Koçoğlu Gurubuna ait Atabey Enerji Firması tarafından Senoz Vadisi’nde yapılması planlanan Başköy HES için daha önce iptal edilen ÇED Toplantısının 20 Ocak’ta yapılacağı bildirildi…
Senozlular bir kez daha tepki gösterdi… HES projelerindeki çalışmalar ve taşocakları dolayısıyla SİT alanı olma özelliğini yitiren Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Senoz Vadisi, HES ve taşocağı sarmalından kurtulamıyor. Rize Valiliğinden yapılan açıklamaya göre bölgede yapımı planlanan Başköy Regülatörü ve HES için vadide ÇED toplantısı düzenleneceği bildirildi. Toplamda 14 ayrı HES projesinin bulunduğu yaklaşık 35 kilometrelik vadide, HES’lere karşı hukuk mücadelesi yürüten köylüler, bölgede yapılan HES’lerin Türkiye’nin enerji ihtiyacına çare olmayacağı görüşünde. “Derelerin Kardeşliği Platformu”ndan yapılan açıklamada, “Yapılması planlanan 4.53 megavat kurulu gücündeki Başköy Regülatörü ve HES projesi için vadide düzenlenecek ikinci ÇED toplantısı, HES projelerinin ne denli dayatmacı olduğunun açık göstergesidir” ifadelerine yer verildi. Senoz Vadisi Koruma Platformundan yapılan açıklamada ise Senozlu köylülerin, Senoz Derneği öncülüğünde daha önce vadi üzerinde yapımı planlanan 14 ayrı HES projesine karşı açtığı 8 ayrı dâvânın 6’sında ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararı almış, uygulanmayan yargı kararlarını defalarca protesto edildiği kaydedildi. Senoz Vadisi Koruma Platformu Sözcüsü ve Senoz Derneği Çayeli Temsilcisi A. Ali Kork ise yaptığı açıklamada, “2007 yılından bu yana yürütülmek istenen HES çalışmalarının Senoz doğasını nasıl hoyratça tahrip ettiğini yaşayarak gördük. Çataldere ve Ligovi’de onlarca km mesafede taşı, toprağı yüzlerce metre yükseklikten iş makineleriyle sıyırıp dereye döktüler, ortaya çıkan görüntü, (HES’ten önce ve HES’ten sonra) diye fotoğraflarla belgelendi. Bu görüntüler vicdanlı insanlara ‘yazıklar olsun’ dedirtti. Bütün bu yapılanlar yasa ve hukuk dışıydı. Kâr hırsı ne yasa tanıdı ne de Allah’ın yarattığı canlıları gözetti. Şimdi de Başköy HES projesi ile ana kaynak suyu Çataldereye aktarılmış olan Uzundere’nin yan kol sularını da km’lerce mesafede tünellere sokup, Uzundere vadisini susuz bırakacaklar. Bu Hakk’a reva mıdır? Başköy HES projesi için kullanacak bölge, vadinin en üst bölümüdür. Binlerce flora ve fauna türüne ev sahipliği yapan, doğa koruma açısından en hassas bölgedir. Nesli tükenmekte olan dağ keçisi ve Kafkaslara özgü endemik tür olan ‘dağ horozu’nun yaşam alanıdır. Bu alana dokunmak ülkemiz yasaları ve uluslar arası sözleşmelere göre de suçtur” dedi.
ÇEVRE KATLİÂMI YANINDA KAYNAK İSRAFI, HANGİ AKLIN ESERİDİR?
Senoz Vadisi Uzundere Köyünden olan, Sosyal Demokrat Parti (SODEP) kurucusu Dr. Osman Erten ise yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Söylenmedik, yazılmadık ne kaldı? TEDAŞ’ın 2010 yılı faaliyet raporuna baktığımızda, elektrikte toplam kayıp-kaçak oranının yüzde 18 olduğunu görüyoruz. Öncelikle bu olumsuzluğu düzeltmek gerekmiyor mu? Ürettiği elektriği yolda, izde kaybeden devlet, ülke genelinde planlanan HES’lerle enerji ihtiyacının ancak yüzde 5’ini sağlayacak ve bunu ‘ülke çıkarına’ diye anlatacak öyle mi? Çevre katliâmı yanında kaynak israfı, hangi aklın eseridir? Yoksa kepçe, dozer, türbin, jeneratör üreten uluslar arası sermaye işsiz mi kaldı? Bağımsız bilirkişi raporları ile mahkemelerin verdiği onlarca kararda özetle, ‘çevre koruma açısından yapılan yanlıştır’ dendiği halde, bu ısrarın nedeni nedir? Yazık değil mi?” Bölgedeki HES projelerine karşı köylülerin avukatlığını üstlenen Senoz Derneği Başkanvekili ve dâvâların savunucusu Avukat Münir Yazıcı ise yaptığı açıklamada yürütülmek istenen işlemin açıkça hukuk tanımazlık olduğunu vurgulayarak, “Mahkeme kararları ilgili Bakanlığa iletilmiş olmasına rağmen, vadide yeni bir proje için ÇED sürecinin yürütülmesini nasıl değerlendireceğiz? Mahkeme kararları HES yatırımcılarını bağlamayacaksa, ilgililer açıklama yapsın, biz de bilelim” dedi.
MÜCAHİT ÇAKIR-ÇAYELİ