"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hatıralarla Kutlular Ağabey ve hizmetleri

06 Mayıs 2021, Perşembe 00:10
Yeni Asya Van-Erciş Temsilciliği tarafından düzenlenen ve ismini Kutlular Ağabeyin ‘İşte Hayatım’ adlı otobiyografisinden alan “Hayat değil, Hizmet hikayesi” başlıklı program Euronur TV’den büyük ilgiyle takip edildi.

YENİ ASYA - VAN

Yeni Asya Gazetesi Van Erciş Temsilciliği tarafından geçen ay içinde düzenlenen ve ismini Mehmet Kutlular Ağabeyin ‘İşte Hayatım’ adlı otobiyografisinden alan program Euronur TV’den büyük ilgiyle takip edildi.

Kutlular Ağabey için ilk olma özelliği taşıyan bu organizasyon beğenildi. ‘İşte Hayatım’ adlı programda merhum Mehmet Kutlular Ağabeyi tanıyan isimler bir araya geldi.

Konuşmalar Ramazan-ı Şerif tebriği ile başlarken, Kutlular ağabeye rahmet dilekleriyle ve dualarla yâd edildi.

Açılışı konuşmasını yapan Yeni Asya Medya Grup Başkanı ve Yeni Asya Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı İzzet Atik, “Ben Kutlular Ağabey ile bir dönem yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bir Uhud okçusu gibiydi. Emredildiği gibi hayatının sonuna kadar orada durdu. Sonuç ne olursa olsun, hayatına, ailesine maddi manevi bütün zorluklara rağmen hayatını bu davaya vakfetti” dedi.

Allah onu ekseriyetle yanıltmadı

İzzet Atik’in ardından söz alan Yeni Asya Gazetesi ilk Yazı İşleri Müdürü Sabahattin Aksakal, şunları paylaştı:

“Rahmetli Mehmet Ağabeyimiz hakkında çok şeyler yazıldı, söylendi. Onunla ilk tanışmamız İstanbul’un ilk dershanesi sayılan Süleymaniye Kirazlı Mescid’de oldu. Zaman zaman kendisiyle özel görüşmelerimizde hayatının çok hareketli geçtiğini söylerdi. Daha ilkokul hayatında kavga etmediği çocuk kalmadığından 5. sınıfa geldiğinde o zamanki okul müdürünün, ‘Lütfen bu sene okula gelme, sene sonunda söz senin diplomanı vereceğim’ dediğini söylerdi. 1957 senesinde askerlikte Risale-i Nurla tanışınca o cevval, taşkın, hayat akışı mecrasını bulmuş. 1962 senesinde o kadar vazifesine sadıktı ki, zamanında ve hiç aksatmadan dershanenin temizliğini ve yemeklerini yapardı. Meslek ve meşrep noktasında, siyasî ve içtimaî noktasında tavizsiz bir şeilde Zübeyir Ağabeyi takip ediyordu. Biz zaman zaman bazı konularda hissimize kapılarak isabetsiz kararlara varırdık. Bazen onu anlayamazdık. Meselâ 12 Eylül ihtilâli olmuştu. Ben o zamanlarda bir rüya görmüştüm. O rüyanın tesiri altında kalarak 12 Eylül’e müsbet manada bir yorum yaptım. Ertesi gün gazetede anlattığımda hepimiz görüşümde ittifak ettik. Biraz sonra Kutlular Ağabey geldi, ona da heyecanla bu meseleyi anlattık. Hiç istifini bozmadan ‘Acele karar vermeyin, hele bir durun bakalım hadiselere bakalım’ dedi ve zaman yine onu haklı çıkardı. Allah onu ekseriyetle yanıltmadı. Haksızlıklar karşısında belki bu kadar dimdik duramazdık. Kutlular Ağabey yeri doldurulmaz, dimdik duran, Nurlar’ı müdafaa eden bir insan idi”

28 Şubat günlerini yaşadık

Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz, Kutlular Ağabeyle yüzlerce, binlerce manşet toplantısına katıldığını, birçok hadiseyi birlikte yaşayarak, değerlendirerek, istişare ederek, manşetlerin atıldığını ve yayın politikasının belirlendiğini belirterek, bugün de aynı sistemin şahs-ı manevinin denetiminde devam ettiğinin altını çizdiği konuşmasında şunları paylaştı:

