Freedom House’un internet hürriyeti raporunda Türkiye, internet hürriyeti olmayan ülkeler arasında yer alıyor.
Merkezi Washington’da bulunan ve demokrasi, insan hakları ve siyasî hürriyetlerin teşvik edilmesini amaçlayan düşünce kuruluşu Freedom House internet hürriyetini değerlendirdiği Freedom on the Net 2020 raporunu yayınladı. Raporda Türkiye, internet hürriyeti olmayan ülkeler arasında yer aldı. Her yıl ülke bazında yayınlanan Freedom on the Net 2020’de, dünya çapındaki internet kullanıcılarının yüzde 87’sini oluşturan 65 ülkede internet hürriyeti değerlendirildi. Rapor, 2019 yılının Haziran ayı ile 2020 yılının Mayıs ayı arasında meydana gelen gelişmelere odaklandı. Freedom House Başkanı Michael J. Abramowitz, “Salgın, internetin giderek daha az özgürleştiği bir zamanda toplumun dijital teknolojilere bağımlılığını hızlandırıyor. Mahremiyet ve hukukun üstünlüğü için yeterli güvenceler olmadan, bu teknolojiler kolayca siyasî baskı için yeniden kullanılabilir” dedi.
Travmatik bir gerileme yörüngesinde
Raporun yazarlarından, teknoloji ve demokrasi direktörü Adrian Shahbaz, “Tarih, bir kriz sırasında kabul edilen teknolojilerin ve yasaların daha sonra ortadan kalkmadığını gösterdi. 11 Eylül’de olduğu gibi, COVID-19’a, hükümetlerin nüfuslarını kontrol etmek için yeni, müdahaleci güçler kazandığı bir an olarak bakacağız” ifadelerini kullandı. Freedom House ayrıca siyasi liderlerin salgını olumsuz haberleri sansürlemek, eleştirmenleri tutuklamak ve etnik ve dinî grupları günah keçisi yapmak için bir bahane olarak kullandıkları tesbitinde bulundu. Raporun açıklandığı basın toplantısında VOA Türkçe’nin sorusu üzerine Türkiye’yi de değerlendiren raporun yazarlarından Adrian Shahbaz, ülkenin özellikle Gezi Parkı protestolarından sonra travmatik bir gerileme yörüngesinde olduğunu söyledi.
Yerel yasalara uymamanın cezası arttı
Türk hükümeti tarafından medya sektörünün kontrolünü yeniden kazanmak için çıkarılan çok sayıda kanunun olduğunu gördüklerini belirten Şahbaz, “Geleneksel medya sektörü, hükümet aktörleri, hükümet dostu işadamları tarafından uzun süredir manipüle ve kontrol ediliyor. Şimdi de dijital dünyanın medya alanını kontrol etmesi için aynı adımları görüyoruz. Ve sanırım Türk hükümetinin sosyal medya kullanıcılarının mahremiyetine yönelik çok ciddî kısıtlamaları uygulayıp uygulamayacağı veya ABD’deki birçok firmanın da dahil olduğu teknoloji şirketlerinin, Türk hükümetinin yeni sosyal medya yasasına uyma çağrılarına direnip direnmeyeceğini göreceğimiz bir çarpışma rotasındayız. Bu uzun zamandır haberleri meşgul ediyor. Twitter, ülke içindeki bazı yayınları kaldırmak için Türk yasalarına uymaya başladığından beri, bundan sonra neler olacağını görmek ilginç olacak. Türk hükümeti, yerel yasalara uymamanın cezalarını arttırdı. Ama yine de Türk kullanıcıların konuşma özgürlüğü ile ilgili dramatik sonuçlarının olacağını düşünüyorum” dedi.