"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tokdemir’in ardından

Davut ŞAHİN
16 Ağustos 2018, Perşembe
Nurettin Tokdemir ismini duyunca ben de hep “Nurcu bir milletvekili” ibaresi hatıra gelir.

Kendisini uzaktan tanırdım. “Ru be ru” görüşmüşlüğümüz yoktu. Sohbet veya derslerde bir iki kez rastladım. Gerçi, İstanbul Bizim Radyo’ya (104.4) telefon bağlantısı ile Gündem programına konuk etmiştim. 

19. Dönem Hatay Milletvekili olarak, Millî Eğitim Komisyonu’na başkanlık etmişti.

Merhum Tokdemir, “Nur Talebesi” olarak parlamento çatısı altında hizmet verenlerdendi.

*

Sabah gazetesinin arşivine baktığımda “Nur Talebesi politikacılar” başlığını görmüştüm. Şu satırlara rastladım:

“Nur Talebesi politikacılar, Parlamento’ya ilk defa 14 Mayıs 1950 seçimleri ile girdi. 1950-60 döneminde cemaatten dört kişi, Demokrat Parti listesinden milletvekili seçildi. 27 Mayıs 1960 İhtilâli’nden sonra çok sayıda Nur Talebesi TBMM çatısı altında buluştu. 

Ahmet Tevfik Paksu da, cemaat mensubu ilk ‘Bakan’ olarak kabineye girdi. 12 Eylül 1980 İhtilâli’nden sonra ortaya çıkan yeni siyasî yapılanma ile birlikte Nur Talebesi milletvekillerinin sayısı arttı. Bu arada TBMM Başkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlık görevlerine getirilenler oldu.

Nur Hareketi’nin önderi Bediüzzaman Said Nursî, 1926 tarihinden itibaren kaleme almaya başladığı ‘Risale-i Nur’ isimli eserlerden dolayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne verildi. 

….

“Said Nursî’nin 1926 yılında Isparta’nın Barla bucağına sürgün edilişinden sonra etrafında cemaat oluşmaya başladı. Bunların sayısı kısa sürede arttı. 50’li yıllara geldiğimizde bu cemaat arasında toplumun her kesiminden kadın-erkek Nur Talebeleri oluştu. İçlerinde politikacılar, sanatçılar ve bilim adamlarından ünlü isimler de vardı.” (17.01.97)

*

Yıllar sonra merhumu da parlamento çatısı altında, hizmet ederken gördük. 

Yaptığı hizmetlerle anılacak olan Tokdemir’e biz de Allah’tan rahmet diliyor, sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.

***

DİKSİYON HOCAM...

Diksiyon ve Türkçe ustam Dr. Atilla Sarıkayalı geçen gün vefat etti. Bir televizyon kanalının kurumsal sesiydi Atilla Hoca... Ama izlediğim kadarıyla tek bir haber bile geçmedi. Cumhuriyet gazetesinden bir açıklama geldi. Bir başka internet haber sitesinde Müjdat Gezen’in en acı günü olarak geçti... Ki, bu haber üslûbu bile Atilla Hoca’ya yapılan en büyük saygısızlıktı bana göre.

*

İstanbul Bizim Radyo’da haber sunmaya başladığım dönemde Kadıköy’e diksiyon dersine kaydolmuştum. Hocalarım Gülgûn Feyman, Atilla Sarıkayalı ve Fox TV Haber Müdürü Doğan Şentürk’tü. Çok şeyler öğrendik hocalarımızdan. Özellikle Atilla Hoca’dan.

Televizyon ve radyo camiasına çok sayıda haberci ve spiker yetiştirdi. Hatta yıllar sonra “Hocam beni tanıdınız mı?” diye sorsanız, tanıyamayacak kadar öğrenci yetiştirmiştir.

Kendisi tıp doktoruydu. Genel cerrahtı. Dönemin Doğru Yol Partisi’nden Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın sağlık danışmanı idi. Eş zamanlı olarak uzun yıllara dayanan habercilik ve yöneticilik yaptı. 

Her ne kadar fikri yapısı farklı da olsa, kimseyi fikri yapısından dolayı ötekileştirmeden, herkese eşit oranda eğitim vererek bu piyasaya yüzlerce isim kazandırmıştır. Herkesin meslek büyüğü olarak gönüllerde yer edindi.

*

Hep, “İki farklı Türkçe’nin olduğunu” söylerdi. “Birisi İstanbul Türkçesi, diğeri sokak ağzı Türkçesi” derdi.

Meselâ, Türkçe’nin fonetik bir dil yapısına sahip olduğunu hep dillendirirdi.

Aldığım notlara bir bakıyorum:

- Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil olmadığı için fonetik enstitüleri kurulsun. Yoksa Türkçeyi yanlış konuşuruz.

- Türk Dili ve Edebiyat Fakülteleri’ndeki öğretimi değiştirmezsek, Türkçeyi doğru konuşturmamız asla ve asla mümkün değil.

- Konservatuarlarımızda maalesef, yanlış bir Türk Dili eğitimi veriliyor. Bu tür eğitim Batı alfabetik fonetiğinde yapılır. Batı fonetik alfabetik yapısı bize uymaz. 

- Millî Eğitim Bakanları’nın ilk dikkat etmesi gereken şey, Türkçe hocalarının şivesiz konuşması.

Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. 

Okunma Sayısı: 2372
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı