İlk bilgisayar 1941 yılında icat edildi. Tabi o zaman sayısız tüpten oluşan ve bir kaç matematiksel hesap yapmaktan ibaret olan bir makina idi.
Depolama alanı yoktu. Yıllar geçtikçe bu ihtiyaç talep görmeye başladı. Gelişen teknoloji ile birlikte depolama alanı 640 kb’a kadar çıktı. 1981’de Bill gates o unutulmaz cümleyi söylediğinde hiç kimse teknolojinin bu kadar ileri gideceğini tahmin etmemişti. “Bence 640 kilobyte herkes için yeterli bir depolama alanı, kimin daha fazlasına ihtiyacı olur ki?”. Bu gün baktığımız zaman 640 kb’ın içine ancak orta halli bir resim dosyası ya da 10-15 adet word dosyası sığabiliyor. 30 saniyelik mp3 formatında bir şarkı da olabilir.
Şu an kişisel bilgisayarlarda terabyte, askerî ve bilimsel kullanımlarda ise petabyte, eksabyte, zettabyte hatta yotabyte’a varan depolama alanları mevcut. Örnek olarak 1.000.000 terabyte 1 eksabyte’a tekabül ediyor.
Bu gelişmelere müteakip olarak insanlar artık daha fazla depolama alanı yerine dosyalarına her zaman ulaşabilecekleri ve onları istedikleri kimselere istedikleri şekilde paylaşacak bir sistem talep ettiler. Bulut bilişim bu ortak bilgi paylaşımını sağlayan hizmetlere verilen genel ad.
Bu gidişin ilk öncü uygulamaları, internet sağlayıcıları tarafından, yedekleme amacıyla sunulan bulutlardır. Bulut bilişimin en önemli özelliği kullanıcıların yerel konumlarında; herhangi bir işlem, yazılım, veri erişimi veya servis altyapısı gerekmeksizin; alınacak hizmetin sağlanabilmesine imkân sağlamasıdır.
Belki bulut bilişim hakkındaki en büyük endişeler güvenlik ve gizliliktir. Önemli bilgilerin başka bir şirkete teslim edilmesi fikri bazı insanları tedirgin etmektedir. Ya da kişisel bilgilerinizin herhangi bir ülkenin ya da istihbarat ajansının eline geçmesi kulağa hiç hoş gelmemekte. Ama artık bu da sorun değil, hayatımıza giren facebook, twitter, instagram, foursquare, google+ uygulamaları sayesinde hiç çekinmeden en özelimizi bu programlar/uygulamalar ile rahatça paylaşabiliyoruz.
Aslında bu yazının konusu bulut bilişimin, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından nasıl algılandığı ve nasıl anlatıldığı.
(bit.ly/1c7s7kF)
Verdiğim youtube video linkinde bakan Binali Yıldırım ile Abd başkanı Obama’nın karşılaştırması var. Çok ipucu vermeden izlemenizi tavsiye ediyorum. Özet geçmek gerekirse Obama mesajında “Yeni şeyler keşfedin, icatlar yapın, boş durmayın, ülkemizin geleceği için uzmanlaşın, sadece bir oyun indirmeyin oyun geliştiricisi olun, programcı olun” diyor. Diğer yandan Binali bey: “Bulut diye bir şey var, herkes oraya birşey atıyor, abur cubur dolduruyorsun, bu bilişime fazla kafa yorarsan sıyırırsın, kullanacaksın kafayı takmayacaksın, hikmetine fazla şey yapmamak lâzım” buyurmakta.
Eh, bu yorumdan sonra fazla söze hacet yok. Geçen sene Ağustos ayında yine başka bir bakanın yaptığı açıklama geliyor aklıma: “Biz ara eleman ülkesiyiz, mucit çıkaramayız, Müslüman bir ülkeyiz, buluş yapamıyoruz. Tarım ülkesiyiz biz. Ne yapacağız biz?”