“Kutlular Ağabeyin ismini ilk defa 1973 yılında Şerafettin Birol’dan işitmiştim. Şerafettin Birol bizim akrabamız ve benim hizmete dahil olmama vesile olan emekli öğretmen. 1976 senesinde Kutlular Ağabeyle tanışma imkânı bulduk, ziyaret ettik. Cağaloğlunda Şeref Efendi sokaktaki 2. kira olarak kullanılan yerimizde Kütahya Temsilcimiz Servet Bilgin’le beraber kafamızdaki soruları sorduk. Aldığımız cevaplardan tatmin olmuş şekilde ayrıldık ve aynı sene Kütahya’da Yeni Asya bürosunu açtık. 1978 senesinde Cağaloğlundaki yeni yerimizde kadroya dahil olma imkânı bulduk. 1980 darbesinden sonra o zamanlar Yeni Asya Araştırma Merkezindeydim. Köprü dergimizi İstanbul Gençlik Teşkilâtı çıkarıyordu, ama ihtilâlle birlikte derneğin bütün faliyetleri askıya alındığı için, dergi ortada kaldı ve yapılan istişarelerde Araştırma Merkezinin Köprü’yü çıkarması kararlaştırıldı ve böylece Köprü’yle de meşgul olmaya başladık. Her Köprü sayısı için yazdığımız yazıları, topladığımız dosyaları çıkmazdan evvel Kutlular Ağabeye okutuyorduk. O, yazıları tek tek okuyarak bize iade ediyordu ve onun o dosyaları iade eden halinden de görüyorduk ki, bizim o genç ekibin heyecanını çok candan paylaşıyor ve bize moral veriyordu. 

90 hadiselerini birebir ve iç içe yaşadık. Sonrasında Kutlular Ağabeyin öncülüğünde ve cemaatimizin desteği ile yeni bir başlangıç yaptık. 15 Temmuz 1990’dan itibaren gazetemizi tekrar çıkarmaya başladık ve dergilerimize de kaldığımız yerden devam etmeye başladık. 90 Ekim’inde ilk Bediüzzaman Mevlidini okuttuk. 1992 sıkıntılarını yaşadık. 1992’de yazı işleri kadrosunda bir değişiklik meydana geldi ve Kutlular Ağabeyin tensibiyle gazete ve derginin sorumluluğu bize verildi. 5 Mayıs 1992 tarihinde Kutlular Ağabeyin bize vermiş olduğu görevin gereği olarak ilk günlük yazımızı yayınlamış, yayın yönetmenliği vazifesini de üstlenmiş olduk. Birçok hadiseyi birlikte yaşayarak, değerlendirerek, istişare ederek, manşetlerimizi attık, yayın politikamızı belirledik. 

28 Şubat günlerini yaşadık. Devlet güvenlik mahkemeleriyle hepimizin üzerine gelindi. Neredeyse dâvâ açılmayan yazarımız kalmadı. Bu çerçevede 17 Ağustos 1999 depremi oldu. Depremden sonra biz 28 Şubat zulümleriyle bu depremi irtibatlandırarak ‘deprem İlâhî ikazdır’ yorumları yaptık gazetemizde. Kutlular Ağabey de bunu yine aynı sene Kocatepe Camii’nde tertip ettiğimiz mevlidde tekrarladı, gazetecilerin sorularını cevaplarken söyledi. Kutlular Ağabey mahkûm edildi, 276 gün hapis yattı. Kutlular Ağabey Risale-i Nur Medresetüzzehra üniversitesinin ordinaryus profesör unvanına sahip bir mezunu olarak hizmet etti ve o unvanla terhis belgesini alarak rahmet-i Rahmana intikal etti. Zübeyir Ağabeyden aldığı güzel hasletleri onun uygulamalarında da gördük. 

Hizmet sahası bizim memleketimizde

Yeni Asya Gazetesi İzmir Temsilcisi Hasan Şen de, Mehmet Kutlular ile ilk olarak 70’li yıllarda tanıştığını söyleyerek, “Kutlular Ağabeyi anlatmak biraz zor. Kutlular Ağabey hakkında Risale-i Nur’a adanmış 50 yıllık bir ömür diye ifade ediliyor, bu yanlış. Çünkü Kutlular Ağabey 57 senesinde Manisa’da Risale-i Nur’u tanıdı ve şu anda yaklaşık 60 senelik bir ömür. Yaklaşık çeyrek asır yönetim kurulunda kaldık netice itibariyle her ay beraber olurduk. Umre, Fransa, Paris’e beraber gittik, oralarda kaldık. Umrede Kutlular Abi 1 hafta sonra dönmek istedi. ‘Burada hizmet yok burada sade ibadet var, hizmet sahası bizim memleketimizde’ dedi. İttihad Gazetesi’ne kadar pek çok sayıda gazetenin kapandığı dönemleri anlatan Şen, “Kutlular Ağabeyden merhum diye bahsetmedim. Çünkü ölü olarak kabul etmiyorum ben onu. O daima gönlümüzde yaşıyor” dedi. 

İlim ehlini de eğitebilecek fikir ve bilgi birikimine sahipti

Yeni Asya Gazetesi Avusturya Temsilcisi eğitimci-yazar Mikâil Yaprak ise, “Kutlular Ağabeyin hayatını tam doğru anlatabileceğim kanaatinde değilim. Kutlular Ağabey dalgalı, fırtınalı, inişli çıkışlı ama istikametli bir hayat yaşadı. Zübeyir Ağabeyin, ‘Karanlık zindanlara salarlarsa ışık, paslı vicdanlara görürsen ümit, imansız kalplere rastlarsan nur vereceksin. Sen verdiğin için suç, sen getirdiğin için ceza, sen konuştuğun için mahkûm olacaksın ve buna şükredeceksin’ sözlerinin hakikî muhatabı olmuştu. Kutlular Ağabeyin hayatı Zübeyir Ağabeyin hayatının sanki devamı gibi olduğuna biz şahidiz. Zübeyir Ağabey derdi ki, ‘Eğer zenginlik hizmete mani olacaksa yaşasın fakirlik, eğer evlilik hizmete mani olacaksa yaşasın bekârlık, eğer ilim hizmete mani olacaksa yaşasın cahillik.’ Bunların Kutlular Ağabeyde evlilik hariç tam tahakkuk ettiğini görüyoruz. Risale-i Nurlar’ı tanıyınca ne aradığını bulup ruhu sükûnet bulmuş. Artık gece gündüz Risale-i Nur okumaya başlamıştır. Buna ilâveten diyebilirim ki, bu haliyle ilim ehlini de eğitebilecek fikir ve bilgi birikimine sahip olmuştur” diye konuştu. Avrupa programlarında Kutlular Ağabeyle ilgili hatıralarından bahseden Yaprak, “Köln’de salon tıklım tıklım. Panel bitti, panelistlere sorular geliyor. En çok soruların Kutlular Ağabeye gidiyor. Kutlular Ağabeyin canını sıkacak soru varsa koymayın diye tembih edilmişti, ama bir tanesi gözden kaçmış: ‘Hâlâ mı Demirel?’ Kutlular Ağabey, ‘Biz size diyor muyuz hâlâ mı Erbakan? Hâlâ mı Türkeş? Biz vatandaşın oy tercihine saygı gösteriyoruz siz de bize saygı gösterin” demişti. 

SiyasÎ ve içtimaΠhayatta yol gösterdi

Yeni Asya Gazetesi Medya Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Çiftkaya da, “Kutlular Ağabeyi 1970’li yıllarda Isparta’da Mühendislik Akademesindeyken tanıdım. Onun düzgün kıyafeti, duruşu, herkesi muhatap alırkenki düzgünlüğü beni o zaman çok etkilemişti. 80’li yıllarda İstanbul’da yüksek lisans eğitimimi yaparken Cağaloğlu’nda derslere katılma imkânımız oldu. Kutlular Ağabey bir dâvâ adamıydı. Dâvâ adamı olmanın özelliklerini üzerinde taşıyordu. 12 Eylül sıkıyönetim mahkemelerinde, 28 Şubat döneminde, 90’daki mevlid sonrası hadiselerde, 99’daki deprem sonrası ‘İlâhî ikazdır’ sözü sonrası mahkûm olmasında ki, bunların hepsinde dik durdu. Üstad Hazretleri’nin 29. Mektup’ta Nur Talebeleri için dikkat çektiği desiseler var. Bunlardan üç tanesini ben Kutlular Ağabey için değerlendirmeye çalıştım. Hubbucah, şan ve şöhret meselesinde, o makamda mevkide, bazen bütün Türkiye kameralarının üzerinde olduğu, çok popüler olduğu, siyasilerle hizmet adına içli dışlı bulunduğu dönemlerde bu şan ve şöhret girdabından uzak durdu. Bu çok büyük bir imtihan. Korku hissi yoktu. Davasıyla ilgili hiçbir zaman korku hissetmedi. O cesareti Risale-i Nur’un müellifi Bedüzzaman’dan alıyordu. Bu noktada bir numune-i imtisaldi. Kutlular Ağabeyin önüne birçok maddî imkânlar serildi devlet tarafından. Ama orada hem dâvânın hizmetini muhafaza hem de Üstad Hazretleri’nin istiğna düsturunu yaşama noktasında onlara çok güzel cevaplar verdi. Hayatını, ailesini, masum çocuğunu feda etti. Bu herkesin kolay dayanabileceği husus değil. Söylediği şu husus çok dikkatimi çekiyordu; Türkiye’nin, dolayısıyla âlem-i İslâm’ın da en mühim meselesinin demokratikleşememe olduğunu sürekli ifade ediyordu. Ve bütün konuşmalarında meseleyi bir şekilde getirip hürriyete, cumhuriyete, demokrasiye bağlıyor ve maddî ve manevî kalkınmamızın bu hürriyetler içinde mümkün olacağını, istibdada, tek adamcılığa, zulme her türlü baskıya karşı olduğunu ifade ediyordu. Bunun şu günkü konjonktürde ne kadar önemli bir düstur olduğunu hakkalyakin yaşıyoruz. 

