"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İhlâs ve vesvese

Fatih Yokuş
04 Nisan 2019, Perşembe
Kişi; fıtratı gereği, iyilik ve kötülük yapmaya meyillidir.

Birisi şeytanın telkin ve vesvesesi diğeri Allah’ın rahmeti. İşte kalpte bulunan, meleke, his ve duygu.

Hangisini destekler, güç verir ve kulak verirsek; iyi veya kötü biri oluruz.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

“Âdemoğlunda bir şeytanın lemmesi (dokunuşu) vardır, bir de meleğin lemmesi. Şeytanın lemmesi, şerre teşvik etmek ve hakkı yalanlamaktır. Meleğin lemmesi ise iyiliği ilham etmek ve hakkı tasdik etmektir. Bunu her kim vicdanında hissederse Allah’tan olduğunu bilsin ve Allah’a ham­de­tsin. Öbürünü hisseden de şeytandan Allah’a sığınsın. (Tirmizi, Tefsir, 2/25)

Şeytanın lemmsi vesvese ile kalpte kendine yer bulur. Anlık lezzet, nefsin istekleri, intikam, adavet, servet, haramları cazip hale getirme gibi şeyleri kullanır. Bu da kötülüğe o da insanı Cehenneme götürür.

“(İblis) dedi ki: Ey Rabbim! Andolsun ki, beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlâsa erdirilmiş kulların müstesna...” (Hicr, 15/39-40)

Şeytan; kalbe verdiği vesveseyi güçlendirmek, günahları cazip hale getirmek ve insanı etkisi altına almak için de kendi safında olan insi (insan) şeytanlardan faydalanır. Nas Sûresi:

De ki: İnsanların kalplerine vesvese sokan, pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine, insanların İlâhına sığınırım!”

Dinin mahiyeti, Peygamberlerin gönderilmesi, iman esasları, Cennet ve Cehennemin varlığı bu kötü vesveselerden azamî derecede kurtulmak içindir. 

Şeytanın bu vesvesesine karşı yegâne çare de ilim sahibi olmaktan çok İhlâs sahibi olmakla olur.

Bediüzzaman:

“Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı. Eğer o razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.”  (İhlas Risalesi)

Nice insanlar; ilim ve amel sahibi oldukları hâlde İhlâs sahibi olmadıklarından helâk olmaktan kurtulmamışlardır.

Ölümü çokça hatırlamak, ahireti, mahşeri, mahkeme-i Kübrayı ve dünyanın fani olduğunu bilmek ihlâslı olmanın önemli bir basamağıdır.

Kişi; iman konusunda kendini güçlendirir, Kur’ân ile takviye eder, Peygamberi kendine rehber eder, rıza-i İlâhiye yani ihlâsa önem verirse şeytan ve avanelerine karşı güçlü duruma gelir.

Günümüze baktığımızda; vaaz veren, dinî bilgisi iyi olan, namaz, hac, oruç ve diğer ibadetleri yerine getirenlerin bir kısmı; kul hakkına riayet, yalan söylememe, kandırma, güveni kötüye kullanma, faiz, zulüm ve diğer büyük günahlara dikkat etmemekte ve iyiliği (Allah’ın emir ve yasakları) emir, kötülüğü engelleme konusunda çaba göstermedikleridir.

İhlâsın, yani Allah korkusunun azalması bu neticeleri doğurmuştur.

Selâm ve duâ ile.

Okunma Sayısı: 3384
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı