"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hastalar Risalesi’ni anlamaya doğru: Altıncı Deva

Feyzullah ERGÜN
06 Kasım 2022, Pazar
“Ey elemden teşekki eden hasta! Senden soruyorum: Geçmiş ömrünü düşün ve o ömürde geçmiş lezzetli safa günleri ve belâ ve elemli vakitlerini tahattur et.

Herhâlde ya ‘oh’, ya ‘ah’ diyeceksin. Yani, ya “Elhamdülillah şükür” veyahut “Vahasreta, vaesefa!” kalbin ve lisanın diyecek..”

Altıncı devada, elem ve sıkıntılardan devamlı şikayette bulunan hastalar, iç dünyalarında bir gözlem ve nefis muhasebesine yönlendirilmektedir. Bu arayış ve muhasebe sonucunda, yaşanan sayılı ömür dakikalarının manevî huzur içinde, rıza-i ilahî dairesinde veyahut perişan ve pişmanlıklarla dolu, günahlar bataklığında harcanarak ziyan edildiği ortaya çıktığında “Oh.. Elhamdülillah, Rabbime şükürler olsun.” veya “Ah, eyvahlar olsun, kendime yazık ettim.” sonucuna varılacaktır. Bu tarz bir iç gözlemle, insanın nefsiyle muhasebesi, hemen kolay bir şekilde gerçekleştirilemiyor. Bu yola girilebilmesi için aklın, nefsin ve imanın merkezi olan batın-ı kalbi (kalbin iç âlemi) kuşatan kalın gaflet perdelerinin, hastalık ve musibetlerle hedefe tam isabet eden oklarla dağıtılabileceği, mümkün olabilecektir. Böylece hastalık ve musibetler, samimi tevbe ve istiğfar kapısını aralayarak, acil toparlanmayı sağlayacak, kaderin isabetli uyarıcıları ve hayatı manevî kirlerinden arındıracak temizlik araçları olarak kabullenilmesi, teselli ve huzur kaynağına ulaştıracaktır. Gerçek dost acı söylediğinden, hastalıkların verdiği elem ve sıkıntıların sabırla karşılanması, bî-iznillah tatlı cennet meyvelerini seyredip, toplama huzuruna vesile olabilir.

Şükürlerle süslenen bir hayat ve rıza-i ilahî dairesinde sürdürülen, yaşanan hastalık ve musibet hallerinin şifa ile sonuçlanması, sevinç ve huzur kaynağı olacağından, Şafî-i Hakikî’ye (c.c.) vücudumuzun zerreleri sayısınca, en halis hamd ve şükürlerimizi manevî lezzetler duyarak, aralıksız devam ettirme mutluluğunu yaşatacaktır. Zira, yaşanan ağrılı ve sıkıntılı günler, geride kaldığından, lezzetli bir huzurla kalp ve ruhun stresleri dağılacaktır. Yaşanan elemlerden geriye kalan, ibret alınacak dersler ve günahların silkelenmesiyle yaşanacak manevî huzur ve rahatlama sevinci olacaktır. Çünkü yaşanan hastalıkların verdiği elemler ve zorluklar, ruhun derinliklerine bıraktıkları lezzet tohumları, şifa ile birlikte canlanarak, beden ve ruhta dallanır. Akıl, kalp ve dilde şükür meyvelerine dönüşür.

Hastalıkların insanı yoklamadığı dönemlerde, oyun ve eğlencelerle masiyet yollarında geçen günlerin, hafızaya ekilen elemli tohumları, ruhun ıstırap duyan alanlarında diken misali filizlendiğinde, hastalığa müptela olan kişinin iç dünyasında, derin keder ve hüzünlere yol açacaktır. Pişmanlık duygularının, çekilen elemlere katılmasıyla, hasta perişan bir hale düşer. Bu durumdaki hastanın sabır, şükür, istiğfar ve dua ile geçireceği bir günlük hastalığın, çok günlerin ümitli ve sevindirici sevaplarına ulaştıracağı müjdeleriyle ferahlayacaktır. Bu arada hastalık halinin ŞAFÎ (c.c.) isminin tecellisi ile, iyileşmesi sonucu yaşanacak manevî lezzet ve ferahlama, derin bir kurtuluş sevinci yaşatacaktır. Hastalıkla gelen sıkıntılı durumun geçici olduğu, günah kirlerinden arındırmak hikmetiyle gönderilen hastalığın, vesile olacağı manevî huzurla, hastalığın iç yüzünü de tanımış olacağız. Cenab-ı Hakk’ın (c.c.) vazifelendirdiği hastalığın sıkıntılarına karşı şikayet değil, “BU DA GEÇER, YÂ HÛ!” diyerek, sabır ve şükürle karşılayıp, “Hak şerleri hayr eyler/ Görelim Mevlam n’eyler/ N’eylerse güzel eyler” hüsn-ü zannıyla misafiri uğurlamaya gayret edilmelidir.

SAĞLICAKLA KALIN.

Okunma Sayısı: 1978
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı