Ekonomideki vahim çöküş “iktidar cephesi”nce hep “küresel kriz”e yükleniyor; “yandaş medya meddahları”nca “bütün dünyada enflasyon yüksek” çarpıtmasıyla karartılıyor.
Bu hususta enflasyonu kontrol almaK yerine, yüksek enflasyona “gerekçeler” uyduran Merkez Bankası dünyanın ikinci - üçüncü enflasyonunu tamamen “küresel şoklar”a, enflasyonun düşmesini de “küresel krizin” ve Ukrayna - Rusya savaşının sona ermesine bağlıyor.
Tâlimatlı resmî rakamlarla yüzde 80’e varan, üçlü rakamları bulacağı belirtilen, gerçekte yüzde 170’leri aşan, gıdada, akaryakıtta yüzde 200’leri, hatta gıdada yüzde 400’leri, enerjide – elektrikte yüzde 500’leri bulan enflasyon Avrupa - Amerika’nın yüzde 7-9 enflasyonu kıyaslanıyor.
“İktidara iliştirilmiş yorumcular”, kendilerinden menkul uydurmalarla, “Avrupa’nın ekonomisi berbat, ilk defa enflasyon çift haneli, dış ticaret açığı veriyor, iflasın eşiğinde” propagandalarıyla algı operasyonları peşinde.
Oysa Papua Yeni Gine’de yüzde 6.7, Honduras ve Jamaika’da yüzde 5. Irak’ta yüzde 6; savaş halindeki Ukrayna ve Rusya’da yüzde 16-17 olan enflasyon, Türkiye’deki enflasyonun üçte birini bile bulmuyor.
Bu vaziyet, iktidardakilerin “bütün dünyada enflasyon yüksek” telkininin vatandaşları susturmaya ve tepkisizleştirmeye yönelik bir saptırmadan ibâret olduğunu ortaya çıkarıyor.
TESBİT
Beş ayda faizcilere 60 milyar
Cumhurbaşkanı “nas” söylemiyle “faize karşı olduğunu” tekrarlarken, Merkez Bankası’ndan enflasyonun çok altında düşük yüzde 14’le faizle para alan bankalar yüzde 24’le devlete sattı; vatandaşlara ise yüzde 26-30 faizle kredi verdi.
Bu faiz patlamasında bir tek Cumhurbaşkanı’nın “faiz lobisi”, “faizciler” dediği bankalar kazandı; 2020’de 58,5 milyar lira kâr eden bankacılık sektörünün kârı 2021’de yüzde 57 artışla 92.1 milyar liraya çıktı. İhtiyaç kredisi faizi yüzde 29’a, taşıt kredisi yüzde 26’ya, ticari kredi faizi yüzde 24’e, konut finansmanı yüzde 36’ya yükseldi. Faiz harcamaları yılın ilk dört ayında 93 milyara aştı.
Ve “tek kişilik hükûmet”in son icâdı -hem dolar farkı, hem mevduat faizinin ödendiği “döviz/dolar kuru korumalı mevduat”la -Diyanet’in de fetvasıyla “faiz”in dikâlâsı yapıldı, yapılıyor.
Ekonomistler, “kur korumalı mevduat”ın beş ayda artan döviz farkından dolayı Hazine’den 60 milyar lira ödendiğini, milletin cebinden “mevduat faizi” sahibi milyonerlere para aktarıldığını belirtiyorlar. Bir tek Temmuz’da 23 milyar liranın üzerinde faiz ödendiğinden gittikçe artan faizle yıl sonuna kadar bu rakamın 300 - 350 milyarı bulacağı kaydediliyor.
Özetle, yılın ilk altı ayında bankalar yüzde 400 kârla asıl vurgunu vururken, milletin parasıyla belli bir grup zengin ediliyor, gelecek nesiller borçlandırılarak tam bir servet transferi yapılıyor. Bu arada cari açık büyüyor, dar gelirliler eziliyor ve faiz belâsı milletin başına sarılarak yaygınlaştırılıyor.
Bundandır ki ana muhalefet lideri, “‘Kur korumalı mevduat’, ekonominin kalbine yerleştirilmiş atom bombasıdır” uyarısında bulunuyor.
HAFTANIN SÖZÜ
“Haramiler helâl oylarla gidecek…”
“Haramilerin ‘harami düzeni’ni seçimde hep birlikte helâl oylarla ortadan kaldıracağız ve haramileri göndereceğiz inşaallah!”
Meral Akşener, İyi Parti Genel Başkanı
SÖZÜN ÖZÜ
“Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır…”
Bediüzzaman, (Münâzarât)