"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İttihad-ı İslam Kahramanı İdris-i Bitlisî

16 Ekim 2021, Cumartesi 00:44
İdris-i Bitlisî, Yavuz Sultan Selim’e verdiği destek sayesinde İttihad-ı İslâmın kurulmasına ve özellikle Şia’nın doğudan başlayarak Anadolu’yu istilâ etmesinin önüne geçilmesine vesile olmuştur.

NURS HEDEFLİ VAN GÖLÜ SEYAHATİ
Dizi - 4: Mikail Yaprak - Mehmet Pekel 

***

BİTLİS'İN YETİŞTİRDİĞİ BİR BÜYÜK ZAT İDRİS-İ BİTLİSΠ

Bitlis denince akla çok sayıda, başta Bediüzzaman olmak üzere maneviyat büyükleri gelirken, diğer taraftan da ilim ve siyaset adamları da gelmektedir. Bunların başında da 16. yüzyılda Anadolu’da İttihad-ı İslâm’ın sağlanmasında çok büyük gayretleri olan İdris-i Bitlisî gelmektedir. 

Osmanlı âlimlerinden ve devlet adamlarındandır. İdrîs-i Bitlisî Milâdî 1490 senesine kadar Akkoyunlu hükümdârı Uzun Hasan oğlu Ya’kûb Bey’in dîvân hizmetinde çalıştı. Osmanlı Sultânı İkinci Bâyezîd Hân’ın bir zaferi münâsebeti ile gönderdiği fetihnameye, sultânı adına cevap yazan İdrîs-i Bitlisî, İstanbul’a dâvet edildi. 

Bu arada, Şah İsmâil’in ortaya çıkıp fitne çıkarmasına târih düşürdü. “Mezheb-i nâ-hak” (Bâtıl mezheb) dedi. Şah İsmâil bunu duydu. Kıvrak zekâsı ile Şah İsmâil’e çok güzel cevap verip, zulmünden kurtuldu. Hizmetine girmesi için yaptığı teklifi reddetti. Osmanlı ülkesine gitti. Arab ve Acem kadıaskerliğine ta’yin edildi. 

Sultan İkinci Bâyezîd Hân, Osmanlı ülkesine gelip yerleşen İdrîs-i Bitlisî’ye pek fazla iltifât etmiş, çok yüksek maaş tahsis etmiş ve ondan bir “Târih-i Âl-i Osman” yazmasını istemişti. O da bu emre uyarak, ilk sekiz Osmanlı pâdişâhı hakkında, Farsça ve manzûm olarak 80.000 beyitlik “Heşt-behişt” adında manzûm bir eser te’lîf etti. 

Yavuz Sultan Selim Hân’ın hizmetinde de bulunan İdrîs-i Bitlisî, Sultân’ın İran’a karşı tertîb ettiği Çaldıran Seferi’nde ona refakat etti ve Sultan Selîm nâmına bütün Doğu Anadolu bölgesini zaptetti. Bitlisli olmasının da yardımıyla, Doğu vilâyetlerinden topladığı ordunun başına geçerek, İranlıları mağlûb edip, Mardin’i fethetti. Urfa ve Musul’un, Osmanlılara iltihâkında mühim rol oynayıp, bölgenin dâhilî işleri kuvvetli esaslara dayandırarak tanzim etti. Mısır’ın fethinde de bulundu ve Yavuz Sultan Selim Hân’ı tebrik ve tebcil eden bir kaside ile Mısır’ın idâresi hakkında Sultân’a güzel nasihatlerde bulundu. 1520 senesinde, Yavuz Sultan Selim Hân’ın vefât edip, Kanunî Sultan Süleymân Hân’ın tahta çıktığı sene vefât etti. 

Eyyûb Sultan’da İdrîs köşkü civarında, Bülbül Deresi tarafında bir set üzerine defnedildi. İdrîs-i Bitlisî’nin Eyyûb Sultan’da yaptırdığı çeşme meşhurdur. Çeşitli konularda büyük eserler vermiştir. 

