"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vefatının Sene-i Devriyesinde Merhum Ahmet Akçay’ın anısına

İsmet Kasapoğlu
15 Haziran 2024, Cumartesi
“Bıyık deyip geçmemek lazım” Bir bıyık uğruna Yarab ne imanlar kurtulur

1970’li yılların sonu ortaokul öğrencisiyiz. Nurcular/ Nurculuk/ Risale-i Nur… nedir? Henüz hiç duymamışım. Yeni yeni genç delikanlılığa adım atıyoruz. Bıyıklarımız dahi henüz terlememiş. Ama biz de büyüyünce bıyık bırakma hevesi içerisindeyiz.

Asker arkadaşı olan rahmetli babalarımız gibi, biz de okul arkadaşı olduğumuz, tabiri caiz ise yapışık ikizler gibi sürekli birlikte hareket ettiğimiz, öğretmenlerimizin bile bizi gördükçe “Siz daha ayrılmadınız mı?” diye takıldıklarıve halen de irtibatımız devam eden arkadaşım, Yalçın ile de, büyüyünce nasıl bıyık bırakacağımız hususunda planlar yapar; çevrede gördüğümüz büyüklerin bıyıklarına bakarak kendimize adeta bıyık modeli seçmeye çalışırdık.

Çevremizde, çarşı/ pazarda gördüğümüz ama kim olduklarını bilmediğimiz bir kısım büyüklerimizin/ abilerimizin nur gibi parlayan yüzlerinde, ince kalem gibi duran bıyıkları bizleri kendilerine hayran bırakırdı.

Çokça tecrübelerden, piyasa araştırmalarımızdan sonra!!! oldukça hoşumuza giden, gördükçe imrendiğimiz/ beğendiğimiz bıyık modelini artık bulmuş olmanın huzuru/ rahatlığı ile artık yaşça büyümeyi ve bıyıklarımızın çıkmasını beklemeye başladık.

Ortaokul bitmiş, çırak okuluna başlamışız. Birkaç arkadaşımızla birlikte namaz kılmaya başlamak arzusu benliğimizi sarmış; Ama namaz nasıl kılınır bilemediğimizden namaza başlayamıyoruz. O günlerin şartlarında da büyüklerimizin “Koca adam olmuşsunuz daha namaz kılmasını bilmiyor musunuz?” diyeceklerinden çekindiğimiz için de, kimseye soramıyoruz. Kıvranıyoruz ama nafile…

Çok şükür ki imdadımıza, sadece onun namaz kıldığı Çırak Okulunda sınıf arkadaşımız olan Zübeyir kardeş yetişti. Yaşıt/ akran olduğumuz için de hiç çekinmeden kendisiyle sıkıntılarımızı paylaşır, sorularımızı sorar, aldığımız güzel cevaplar neticesinde huzur bulur rahatlardık.

Bir gün Zübeyir kardeş, bizlere bir müjde verdi. Benim gibi namaza yeni başlamış/ başlamak niyetinde olan, ama bilemediğimizden dolayı eksik/ yarım/ yanlış namaz kılan arkadaşlara “İnanç ve Namaz” diye bir videodan bahsetti. “Arkadaşlar bu video yeni çıkmış, namazların nasıl kılınacağını 20 dakikada öğretiyor. İsterseniz bu videoyu bir gün izleyelim. Namaz kılmasını tam öğrenelim.” dedi.

Arı Pastanesi… 1982 yılının bahar aylarıydı… “İnanç ve Namaz” videosunu izlemek için buluştuğumuz yer… Hayatımın dönüm noktası… Videoyu izlemek için toplandık. Okulumuzda ne kadar da çok namaz kılmak isteyen varmış! Birbirimizi görünce sevindik. Çünkü birbirimize ayine olmuştuk. Videoyu izledik. Her olumlu şeyin öncüsü ve bir okul olan Yeni Asya’nın gerçekten de o zamanın şartlarında bir ilk olan bu uygulaması sayesinde çok kısa bir süre içerisinde doğru namaz kılmayı öğrendik.

Videoyu izledikten sonra da, videonun izlenmesi için mekânın tahsisi ve programın organize edilmesinde alakadar olan Süleyman Alıç abi ile tanıştık. Uzunca bir süre hasbihal eyledik. Mekândan ayrılırken, tanışıklığımızın ve irtibatımızın devamı için tekrar görüşmek temennisi ile bizleri kaldığı eve davet etti. (Tabi o zamanlar, dershane nedir, vakıf nedir bilmiyoruz.) Süleyman abinin davetine teşekkür ederek inşallah deyip ayrıldık.

