunarım. C. İ.

Okunma Sayısı: 2350
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    23.7.2015 11:17:55

    Üzülerek ifade etmekteyim ki AKP nemalanma,rant elde etme,parsayı toplamada geliştirip uyguladığı STRATEJİK KABİLİYET ve DERİNLİĞE,MİLLİ EĞİTİM,BİRLİK-BERABERLİK,TESANÜT,DIŞ POLİTİKA,İTTİHAD-I İSLAM gibi asıl mevzularda hiç mi hiç kabiliyet,meziyet,akliyet ve vicdana sahip değil.Bu anlayış ve istikametlede olmaları na mümkündür.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı