2021’in ilk beş ayında 150’nin üzerinde vatandaşın “Geçinemiyorum” açıklamasıyla intihar ettiği ortaya çıktı.
Araştırmalar son yıllarda Türkiye’de intihar hızının arttığını gösteriyor. CHP’nin doktor vekillerinden Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün geçtiğimiz hafta yayınladığı intihar raporu, önemli verilerle dolu. Bingöl’ün raporuna göre; 2021 yılının Ocak ayında en az 94, şubat ayında en az 99, mart ayında en az 112, nisan ayında da en az 129 kişi intihar etti. AKP döneminin en yüksek intihar verileri ile karşı karşıya olunduğunu söyleyen Dr. Bingöl; 2021’nin ilk beş ayında 150’nin üzerinde vatandaşın “Geçinemiyorum” açılamasıyla hayatına son verdiğine dikkat çekiyor. Bingöl’ün araştırmasından ortaya çıkan veriler şöyle: “Türkiye’de 2002-2019 yılları arasında 53 bin 425 yurttaş intihar ederek yaşamına son verdi. 2002’de 2 bin 301 olan intihar sayısı her yıl artarak 2012’de 3 binin üzerine çıktı. 2019’da ise 3 bin 406 kişi intihar etti. 2002-2019 yılları arasında gerçekleşen 53 bin intihardan 4 bin 801’inin gerekçesi resmi raporlara “İntihar nedeni: Geçim zorluğu” başlığı altında yansıdı.
Sebepler incelenmeli
Raporun devamında, “17 yıldaki toplam intiharların neredeyse yarısı olan 22 bin 645 intiharın gerekçesinin ise “bilinmiyor” başlığı altında raporlanması dikkat çekti. Jandarma Genel Komutanlığı’nın 2020 Faaliyet Raporu’na göre Covid-19 pandemisi ile geçen 2020 yılında sadece jandarma bölgesinde “Takibi gereken olaylar” başlığı altında 5 bin 593 “intihara teşebbüs” olayına müdahale edildi. Ayrıca jandarma bölgesinde bin 23 intihar vakasının yaşandığı da raporlarda yer aldı” denildi. AKP’li bir belediye başkanının yaptığı “İntiharın ekonomiyle ilişkisi olsa vatandaşların yarısının intihar edeceği” şeklindeki açıklamanın da bir tür itiraf olduğunu söyleyen Bingöl; AKP iktidarının intiharları ‘psikolojik’ diye geçiştirmeye çalıştığına söyleyerek, TÜİK’in de intihar verilerine sansür uyguladığını öne sürdü. Bingöl; intihar vak’alarının çok ciddî bir şekilde araştırılması ve altında yatan sebeplerin incelenmesi gerektiğini belirterek, sadece ‘psikolojik’ diyerek olayın geçiştirilemeyeceğini savundu.
***
İşsiz ev gençliği oluştu
Son yıllarda sayıları hızla artan üniversitelerin özellikle belli bölümlere ağırlık vermesinden dolayı kimi meslek gruplarında ihtiyaçtan fazla mezun verilmeye başlandı. Bu da beraberinde bu bölümleri okuyan öğrencilerde gelecek kaygısını arttırdı ve beraberinde meslek gruplarında gerek işsiz sayısının yükselmesine gerekse kazanılan gelirin düşmesine neden oldu. Gazetecilik, halkla ilişkiler, hukuk ve öğretmenlik branşları bu sorunu en yakından yaşayan bölümler. Independent Türkçe’nin haberine göre, tepkilere ve eleştirilere rağmen eğitim sektöründe bu sorunu giderecek tedbir alınmaması ve yeni bölümlerin açılmaya devam etmesi benzer sorunların daha önce bunu yaşamayan branşlara da sirayet etmesine neden oluyor. Eğitim uzmanı Ali Taştan, eğitimli ancak işsiz olduğundan aile parasıyla geçinen “ev gençleri” diye kitlenin oluştuğunu söyledi.