Yaşadığı asrın ileri gelen âlimlerinden olan İdrîs-i Bitlisî’nin, gönüllere ferahlık veren sohbetlerine, başta pâdişâhlar olmak üzere devlet ricali büyük ilgi göstermişlerdir. Bir müddet de Yavuz Sultan Selim Hân’ın musâhibliğini de yapmıştır. 

İdris-i Bitlisî, Yavuz Sultan Selim’e verdiği destek sayesinde İttihad-ı İslâmın kurulmasına vesile olmuş ve özellikle Şia’nın doğudan başlayarak Anadolu’yu istilâ etmesinin önüne geçilmesine vesile olmuştur. 

KAHRAMAN VE ŞEHİD BİR SAHABİ FEYZULLAH EL ENSARΠ

Çok kimse Bitlis’te bir sahabenin türbesinin bulunduğundan haberdar değildir. Tevafuken gördüğümüz türbede bir şehit sahabenin yattığını öğrendik. Cami ve türbenin bir müştemilat içinde oldukça iyi korunduğunu söyleyebiliriz. 

İstanbul’da medfun Peygamberimizin (asm) mihmandarı Eyup El Ensarî'nin kardeşi olan Hz. Feyzullah el Ensarî sancaktar olarak Hz. Ömer döneminde İyaz bin Ganem komutasındaki İslâm ordusunda Anadolu’daki fetih hareketlerine katılmış, Silvan’ın fethi sırasında yaralanmış, Bitlis’e yürüyen ordu ile birlikte hareket etmiş ve daha sonra da şehit olmuştur. 

BİTLİS’İN ÖNEMLİ LEZZETİ BÜRYAN KEBABI 

Bitlis’in yöreye mal olmuş en önemli yemeği, oğlak etlerinin karkas halinde tandırların içine daldırılması ve saatlerce kalarak yağı ile pişip sonra soğanla servis edilen Büryan Kebabıdır. İkindiden sonra bu yemeğe ulaşmak imkânsızdır. Çünkü yöresel ifade ile kebapçılar “yıkılmıştır” yani etleri tüketmişlerdir. 

BİTLİS HAKKINDA GENEL BİR DEĞERLENDİRME 

Bitlis coğrafî konumu, tarihî geçmişi ve yetiştirdiği büyük insanlarla ekonomik, kültürel ve ticarî olarak çok daha gelişmiş bir konumda olması gerekirken, bunlardan çok uzak olduğunu üzülerek müşahede ettik. Cumhuriyet döneminde de önemli devlet adamları yetiştiren Bitlis hizmet alamamış, açık bir müze şeklinde olan şehir merkezi korunamamış, tarihî yapılara gecekondu anlayışı ile hoyratça ilâveler yapılmış, tarihî doku ciddî anlamda zarar görmüştür. 

Şehrin içinden geçen Bediüzzamanın’da yaralanarak esir düştüğü Bitlis deresi, çevresi ile birlikte çöplük haline gelmiştir. Tanıtım ve turizm kapsamında da yapılanlar çok yetersizdir. Eski Bitlis evleri de ilgisizlikten harabe halindedir. Şehir merkezinde de onlarca kahvehane dolu olup, işsizlik ve çaresizlik insanların simalarına aksetmiştir. İnsan ister istemez bu şehrin yöneticilerinin yüzyıldır ne yaptığını merak ediyor. 

Bitlis deresi ve tarihî köprü 

Bizi umutlandıran bir husus ise şehir merkezinde başlatılan yıkım ve temizleme çalışmalarıdır. Bu çalışmaların da usûlüne uygun, restorasyon facialarına sebep olmaması en büyük temennimizdir. 