O zamana kadar hiç böylesine tatlı, böylesine hoşumuza giden, duygularımıza hitap eden bir ortamda bulunmadığımız için, çok etkilendiğimiz bu lezzetli/ keyifli sohbetin ve birlikteliğin tekrarı için, pastanedeki görüşmeden bir süre sonra Zübeyir ile birlikte Süleyman abilere gittik.

Orda gördüğümüz abilerin hepsi birbirine benziyordu. Ama birisi vardı ki, siması, nur saçan yüzündeki kalem gibi bıyıkları beni çok etkilemişti. Adının Ahmet Akçay olduğunu öğrendiğim bu abi meğer bizim yakın komşu köylümüz imiş. Bunu da öğrenince daha bir ısınıverdim. Konuşulanları, sohbetleri pek anlamıyordum ama içimde, hissiyatıma dokunan, tarifinden aciz kaldığım çok güzel tesir bırakıyordu. Artık hayatımın dönüm noktası olan o günden sonra, ileriki yıllarda yaşam çizgimin oluşmasında çok emeği geçen Süleyman Alıç abi ile birlikte, özellikle Ahmet Akçay abiyi görmek için her fırsatta dershaneye gitmeye başladım.

Yakın köylü olmamızın da etkisiyle birbirimize çok çabuk ısınmıştık. Aradan geçen kırk yılı mütecaviz zaman içerisinde Ahmet Akçay abi ile çok hususi gönül bağımız oluştu. Hatta şahsımı ilgilendiren bazı konularda kendisine danışmak isterken, ben konuyu açmadan konu ile ilgili kendisi konuşması veya ben sormadan cevaplar verip değerlendirmelerde bulunması sıklıkla vaki olmuştur.

Kur’a da çıkmasına rağmen, kota sınırlaması gibi sebeplere binaen, müftülüğün beyanlarına göre Kutsal Toprakları ziyaretimizin imkânsız gibi göründüğü bir vakitte, daha sonraları aynıyla vaki olan hakkımda gördüğü rüyayı ayrıntısıyla anlatması ve hacca gideceğimiz müjdesini vermesi… Hemen her konuda hususi hallerimi/ sıkıntılarımı kendisiyle paylaşmaktan ve onun gönüllere ferahlık veren tespit ve çözüm önerileri sayesinde, içinde bulunmaktan son derece iftihar ettiğim iman ve Kur’an hakikatleri hizmetlerinde ayağımız sabit kalmıştır. İnşallah sabit kalmaya devam edecektir.

Onun, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile “Seyyar Büro” tanımına tam uygun olarak Kırıkkale’de bir gün içerisindeki çalışmaları, Kırıkkale bürokrasisi yanı sıra, özel kurum ve kişileri ziyaretlerindeki samimi ve güler yüzlü davranışları sayesinde her daim pozitif enerji bırakması en büyük kazançtı. Ahir ömrüne kadar da aynı şevk ve enerji ile fisebilillah çalışmalarına devam etti.

Gönlü güzel, safi kalpli, hiçbir olumsuz rüzgârlardan etkilenmeyen ve son nefesine kadar istikamet üzere olan Ahmet Akçay abinin, Nur Talebelerinin Ehl-i Cennet oldukları yönündeki Üstadın müjdesine daha bu dünyada mazhar olduğuna, sergüzeşt-i hayatı, hizmetleri ve bizler şahidiz. Şahid ol Ya Rab…

Kabrin nurlarla dolsun, makamın Cennet olsun abim...

Okunma Sayısı: 1361
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ismail

    15.6.2024 21:18:50

    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun hepsinin.

  • Nahit Topaloğlu

    15.6.2024 12:05:29

    "Şapka Deyip Geçmeyin"e, bir de "Bıyık Deyip Geçmeyin" eklendi. O hâlde geçme kardeşim. Konuyu bir bıyık bükümü sürdürmeye devam et! Bıyıkları biraz uzat. Yavuz Selim'inki kadar olabilir. Bâki selam ve muhabbetler. Fî emânillah kardeşim.

  • Süleyman alıç

    15.6.2024 01:10:59

    Tebrikler İsmet kardeşim çok güzel bir VEFA örneği gösterip Merhum Nurun Sadık bir kahramanı olan Ahmet Akçay abimizi dualarımıza ve 45 yıllık hatıralarımıza iştirak ettirdin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı