MERHUM DEMİREL 1980’DE KISMEN İBADETE AÇTIĞI AYASOFYA İÇİN ŞÖYLE DEMİŞTİ: “CAMİ NAMAZ KILINMAK, MİNARE EZAN OKUNMAK İÇİN VARDIR.”
AHMET TERZİ - ANKARA
Fatih’in vakıf şartı var
Demİrel, 1985’te gazetemizi ziyaretinde şunları söylemişti: “İstanbul’u fetheden Fatih 26 kiliseden sadece 6’sını cami yaptırmıştır. Ayasofya onlardan biridir. 481 sene sonra bunun bir hata olduğunu söylemek kimi memnun eder? Ayasofya’nın Fatih tarafından konulmuş bir vakıf şartı vardır. Başka bir maksatla kullanılamayacağına dair.”
Fatih’in bize borcu yok, ama
“1980’de Ayasofya Camiinin Hünkâr Mahfilinde namaz kılınıp minarelerinde ezan okunmasını uygun bulduk. Zira minare ezan okunmak, cami namaz kılınmak için vardır. Hırka-i Saadette 24 saat Kur’an okunmasını da sağladık. Fatih Sultan Mehmet bunu vasiyetine koymuş. Onun bize bir borcu yok da, bizim ona bir borcumuz var.”
AYASOFYA VE HIRKA-İ SAADET
“Yahya Kemal’in, işgal döneminde söylediği söz çok önemlidir: ‘Hırka-i Saadet’i ve Ayasofya’yı gezdikten sonra anladım ki, Osmanlı Devletini ayakta tutan şey, Hırka-i Saadet’te okunan Kur’an’la, Ayasofya minaresinde okunan ezanlardır.’
***
Minare ezan, cami namaz için vardır
Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Biz Ayasofya Camii’nin Hünkâr Mahfilinde namaz kılınmasını ve minarelerinde ezan okunmasını uygun bulduk. Zira minare ezan okunmak, cami de namaz kılınmak için vardır” demişti.

9. Cumhurbaşkanımız Rahmetli Süleyman Demirel 1985 yılında gazetemize geldiğinde Ayasofya ile ilgili önemli açıklamalarda bulunmuştu. 8.8.1980 Cuma günü Ayasofya’nın Hünkâr Mahfili’nde, dört minareden okunan ezanlarla ibadete açılmasını sağlayan Demirel, “1980 Ağustos’unda Ayasofya minarelerinden ezan okunmuştu. Bana Amerika’dan mektup yazılmış. Gelibolu’dan geldiğim zaman gördüm. New York Times ezan okunmasını tenkit etmiş. Ben de bana mektup yazan kişiye cevap verdim: “Dört yüz seksen bir sene bu ezan okunmuştur. Bu mu yanlış, yoksa okunmaması mı yanlış? Sonra burayı fetheden Fatih Sultan Mehmed bunu vasiyetine koymuş. Onun bize bir borcu yok da bizim ona bir borcumuz var” ifadelerini kullanmıştı.
481 sene ibadet yapıldı
Yahya Kemal’in, işgal döneminde söylediği sözün çok önemli olduğunun altını çizen Demirel, şunları anlatmıştı: “ ‘Gerek Hırka-i Saadeti, gerekse Ayasofya’yı gezdikten sonra anladım ki, Osmanlı devletini ayakta tutan şey, Hırka-i Saadette okunan Kur’ân’la, Ayasofya minaresinde okunan ezanlardır’ diyor. Bu çok önemli bir şeydir. Zira, 481 sene Ayasofya Camii’nde ibadet yapılmıştır. Diğer taraftan, Ayasofya’nın Fatih tarafından konulmuş bir vakıf şartı vardır. Başka bir maksatla kullanılamayacağına dair. İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed, Ayasofya’yı cami yapmış. Fatih yirmi altı kiliseden sadece altısını cami yaptırmıştır ki, Ayasofya onlardan biridir. 481 sene sonra bunun bir hata olduğunu söylemek veya kabul etmek ne mânâ taşır? Ve kimi memnun eder?”
Kapanmış bir mevzu olarak görmüyorum
“481 sene sonra caminin müzeye çevrilmesinin hangi maksada hizmet ettiği anlaşılamamıştır” diyen Demirel, sözlerine şu şekilde devam etmişti: “Bunun hem vakfın şartına aykırı olduğu, hem de İslâmı incitici olduğu ileri sürülmüştür. Biz Ayasofya Camii’nin Hünkâr Mahfilinde namaz kılınmasını ve minarelerinde ezan okunmasını uygun bulduk. Zira, minare ezan okunmak, cami de namaz kılınmak için vardır. Ve bunu gerçekleştirdik. Ayrıca, Hırka-i Saadette yirmi dört saat Kur’ân okunmasını da sağladık. Daha sonra her ikisini de kaldırdılar. Bu mevzu gene tartışılmaya devam edecektir. Yani kapanmış bir mevzu olarak görmüyorum.”