"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Duâ umuttur

Fazilet Kırmızı
05 Mayıs 2019, Pazar
Mü’min ümitvardır. Hiçbir zaman Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez. Bu dünya da ebedî değiliz.

Rabbimiz bizleri bu fani hayatta farklı zorlukları olan farklı imtihanlara tabi tutuyor. Kimini ailesi ile kimini varlık ile kimini hastalıkla imtihan ediyor. Her imtihan bir lütuftur. Aslında her zorluktan  Rabbimize yaklaşırız. En zor zamanlarda dilimizde sadece Allah vardır. Çünkü biliriz ki Allah her daim kullarını bilen gören ve işitendir. 

Rabbimize en yakın olduğumuz anlardan biridir duâ vakti.

Duâ insan için fitrîdir. Duâ iman dolu bir kalbin tükenmez bir umududur. Duâ bir mü’min için en güzel teslimiyet halidir. 

Allah Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor: (Resûlüm!) De ki: Duânız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? 

Kul, Rabbi katında duâsı ile değerlidir. Duâ istemektir. Şüphesiz Allah istemeseydi, istemeyi veremezdi.  Rabbimiz mü’min Sûresin de Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana duâ edin, kabul edeyim. 

Duâ rahmet kapısını anahtarıdır. Ve Allah’a yönelme halidir. Duâ, insanın bütün acizligi ile rahmet kapısını çalmasıdır.  Bir mü’min karanlık bir gece vaktinde, ellerini Rabbine açıyorsa, bilir ki, kendisini gören, işiten, isteklerine cevap veren Birisi vardır. Duâ bir ümittir. Duâ bir sabır ve bu şükür ifadesidir. 

Üstadımız Bediüzzaman Mektubat eserinde duânın izahını şöyle yapmıştır:

Birinci Nükte: Duâ bir sırr-ı azîm-i ubudiyettir; belki ubudiyetin ruhu hükmündedir. 

İkinci Nükte: “Duânın tesiri azimdir. Hususan duâ külliyet kesbederek devam etse, netice vermesi galiptir… Hâlık-ı Âlem istikbalde o Zât’ı (Hz. Muhammed), nev-i beşer nâmına, o gelecek duâyı kabul etmiş, kâinatı halk etmiş… İşte ey Müslüman! Senin rûz-ı mahşerde böyle bir şefiin var. Bu şefiin şefaatini kendine celbetmek için O’nun (asm) sünnetine ittiba et!”

Üçüncü Nükte: “Duâyı kavlî-i ihtiyarinin makbuliyeti iki cihetledir; ya aynı matlubu ile makbul olur veyahut daha evlâsı verilir. Meselâ birisi kendine bir erkek evlât ister. Cenâb-ı Hak Hz. Meryem gibi bir kız evlâdını verir. ‘Duâsı kabul olunmadı’ denilmez; ‘daha evlâ bir surette kabul edildi’ denilir. Hem bazen kendi dünyasının saadeti için duâ eder, duâsı ahiret için kabul olunur; ‘duâsı reddedildi denilmez’; belki ‘daha evlâ bir surette kabul edildi’ denilir.” 

Dördüncü Nükte:  “Duânın en güzel, en lâtif, en leziz, en hazır meyvesi şudur: Duâ eden adam bilir ki, birisi onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir. O’nun kudret eli her şeye yetişir. Bir Kerim Zât var, ona bakar, ünsiyet verir. Bu kişi O’nun huzurunda kendini tasavvur ederek bir ferah, bir inşirah duyar, dünya kadar ağır yükü üzerinden atıp ‘Elhamdülillah’ der.”

Beşinci Nükte: “Duâ ubudiyetin ruhudur ve halis bir imanın neticesidir. Çünkü duâ eden adam, duâsıyla gösteriyor ki, bütün kâinata hükmeden birisi var ki, en küçük işlerime ıttılaı var.” 

Nitekim ‘Rabbiniz buyurdu ki: Bana duâ edin, size cevap vereyim.’ Eğer vermek istemeseydi, istemek vermezdi. 

Samimî kalpten gelen bir duâ her şeyi güzelleştir. Biz bir duâ ediyorsak bir gün gerçekleşeceği içindir. Duâ ediyorsak Rabbinizin bize nasip edeceği güzel günler vardır. 

Okunma Sayısı: 6122
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı