"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İran’a nükleer isnad”ın maksadı -2-

Cevher İLHAN
23 Mayıs 2018, Çarşamba
İran’ın nükleer programı için Viyana’da 2015’te BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve artı Almanya ile Tahran arasında imzalanan “nükleer anlaşma”yı Trump’ın bütün tarafları âdeta tepeleyip tek taraflı olarak çekilmesinin hedefi vahim ve dehşet verici.

Trump’ın ardından Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun “yeni İran stratejisi”nde ABD’nin taleplerini ihtiva eden on iki maddelik listede bu ülkeye “tarihteki en güçlü yaptırımlar”ın uygulamakla Tahran’ı tarihteki en sert yaptırımlarla ezerek rejim değişikliğiyle tehdidi, Irak ve Suriye’den sonra bu kez İran üzerinden bölgede oynanmak istenen “küresel oyunu” açığa çıkarıyor. (Reuters, 21.5.18)

Buna mukabil, İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin ‘’Sen kim oluyorsun da İran ve dünya adına karar veriyorsun?’’ tepkisiyle “Anlaşmadan çekilerek diplomasiyi ve ahlâkı ayaklar altına alan Amerika’nın diğer tüm ülkeler adına tek taraflı kararlar almasını artık dünyanın kabul edemeyeceğini” belirterek, “O çağ kapandı, artık ülkeler bağımsız; İran kendi yolunda ilerlemeye devam edecek” cevabı, kritik vaziyeti ele veriyor. 

ABD’NİN “YAPTIRIMLARI”NA KARŞI AB İNİSİYATİFİ

Belli ki, ABD yasadışı taleplerini kabul etsin diye İran’ı baskıyla “rejim değişikliği” adı altında teslim alma peşinde. 

İran’a karşı ABD ve İsrail’in yanında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Amirlikleri ve Mısır’ın aynı cepheye çekilmesiyle İslâm dünyasında Şiî – Sünnî mezhebî fitne savaşı tahrikinin amacı bu. Maksadın “nükleer silâh” olmadığı, “büyük Ortadoğu projesi” için “büyük İsrail” ütopyası adına İran’ı da ifna etmek olduğu her haliyle sırıtıyor. 

Bu bakımdan “nükleer anlaşma”nın tarafları olan Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin’in anlaşmayı kurtarma çabasıyla, ABD yaptırımlarına karşı AB’nin savunma stratejilerinin de tartışılması ümit verici. (gazeteler, 20.5.18) 

ABD’nin katılmayacağı, buna karşı AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreteri Helga Schmid’in de katılacağı Viyana’daki toplantıda İran’a mali yardımı da içerebilecek “yeni bir anlaşma” ile Tahran’ın nükleer programını enerji üretimiyle kısıtlı tutmasına karşılık uluslar arası yaptırımların kaldırılması ve ABD yaptırımlarına karşı AB’nin savunma stratejilerinin de tartışılacağının bildirilmesi önemli. 

ABD’nin 6 Ağustos’ta İran ile iş yapan, ancak ABD menşeli olmayan şirketleri de kapsayacak ilk yaptırım paketini devreye sokması öncesinde, anlaşmanın devam etmesini isteyen 28 Avrupa ülkesinin hamlesine, Ruhani’nin AB’nin 60 günde güvence vermesini isteyip, ekonomik avantajlarını yitirmemeleri halinde anlaşmaya bağlı kalacakları, diğer beş ülkeyle anlaşmayı sürdürme teminatını verip, “nükleer tesis ve çalışmaların bütün uluslar arası incelemelere açık olduğu” perspektifini yinelemesi de.

“ZÂLİMANE STRATEJİ”LERE KARŞI…

Görünen o ki, 10 Ağustos 1919’da resmen dayatılan, Bediüzzaman’ın Birinci Dünya Savaşında “Avrupa zâlim hükûmetlerinin zulümleriyle, âlem-i İslâma ve merkez-i hilafete (Osmanlıya) ettikleri ihânet” ve “devlet-i İslâmiyenin nurunu söndürmek niyetiyle müthiş bir su-i kast” diye takbih ettiği, Osmanlıyı yıkma ve Müslüman halkları tefrika projesi olan Sevr Muâhedesi’nden 100 yıl sonra yeni bir versiyonu gündemde. (Kastamonu Lahikası, 17; Şuâlar, 619) 

Küçük Sünnî-Şîi “uydu devletçiklerin, krallıkların, emirlikler”in ihdasıyla mezhebî ve etnik tefrika fitnesiyle Müslüman coğrafyayı küresel güçler arasında taksim eden menhus plân yeniden devreye sokuluyor. 

Bu bakımdan, dünyanın akl-ı seliminin İran’ın dışlanıp ifna edilmesine karşı çaba içinde olduğu vetirede, İslâm ülkelerine, bilhassa bölge ülkelerine ve Türkiye’ye büyük yükümlülükler düşüyor. 

Irak’tan sonra Suriye’nin ve ardından İran’ın da “hedef” alınmasıyla bütün bölgenin kargaşa ve kaosla bölünüp parçalanmasını hedefleyen, bin yıldır “komşu, kardeş ve birbirine muhtaç ve akraba milletleri karıştırarak hasım eden” zâlimâne stratejilere karşı Bediüzzaman’ın ikazına kulak verilmesi gerekiyor. (Emirdağ Lâhikası, 437-440)

Okunma Sayısı: 2334
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı