"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dinimiz, deynimizdir!

Raşit Örenel
13 Temmuz 2025, Pazar
Din ve deyn (borç) bu iki kelimenin eskimez yazıyla yazımının tamamen aynı olmasında lâtif bir tevafuk elbet vardır.

Dinimiz ve muhtevası olan emirler, ölçüler ancak Allah'a borçlu olduklarımızdır. Dolayısıyla kimsenin keyfî, çıkarı, can sıkıntısına göre tacil, tecil ya da tehir edilemezler. Allah'ın koyduğu emir ve yasaklara uyulması gerektiği zaman uyulur, öne çıkarılması gerektiğinde çıkarılır ve bu çok önemli bir kıstas olan tutarlılıkla yapılır. 

Başlangıçta siyasî iradenin uzantısı bir aparat olarak inkılapları aklamak için kurgulanıp, zaman içinde bu pozisyondan yakasını kurtaran Diyanet işleri zaman zaman yeniden o kurguyu hatırlatan işler yapıyor. 

Daha önce dört bakanla ilgili ortaya atılan ciddî fakat mahkeme yüzü bile görmeden mecliste aklanan yolsuzluk iddiaları, hükümete yakın başkalarının suistimal iddiaları zamanında, “doğruluğundan emin olunmayan haberlerin yayılmasının yanlışlığı” ile ilgili hutbeler verilirken, bugün hükümete muhalif mahfillerle ilgili yolsuzluk iddiaları, devletin resmî kanallarında bile soruşturmaya ait olmayan görüntülerle yayınlandığında ise meseleyi bire bir “Kimi zaman görsel ve yazılı yayın organlarında gündeme gelen, kimi zaman dijital mecralarda dillendirilen, kimi zaman da insanlar arasında sohbet konusu olarak geçen kamu hakkı ihlâlleri” cümleleriyle ele alıp, kamu hakkına el uzatmanın haram olduğu hatırlatılıyor. 

Devlet bir aldığı vergiyi tekrar alırken, makam uçağı üzerine uçak alınırken, mevcut iktidarın üç kurucu sacayağından biri, bakanlık, meclis başkanlığı yapmış Bülent Arınç  “Kamuda israf olmasa biz devleti vergi almadan yönetiriz” derken görmediğimiz, kamu kaynaklarının yerinde kullanımıyla ilgili hutbeler irad edilmekte.

Kimsenin inhisarında olmayıp umumun mukaddes malı olan “dini” temsil noktasındaki en yüksek resmî makam olan Diyanet İşleri'nin de sadece vazettikleriyle değil, bunların zamanlamasıyla da dinin ve toplumun dinî ihtiyaçlarının inhisarında olması beklenir. Neticede “Cuma hutbesi” dediğimiz nesne, siyasî iktidarın haftalık politik ihtiyaçlarına göre şekillenen “Payitaht Abdülhamid”, “Kuruluş Osmanlı” gibi dizilerin senaryosu gibi bir şey değildir. Ezelî ve ebedî olan, O konuştuğunda her şeyin susması ve dinlenmesi gereken Kelâmullah’ın muallâ makamıdır.

Her güzel şey gibi dini de  siyasetine payanda etmeye çalışması, siyasî iktidarın kendi geçmişi itibarıyla kendi içinde tutarlıdır. Peki dindar seçmeni kendi arkasında hizaya geçirmek için dinî hayata ve müesseselere bu denli müdahale etmek, “dindar olanın, olarak bilinmeye devam etmek isteyenin adresi bizim arkamızdır” demeye getirmek, özelikle çeşitli sebeplerle güçlü bir İslamî aidiyet geliştirememiş insanlar üzerinde, İslamî temsil kabiliyeti olan yapıların, fertlerin sembolik pozisyonlarına nasıl etkisi olacak?

Toplumda kendine oy veren dindarlar, oy vermeyen dinde lakaytlar olarak bir (kelimeyi kullanmayı çok sevenler hatrına) sosyoloji oluşturup, kendini “İslâm’ın bekçisi” olarak İslamî alanın parçası haline getirip, iktidarını İslâmiyet’in tartışılmazlığı üzerinden ibka etmeye, bir yerde İslâm ile aynîleştirmeye çalışmak, iktidar kaynaklı, inkar edilemez sorunlarla karşılaşan pek çok dimağda, iktidarla birlikte İslâm’ın da tartışmaya açılmasına hatta düşmanlaştırılmasına yol açacaktır.

Bu noktada en büyük görev kendisine düşen İslâmî cemaat ve tarikatlar’ın şu soruyu cevaplaması gerekir; Din, bizim kime “deyn”imizdir, Allah’a mı? Bundan emin olunmalı ve herkes emin kılınmalı.

Okunma Sayısı: 363
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı

    En Çok Okunanlar