Kutlular Ağabeyin misyonu, Zübeyir Ağabeyden aldığı neşriyat hizmetinin devamıyla birlikte Nur Cemaati’nin bir meşveret, bir ortak akıl üzerinden kararlarını alabilecek bir organizasyon sağlamış olması. Bu noktada Yeni Asya, gazete, neşriyat ve cemaatleri olarak Türkiye’ye değil âlem-i İslâma da örnek olacak bir pozisyondadır” ifadelerini kullandı.

 Kutlular Ağabeyin siyasî ve içtimaî hayatta yol göstericiliği ile ilgili hatıraları aktaran Çiftkaya, “Konya’da ilçe başkanıydım, il başkanı istifa etmişti, Demokrat Parti il başkanlığı boştu, bu görev bana teklif edildi. Ben cevap vermeden önce Kutlular Ağabey’i aradım, kardeşim yardımcı olalım, destek olalım, dedi ve bazı nasihatlerde bulundu; orası dershane değil, orası bir kitle partisi dolayısıyla orada cemiyetin içerisinden her tipten insanlar olacak. Oluşturacağın yönetim kurulunda da bunu gözeterek yap. Yani hepsi senin kafa dengin olacak diye bir şey olmasın, diyerek bana orada bir ders verdi. Şimdiki halihazır siyasete baktığımız zaman partiler artık bir dernek ve akraba teşekkülleri haline dönüşmüş ki muhalefette olan bir parti olmasına rağmen Demokrat Parti’de o usûlü bana nazik bir şekilde hatırlattı. Kutlular Ağabey imanî konulara ne kadar hakim idi ise, siyasî ve içtimaî konulardaki hassasiyeti de çok dikkate değer ve takdire şayan bir husustu. 

Zübeyir Ağabeyin takipçisi olmuştu

Yeni Asya Gazetesi yazarı Osman Zengin de şunları anlattı: “Bu âleme bir Mehmet Kutlular geldi, geçti. 50 senelik bir hukukumuz vardı. Kutlular Ağabey Risale-i Nurlar’ı 1957’de tanımış, o zamanlar Üstad Hazretleri sağ, Risale-i Nurlar’ı kendisine tanıtan insanı ziyaretine gitmek istediğini söylüyor. Ziyaretine gidemiyor, o sadâkatinden sürekli Risale-i Nur okuyor. Zübeyir Ağabey Üstadın nasıl hüve hüve takipçisiyse Kutlular Ağabey de Zübeyir Ağabeyin o şekilde takipçisi olmuştu. Kutlular Ağabey çok tertipli, düzenliydi. En son görüşmemiz İstanbul’da oldu.” dedi. 

Program sonrası dua

Son olarak moderatör Mustafa Yaprak’ın, “Hayatını dâvâsına adamış bir dâvâ adamını ifade etmeye çalışmak elbette ki bu kısa zamana sığmaz. Yeni Asya Gazetesi Van ve Erciş il temsilciliği olarak Mehmet Kutlular Ağabeye vefa borcumuzu ödemeye çalışmak istedik. Bu uğurda bizden yardımlarını esirgemeyen bütün konuşmacı ağabeylere şükranlarımı sunuyorum” sözlerinin ardından eğitimci yazar Süleyman Kösmene’nin başta Peygamberimiz (asm), Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri ve merhum Mehmet Kutlular Ağabeyin aziz ruhlarına ithafen hatim duâsı okumasıyla program son buldu.

Okunma Sayısı: 1395
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mustafa

    6.5.2021 20:42:31

    Bütün emeği geçenlerden Allah razı olsun..İstikamet üzere vefat eden nur talebelerinin mekanı cennet olsun..Bizleri ahir zaman fitnesinin her türlüsünden muhafaza eylesin..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı