"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Günümüz ilm-i kelâmı

Halil ELİTOK
13 Temmuz 2025, Pazar
Günümüz İlm-i Kelâmından maksat 20. asrın İlm-i Kelâmı olan Risale-i Nur’dan bahsetmek istiyorum. Ancak önce, konunun daha iyi anlaşılabilmesi için kelâm ilminin tarifini yapmak gerekir:

Kelâm ilmi, konusu ve gayesi itibarıyla iki türlü tarif edilegelmiştir:

Konusuna göre kelâm ilminin tarifi: Allahû Teâlâ’nın zatından, sıfatlarından, nübüvvet ve risâlete dair meselelerden, başlangıç ve son itibarıyla yaratılmışların hallerinden İslâm kanunu üzere bahseden bir ilimdir.

Gâyesine göre kelâm ilminin tarifi: Kesin, kat’î deliller kullanmak ve vâki olacak şüpheleri izâle etmek suretiyle dinî akideleri, inançları ispata kudret kazandıran bir ilimdir.

Kelâm ilminin mertebesi:

İmam Gazalî, kelâm ilmiyle ilgili olarak şunları söyler: “Bütün dinî ilimlerin dayandığı esas ve prensipleri ispat etme vazifesini üzerine alan ilim “kelâm ilmi”dir. Diğer ilimlerin hepsi kelâma nispetle cüz’idir. Netice olarak “kelâm” rütbesi en yüksek olan ilimdir. Çünkü cüz’i ilimlere geçiş bu ilimden olmaktadır.”1 Sadeddin Taftazanî ve bir kısım âlimler kelâm ilmi için “eşrefü’l-ulûm” yani ilimlerin en şereflisi, en üstünü demişlerdir. Buna gerekçe olarak da şunları söylemişlerdir:

1. Kelâm ilminin konusu pek şümullü, meseleleri de –Allah’ın zatı, sıfatları ve fiilleri gibi – pek şereflidir.

2. Gâyesi gâyelerin en üstünü ve faydalısıdır.

(İmam Gazalî, İslâm Hukukunda Deliller ve Yorum Metodolojisi)

 Günümüz ilm-i kelâmının Risale-i Nur olduğuna dair Bediüzzaman Barla Laihikasında şöyle ifade eder:

“Mâşâallah, Yirminci Mektubun kıymetini güzel anlamışsınız ve güzel de yazmışsınız.

Mektubunda ilm-i kelâm dersini benden almak arzu etmişsiniz. Zaten o dersi alıyorsunuz. Yazdığınız umum Sözler, o nurlu ve hakikî ilm-i kelâmın dersleridir. İmam-ı Rabbânî gibi bazı kudsî muhakkikler demişler ki: Âhirzamanda ilm-i kelâmı, yani ehl-i hak mezhebi olan mesâil-i imaniye-i kelâmiyeyi, birisi öyle bir surette beyan edecek ki, umum ehl-i keşif ve tarikatın fevkinde, o nurların neşrine sebebiyet verecektir. Hattâ İmam-ı Rabbânî kendisini o şahıs gibi görmüştür.

Senin şu âciz ve fakir ve hiç ender hiç olan kardeşin, bin derece haddimin fevkinde olarak, kendimi o gelecek adam olduğumu iddia edemem, hiçbir cihette liyakatim yoktur. Fakat o ileride gelecek acip şahsın bir hizmetkârı ve ona yer hazır edecek bir dümdârı ve o büyük kumandanın pîşdâr bir neferi olduğumu zannediyorum. Ve ondadır ki, sen de yazılan şeylerden o acip kokusunu aldın.”2

Dipnotlar:

 1- İmam Gazalî, İslâm Hukukunda Deliller ve Yorum Metodolojisi, (Mustasfa tercümesi),  s. 5.

2- Barla Laihikası, s.312   

Okunma Sayısı: 386
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı

    En Çok Okunanlar