Birçok insanı farklı kapılardan buyur edebilecek bir aydır Ramazan.
Muhabbetin, ünsiyetin, tefekkürün hâsıl olduğu bir vaktin adıdır. Ruhî yüklemelerin âlemde zuhur ettiği bir oluş programıdır bu kutlu ay. Bu dem, öyle bir demdir ki ne kitaba gelir ne kaleme. İşte böyle bir manevî oluşun tezahürüdür bu müstesna lütuf. Lütufların en kıymetlisi. Ve manevî kemâl dediğimiz güzel adlandırmanın tesiri, esintisidir bu halet-i ruhiye.
Kâinatın ruhanî bir manâya işaret ettiği ulvî yaklaşımların, muazzam seyirlerin, temâşâların görüldüğü bir zamanı yaşarız bu anlarda. Görülen cümle güzelliklerin, bu ayda ciddî bir farkındalık inkişaf ettirdiğini biliriz, şahit oluruz bütün bu olup biten hâllere. Her zerrede bir nur, her katrede bir zuhur olduğunu idrak eder ve bütün manasıyla farkına varmış oluruz bu huzurlu saatlerde.
Ramazan, ruhun Allah’la karşılaşması, her anımızın bir duâ haline getirilmesi. Ramazan, derûni hayatın neşvü nema bulması. Ramazan o ki, her adımı yüklü ve zengin. Ramazan o ki, derinliğin sükût halinde yaşanması. Ve bütün letafetiyle gelir. Sokaklara, hanelere, insanlara, yerlere, göklere gelir. Ramazan gelir insanın sevince gark olmuş kalbine. Ramazan her şeye gelir.
Zaman, Ramazan zamanı. Şuurla ruhî terbiye potası içinde tefekkürle pişmenin zamanı. Lütufla çevrilmiş bir tesellinin mahremiyetinde geçirmek değil miydi? Elbet öyleydi. Ve ben demeyi unutup âlemi yaşamaktı. Yaşamak, uhuvveti bütün hassasiyet çizgisinde. Evet, bu yegâne zamanda görüp işittik yaşanmış ve yaşanılacak cümle sırları. Bu yegâne zaman akışında tanıdık bizi biz yapan yanlarımızı. Ey Ramazan, senle düştük bu yolculuğun adım adım hikmetlerine. Böyle böyle bir mu’cizenin, vuslatın cezbesine eriştik de ömrümüzün en berrak yanını görmüş olduk.
Sözün sonuna doğru gelirken, hayra doğru bütün geçişlerin inşirah olduğu bu vakitlerde saadet zamanı yaşayacağımızı bilelim. Saadet zamanı; ruhumuz bir, suretimiz tek. Manevî hayatımızı bulandıran bozuk, marazlı eylemlerden âzâde bir oluş. Müstesna, manevî oluşların tarifidir bu zaman. O halde ruhları senin emsalsiz makamınla dinlendirmenin tam vakti. Bedenler yorulduğu gibi ruhlar da yoruldu. Hâl böyle olunca hiçbir ayın anlamı yok, senin varlığınla açılmadıkça.
Bitmeyen hasret gözüyle baktığımız on bir ayın sultanı Ramazan, hoş geldin. Evveli parlak, ahiri parlak Ramazan, hoş geldin.
Hoş geldin…