AHLAT   

Ahlat, en çok görmek istediğimiz buram buram tarih kokan eski bir Selçuklu şehridir. Meydan mezarlığı ve kümbetleri ile meşhur, Bitlis’in bir ilçesidir. Van Gölü’nün batı kıyısında, Tatvan-Erciş Karayolu üzerinde kurulu olan ilçe merkezi, il merkezine 67 km uzaklıktadır. 1 bucağı ve 24 köyü vardır. İlin kuzeyinde, batı ve kuzeyden Muş’un Merkez, Bulanık ve Malazgirt, doğudan Van Gölü ve Adilcevaz, güneyden Tatvan, Merkez ve Mutki ilçeleriyle çevrilidir. Süphan ve Nemrut dağlarının Van Gölü’ne uzanan engebeli eteklerinde yer alan ilçe topraklarının, Van Gölü kıyıları düzlük alanlarla kaplıdır. 

Kara iklimi egemen olmasına rağmen, Van Gölü ısıyı 1 ila 2°C yükseltir. Yazlar serin, kışlar soğuk geçer. Ekonomi, tarım, küçükbaş hayvancılık, hayvanî ürünler ticaretine dayanır. 

Bizim Ahlat’ta en çok dikkatimizi çeken tarihle birlikte yeşilin bol olması, özellikle de Ceviz ağaçlarının çokluğuydu. 

Bir çok tarihî yapı barındıran Ahlat’ta ziyaret edebildiğimiz başlıca yerler şunlardır. 

Selçuklu Mezarlığı 

Dünyanın en büyük İslâm mezarlığıdır. 210 dekar alanda 8203 mezarı içerisinde barındıran, “Anadolu’nun Orhun Abideleri” de denilen Selçuklu Meydan Mezarlığı, UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesindedir. 

Hz. Ömer zamanında 641 yılında bölgeyi fethetmekle görevlendirilen El-Cezire Komutanı İyaz bin Ganem komutasında olup Ahlat’ın fethi sırasında burada şehit düşmüştür. Geç dönem Ahlat Kümbet mimarisine uygun tarzda yapılan türbe yoğun bir ziyaretçi potansiyeline sahiptir. 

Ulu Kümbet 

İki kubbe Mahallesinde, Osmanlı Kalesi’nin batısında bulunmaktadır. Ahlat Kümbetlerinin en büyüğüdür. Kare planlı kaide üzerine yükselen silindirik gövde üzerine konik bir külâhla nihayetlendirilmiştir. 

Kitabesine göre 1477 tarihinde Bayındır İbni Rüstem tarafından yapılmıştır. Dünyada mevcut 2 örnekten biridir. Diğeri Azerbaycan Gence’de olup aynı usta tarafından yapılmıştır. 

Harabeşehir Kaya Yapıları 

Neolotik çağdan kalma mağara kümeleridir.

Sun’î mağaralar tek ve iki katlı oyuldukları gibi, bazıları yan yana veya arka arkaya sıralanmış iki-üç odadan oluşmaktadır.

DEVAMI YARIN

Okunma Sayısı: 3285
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • MUSALİ

    18.10.2021 11:41:33

    MEKANI CENNET OLSUN. bu milletin birliği ve dirliği için, ilahi kelimetullah için çalışanlardan, ahirete göçenlere rabbimden rahmet, sağ olanlara sıhhat ve selamet diliyorum

  • Ali TAM

    16.10.2021 19:16:07

    "Sultan İkinci Bâyezîd Hân, Osmanlı ülkesine gelip yerleşen İdrîs-i Bitlisî’ye pek fazla iltifât etmiş, çok yüksek maaş tahsis etmiş ve ondan bir “Târih-i Âl-i Osman” yazmasını istemişti. O da bu emre uyarak, ilk sekiz Osmanlı pâdişâhı hakkında, Farsça ve manzûm olarak 80.000 beyitlik “Heşt-behişt” adında manzûm bir eser te’lîf etti." Bildigim kadariyla Türkce olmayip Farsca olmasi hasebiyle Sultan tarafindan sadece 50.000 gümüs akce ile ödüllendirilmistir bu 2,5 senenin mahsülü degerli eser. Avrupa'da yanlis telkinlerle bombos yetistirilen Ekrad gencligi , Ekrad'in ta Osmanli zamanindan beri hamallik gibi islerde calistirilarak ezildigi bilgisiyle doldurulmuslar. Güzel bir makale tebrikler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı