"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vicdanı kirleten çıkarlar: Türkiye’de toplumsal çarpıklık (2)

İbrahim KÜÇÜKER
19 Aralık 2025, Cuma
Din bu tabloya nasıl bakar?

Peygamberimiz (asm) şöyle der: “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”

Ama bugün komşumuzun açlığıyla değil, arabamızın modeli, evimizin metrekaresi, çocuğumuzun gittiği okulun markasıyla ilgilenir hale geldik. Tok yatanların sayısı arttıkça, açların öfkesi de artıyor. Bu öfke, toplumsal kırılmanın sessiz ama keskin çığlığıdır.

Toplumun çarpık iyilik anlayışı

İyilik bile gösterişe dönüştü. Gerçek yardım gizlidir; bizde yardım kamerayla, içerikle, gösteri için yapılıyor. Birinin kalbini kırdığımızda “niyetim iyi” diyoruz; birine adaletsizlik yaptığımızda “ben haklıyım” diyerek o yanlışı kutsuyoruz.

Toplum artık ahlâkın kendisini değil, ahlâkın görüntüsünü seviyor. Gerçek ahlâk, çıkarın bittiği yerde başlar; bizde ise çıkarın bittiği yerde ahlâk da bitiyor.

Ekonomik krizlerin ardında ahlâkî kriz var

Bugün yaşanan kriz sadece para krizi değildir; bir karakter krizi, bir merhamet krizi, bir adalet krizidir. Mevlânâ’nın sözü bugün sokaklarda yankılanıyor: “Bir insanın gerçek değeri, aradığı şeydir.”

Biz bugün ne arıyoruz?

Daha fazla para mı, bir avuç altının ağırlığını taşımaktan başka bir anlamı olmayan?

Daha büyük ev mi, duvarlar arasında hapsolmuş bir boşluk mu?

Daha pahalı telefon mu, sessizliğimizin yerine geçen soğuk bir ışık mı?

Yoksa daha adil bir toplum mu, herkesin nefes alabildiği bir gökyüzü gibi geniş ve eşit?

Aradığımız şey değersizse, bulduğumuz şey de değersiz olur; ve o boşluk, sadece bizim vicdanımızı değil, tüm toplumun ruhunu da yutar.

Son söz: Hükümlerimiz, günahlarımızın gölgesinde

Kendi günahlarımıza mazeret bulup, başkasının günahını taşlayarak rahatlamaya çalışıyoruz. Oysa Kur’ân hatırlatıyor: “Ey insanlar! Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe itmesin.” (Mâide, 8)

Bugün birbirimize öfkeliyiz; ama “insan” olarak değil… Parti kimliklerine, cemaat etiketlerine öfkeliyiz. Bizden olmayan “öteki”ne öfkeliyiz. B Partilinin gözünde Z Partili düşman; Z Partilinin gözünde B Partili hain. 

İşin en vahimi, herkes menfaatine zeval gelmesin diye birbirine kuşku ile bakıyor. Birbirine benzeyenler birbirini alkışlıyor; benzeme­yenleri ise linç ediyor. Düşmanlıklarımızı kutsuyor, adaletimizi kendi kabilemizin ayaklarına paspas ediyoruz. Ve bu sürü psikolojisi içinde hakikat boğuluyor, adaletin nefesi kesiliyor.

Adalet yok olduğunda toplum çöker. Bugün gördüğümüz çöküş, işte bu kör öfkenin bir sonucudur. Türkiye’nin ihtiyacı yeni sloganlar değil; yeni bir vicdan, yeni bir adalet ölçüsü, yeni bir merhamet anlayışıdır. Aksi hâlde hepimiz seçici günahkâr olmaya devam edeceğiz; kendi yanlışlarımızı “kutsayıp” başkasınınkini lanetleyerek…

Okunma Sayısı: 197
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı