Gazetemizin yazarlarından Cevher İlhan, Yeni Asya Diyarbakır Temsilciliği’nde verilen seminerde “Risale-i Nur’un çağa Kur’ânî mesajıyla İslâm âleminin teârüf ve teâvünü” konulu bir seminer verdi.
Bediüzzaman’ın geçen asrın başlarında Şarktaki aşiretlere verdiği “meşrûtiyet” ve “hürriyet” dersleriyle, istibdadın fenalığını anlattığına dikkat çeken İlhan, buna karşı hürriyetperver olmanın insana yakıştığını ifade etti.
KUR’ÂN’DAKİ TEMEL TÂRİFLERLE
Geçen asrın başlarında Bediüzzaman’ın Asr-ı Saadet istikametinde meşrûtiyet - şûrâ ve hürriyete Kur’ân’dan temel tarifler getirdiğini ifâde eden İlhan, “Bediüzzaman, devrin gazetelerinde, Eski Said Dönemi Eserleri’nde ‘veli sultan’ da olsa ‘tek şahıs’ın devleti yönetemeyeceğini bildirir, ‘tek kişilik yönetim’in birçok istismara ve suiistimale açık olduğunu ikaz eder” dedi.Risalelerde Cenâb-ı Hakk’ın Adl ismi ışığında adâlet ve hukukun, fikir-ifâde hürriyetinin tasrih edildiğini kaydeden İlhan, “Bediüzzaman, eserlerinde ‘Birisinin günâhıyla başkası mesul olmaz’ meâlindeki âyetini nazarlara verir. Mahkemelerin hiçbir hârici tesir altında kalmadan tam hür, bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini ifade eder. Oysa günümüzde ihbar ve jurnallerle binlerce vatandaş ‘suçlu’ addedildini görüyoruz” dedi.
TEFRİKA VE İFSAD FİTNESİNE KARŞI…
Bediüzzaman’ın Birinci Dünya Savaşı’nda küresel ecnebilerin İsrail’i kurdurma hesabına Osmanlıdan koparılan Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri cetvellerle taksim eden İngiliz-Fransız mamulü menhus anlaşmalara dikkat çeken İlhan, “Bu menhus maksatla Irak’tan sonra Suriye ve Libya’yı parçalama plânının senaryoları sahneleniyor. İslâm dünyası, ifsad ve iftirak projeleriyle iç savaş kargaşasına düşürülüyor, Müslümanlar çeşitli tahriklerle kışkırtılarak mezhebi ve etnik tefrika kargaşasına sürükleniyor” diye konuştu. Cevher İlhan, İslâm coğrafyasında körükledikleri krizlerle ve çatışmalarla İslâm kardeşliğini berhava eden, Müslümanları hasım hale getirip birbirine kırdıran tahrik stratejilerine ve ifsadlarına karşı, Bediüzzaman’ın 1911’de Şam’da Emeviye Camii’nde verdiği hutbedeki mesajları nazara verdi. Bediüzzaman’ın, aynı inancı paylaşan, asırlarca beraber yaşamış, ‘komşu, kardeş ve birbirine muhtaç’ Müslüman milletlerin dünyevî ve uhrevî saadetlerinin, maddî ve mânevî kalkınmalarının “İslâm kardeşliği” üzerine inşa edilecek maddî ve mânevî işbirliğine bağlı olduğunu ve bu esasla Müslümanları mânen ve madden yardımlaşmaya çağırdığını aktardı. Sohbet, Kur’ân’ın çağımıza tefsiri ve dersi Nur Risalelerdeki hakikatlerin anlaşılması duâsıyla sona erdi.
Diyarbakır - Yeni Asya