"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Pazar notları

Davut ŞAHİN
19 Temmuz 2020, Pazar

AYASOYFA ve FATİH AHİDNAMESİ

Hasret bitti. Ayasofya bu hafta Cuma namazı ile birlikte resmen ibadete açılmış olacak. Sosyal medyada Ayasofya önünde çekilmiş resimlere rastlıyoruz. Buraya kadar güzel. Meselenin ilk etabı aşıldı. İkinci etabı ise, Ayasofya’ya ibadetlerimizle layık-ı vechiyle sahip çıkabilecek miyiz?

*

Hal böyleyken, Fatih Sultan Mehmet Han’ın o muazzam Bosna Hersek ahidnamesini hatırlamamak olur mu? Tarihçilere göre, bu ahidnema, ilk insan hakları bildirgesidir.

Modern dünyada bile insanlar vahşice birbirini katlederken, 1463’lü yılların Avrupasında Fatih’in ahidnamesi insanlığa ışık tutuyor.

Günümüzde hangi ülkenin başkanı, Fatih gibi, üstelik kendi dininden olmayan ve başka bir dine mensup olanlara; ülkesinde yaşama garantisi verebilir? Kaçıp gidenler için güven telkin ettiği gibi, ülkesine dönüp dönmeme konusundaki özgürlüğü bireye bırakır? 

Tabii ki, Fatih, Allah adına, Kur’an adına ve dahi Peygamberimiz (asm) adına ferman ediyor.

Bu kadar muazzam güvene karşı Fatih ne istiyor? Sadece “emre itaat.”

*

Aslında Fatih Sultan Mehmet Han’ın Fransisken rahiplerine verdiği ‘Ahidname’ olarak adlandırılan bu fermanı, ilk insan hakları belgesi olarak kabul edilen 4 Temmuz 1776 yılındaki ABD Anayasası’ndan 324 yıl önce yazıldı.

Ve bu ahidnamenin orijinali bir camide veya müzede saklanıyor değil... Tam 555 yıldır Fojnica şehrindeki bir manastırda muhafaza ediliyor.

555 yaşındaki Ahidname, Fojnica’daki yüksek bir tepe üzerine inşa edilmiş Katolik manastırdaki din adamlarınca asırlardır korunuyor. Ahidname, Osmanlı’nın bölgeden ayrılmasının ardından çok sayıda savaş gören ve farklı devletlerin idaresinde kalan Bosna Hersek’te bugüne kadar zarar görmeden saklanabildi.

Bosnalı Fransiskenlere geniş çaplı bir koruma sağlayan Ahidname, Osmanlı’nın diğer din ve kültürlere gösterdiği hoşgörünün de belgesi olarak sergilenmeye devam ediyor.

Bir de Fatih “kuşandığım kılıç adına” diyor. Bu da enteresandır. Kılıç o dönemlerde bir gücü ve ululuğu temsil ediyordu.

Bir temsil ile bunu açalım;

Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul’u fethetmiş, ordusunun başında şehre giriyordu.

Bir derviş önüne fırlayıp atının yularına yapıştı: -”Padişahım! Unutma sakın, İstanbul’u biz dervişlerin duaları sayesinde fethettin.”

Fatih Sultan Mehmed hafifce gülümsedi. Elini kılıcına atıp yarıya kadar sıyırdı: -”Baka derviş, doğru söylersin, ama şu kılıcın da hakkını unutma!”

Böylece işlerin yalnızca duayla değil, çalışkanlık ve azimle birlikte halledilebileceğini belirtmiş olan Sultan Mehmet Han, kılıcın gücünü de göstermiş oldu.

*

Bir beldeyi sadece fethetmek yetmez, bir de o beldeyi adaletle yönetmek ve insanları incitmeden, düşüncelerine ve dinine saygı göstererek, özeline de girmeden yaşatmak esastı.

İşte Fatih bu ahitnamesi ile, İnsan Hakları Bildirgesi’ne taş çıkartan kararlarıyla, bir toplumu yönetmenin “insana verilen hak” ve “değer”den geçtiğini çok iyi biliyordu.

Allah ondan razı olsun.

Okunma Sayısı: 1826
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    19.7.2020 11:50:18

    Davud kardeşim teşekkür ediyorum.F.S.Mehmed Hanın bu ahidnamesinden ilk defa haberim oldu.Bu manastırdaki ahidnameyi koruyanlara teşekkürler. Bu belgesel olarak kesinlikle dünya efkarı ammesine sunulmalıdır. F.S.Mehmed han AYASOFYA yı camie tebdil edip ihtiyacı için gerekli vakıf malları ile vakfetmiş amma asıl dikkat edeceğimiz husus yazınızda da belirttiğiniz gibi ADALET için hassasiyetidir. Rum mimar ile olan muhakemesini hatırladım.Kadı HIZIR 'Bre ne oturursun,burada şer'i muhakeme olunuyorsun,kabilindeki ikazıyla o sahneyi gözümde canlandırdım birde 'S.AHMED'i doldurun sonra Ayasofya yı açın,diyen ve AYASOFYA nın açılmasını isteyenleri artniyetle itham eden,ülkedeki haksızlıkların,hukuksuzlukların,keyfiliklerin,müslüman şehidi İsrailli katillere satan ihanet sahiplerinin idareciliği asla karşılaştırılamaz.Olsa olsa Stalin denen şahsın tavuğu yoldurup ayaklarına kapanmasını istihzalı edasıyla gülen şahıs ki benzerlikleri çok onunla değerlendirilebilir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı