"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Akran zorbalığı çocuklarımızın geleceğini tehdit ediyor

06 Ekim 2025, Pazartesi 03:01
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı: Akran zorbalığı sistematik biçimde tekrarlanan, çocuklarımızın okul hayatını çekilmez hale getiren, özgüvenlerini yıkan ve onları hayata küstüren bir şiddet türüdür.

Ankara - Mehmet Kara
[email protected]

Okullardaki akran zorbalığı probleminin artarak devam ettiğini ve toplumsal bir yaraya dönüştüğünü söyleyen Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı, akran zorbalığı olaylarının, okullardaki şiddet, çeteleşme ve mafyalaşma vakalarının aysbergin görünen kısmı olduğunu belirterek, akran zorbalığı, çocuklarımızın geleceğini ve eğitim sistemini tehdit ettiğini, bu konuda acilen ulusal eylem planı başlatılması gerektiğini söyledi.

Okullarımızı saran akran zorbalığı konusunun yalnızca bir eğitim meselesi olmadığını, toplumsal vicdanı kanatmakta olduğunu ifade eden Avcı, “Akran zorbalığı yalnızca sınıfta birkaç çocuğun birbirine takılması, şakalaşması değildir. Bu; sistematik biçimde tekrarlanan, fiziksel, sözel, duygusal, hatta dijital ortamlarda görülen, çocuklarımızın psikolojisini örseleyen, okul hayatını çekilmez hale getiren, özgüvenlerini yıkan ve onları hayata küstüren bir şiddet türüdür. Daha da önemlisi, akran zorbalığına maruz kalan çocukların eğitimden kopma, içine kapanma, depresyona girme, hatta intihara sürüklenme riski yüksektir. Bu sebeple mesele, bireysel değil, toplumsal ölçekte bir krizdir” diye konuştu.

KUTUPLAŞTIRICI DİL ÇOCUKLARI DA ETKİLİYOR

Türkiye’nin yaşadığı ekonomik kriz, siyasetin kutuplaştırıcı dil, hukuksuzluklar, yolsuzluklar, torpil, adam kayırma ve adaletsizliklerin yalnızca yetişkinleri değil çocukları da derinden etkilediğini dile getiren Gürkan Avcı, “Evlerinde borç, kaygı ve öfkeyle büyüyen çocuklar; ekranlardan küfür, tehdit ve hakaret izleyen gençler; elbette bu şiddet dilini okula taşıyor. Toplumdaki agresyon, doğrudan sınıflara ve okul bahçelerine yansıyor. Siyasîler, televizyonlar ve sosyal medya, çocuklara zorbalığın ödüllendirildiği bir Türkiye gerçeği sunuyor. İşte bu nedenle akran zorbalığını yalnızca bireysel değil, aynı zamanda yapısal ve kültürel bir sorun olarak görmek zorundayız” dedi.

TOPLUMSAL ÖLÇEKTE BİR KRİZDİR 

Bu yüzden meselenin bireysel olmadığını, toplumsal ölçekte bir kriz olduğunu söyleyen Avcı şunları söyledi: “Bugün çocuklarımız, adaletsizlikle, liyakatsizlikle, zorbalığın ödüllendirildiği bir kültürle büyüyor. İşte bu yüzden akran zorbalığını sadece bireysel bir mesele olarak değil, kültürel ve yapısal bir problem olarak görmek zorundayız. Ancak ne yazık ki Millî Eğitim Bakanlığı bu büyük tehlike karşısında sessizdir. Bugün okullarda yaşanan akran zorbalığı vakaları artarken, bakanlık hâlâ günü kurtaran, göstermelik, içi kof projelerle oyalanmaktadır. Liyakatsiz, ehliyetsiz ve ideolojik kadrolarla yönetilen bir eğitim sistemi, böylesine derin ve katmanlı bir sorunu çözemez. Çocuklarımızın ruh sağlığı için, geleceğimiz için bu ilgisizlik, bu beceriksizlik kabul edilemez.”

TOPLUMSAL GÜVENLİK MESELESİ

Akran zorbalığının ulusal güvenlik meselesi kadar önemli bir toplumsal güvenlik meselesi olduğunu vurgulayan Avcı, “Çünkü şiddeti içselleştirmiş bir nesil, geleceğin de şiddetini üretir. Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Kurulu’na ve Millî Eğitim Bakanlığı’na sesleniyoruz! Sadece eleştirmekle yetinmiyoruz, çözüm önerilerimizi de ortaya koyuyoruz. İvedilikle, Ulusal Akran Zorbalığıyla Mücadele Eylem Planı derhal hazırlanmalı ve tüm okullarda uygulanmalıdır. Her okulda bağımsız, tarafsız ve yetkin “Zorbalık İzleme ve Önleme Birimleri” kurulmalıdır. Öğretmenler ve okul yöneticileri, zorbalığı tanıma, önleme ve müdahale konusunda kapsamlı eğitimler almalıdır. Psikolojik danışman ve rehber öğretmen sayısı arttırılmalı, her öğrenciye kolayca ulaşabilecek güçlü bir destek ağı oluşturulmalıdır. Veliler için bilgilendirme seminerleri ve atölyeler düzenlenmeli, aileler bu sürece aktif biçimde dahil edilmelidir” şeklinde konuştu.

HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR

Avcı, bu mesele ile ilgili yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

“Dijital zorbalığa karşı yasal düzenlemeler güçlendirilmeli, sosyal medya ve oyun platformlarında çocuklarımızı hedef alan şiddet ve hakaret içerikleri sıkı denetlenmelidir. Şiddeti meşrulaştıran siyasî söylemlerden uzak durulmalı, örnek alınacak dil, empatiyi ve barışı besleyen bir dil olmalıdır. Bugün bir çocuğun sınıfta maruz kaldığı alay, küçük düşürülme, itilip kakılma; yarının öfke biriktiren, özgüvenini yitiren, hatta şiddeti yeniden üreten yetişkinlerini doğurmaktadır. Bu zinciri kırmak zorundayız. Çocuklarımızın güvenli, huzurlu, özgür ve mutlu okullarda eğitim görmesi en temel haklarıdır. Çocuklarımızın yarınları için bugünden harekete geçelim. Akran zorbalığını görmezden gelmek, sessizlikle normalleştirmek; çocuklarımızın hayatına işlenmiş büyük bir ihanet olur. Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Kurulu’nu ve Millî Eğitim Bakanlığı’nı acilen sorumluluk almaya, toplumumuzu da bu büyük meseleye duyarlılık göstermeye davet ediyorum.”

Hep birlikte şiddetin değil sevginin, zorbalığın değil dayanışmanın, umutsuzluğun değil güvenin hüküm sürdüğü okullar inşa etmeliyiz. Çünkü: Zorbalıkla büyüyen bir çocuk, yarının barışını değil yarının şiddetini üretir. Bizim görevimiz, şiddet zincirini kırmak ve çocuklarımıza güvenli bir gelecek bırakmaktır.”

Okunma Sayısı: 225
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı